İZMİR - CHP İzmir Milletvekili, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Rahmi Aşkın Türeli, Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'ni ziyaret etti. Oda Başkanı ve DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Günay Çifçi ile yönetim kurulu üyeleri tarafından karşılanan Türeli, Meclis'teki çalışmaları hakkında Oda üyelerini bilgilendirirken şubenin çalışmalarına ilişkin de bilgiler aldı.

14 Nisan 2012 tarihinde çıkarılan yönetmeliğin meslek odalarının zemin etüt denetimlerini ortadan kaldırdığını, bunun da meslek odalarını ciddi anlamda sıkıntıya soktuğunu belirten Prof. Dr. Günay Çifçi deprem açısından riskli bir bölgede bulunan İzmir'in zemin etüt çalışmalarının meslek odalarının incelemesi ve onayından geçmesinin gerekli olduğunu söyledi. Yönetmelik öncesine kadar odaların bu çalışmalarını gönüllülük esasına göre yaptığını ve sembolik bir ücret aldığını vurgulayan Çifçi, uygulamanın bu yönde devam etmesi gerektiğini ifade etti.

Çifçi, 'İzmir deprem açısından riskli bir bölge. Çok aktif ve diri faylar var. Bununla birlikte büyük deprem beklentileri de var. Zemin etütlerinde jeofizik, jeoloji ve inşaat mühendisleri odalarından destek alınmasına, onların kontrolüne ihtiyaç var. Odalar kamusal denetimi gönüllülük esasına göre yapıyordu. Raporlar da oda tarafından onaylanıyordu. Şimdi bunu kaldırdılar.' dedi.

Toplantıda hazır bulunan oda yönetim kurulu üyeleri tek tek söz alarak yaşanan sıkıntıları CHP'li Türeli'yle paylaştılar. Zemin etüdünün önemine dikkat çeken jeofizikçiler son olarak Samsun'da yaşanan sel felaketini örnek gösterdiler ve bürokrasiyi azaltma adına gündeme getirildiği düşünülen bu yönetmeliğin yeni facialara yol açmaması dileğinde bulundular. Yönetim kurulu üyeleri ayrıca bu yönetmeliğin belediyelerle meslek odalarını da karşı karşıya getirdiğini ifade ederek şu değerlendirmelerde bulundular: 'İzmir, bilimsel çalışmalarıyla ve çeşitli projelerin hayata geçirilmesiyle Türkiye'ye hep örnek olmuştur. Örneğin 'Yüksek Yapılar Yönetmeliği' Türkiye'de ilk kez İzmir'de uygulanmıştır. Bu yönetmelik 11 kattan (30 metre 80 cm) daha yüksek yapıları kapsıyor.'

Toplantıda oda yönetim kurulu üyeleri, zemin etüdü raporları onaylanırken inşaat mühendisleri ve jeoloji mühendisleri gibi jeofizik mühendisleri odasının görüşlerinin de dikkate alınması gerektiğini belirterek mevzuata göre bu üç odanın yetkili olduğunu hatırlattılar.

CİDDİ KATKI KOYACAĞINIZA İNANIYORUZ
Milletvekili Türeli'nin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Günay Çifçi, CHP'nin meslek odalarının sorunlarıyla yakından ilgilenmesi ve sorunlarına sahip çıkması gerektiğini belirterek Türeli'den bu konuda da destek istedi. Çifçi, 'Ziyaretiniz için teşekkür ederiz. Biz oda olarak bu ziyaretleri çok önemsiyoruz. Siz de bizi ziyaret ederek farklı olduğunuzu gösterdiniz. Bürokrasi kökenli olmanız ve Devlet Planlama Teşkilatında uzun yıllar çalışmış olmanızın Türkiye'nin ve İzmir'in sorunlarının çözümünde önemli katkılar oluşturacağına inanıyoruz. CHP'nin meslek odalarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla her zaman iyi iletişim kurması, bu kanalları açık tutması gerekiyor. ' dedi.
MESLEK ODALARIMIZLA BİRLİKTE SİYASET ÜRETMEK İSTİYORUZ
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli ise Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren en hayati konularda odaların devre dışı bırakılmasının çok yanlış olduğunu belirterek bu uygulamaya son verilmesi gerektiğini söyledi.

Türeli yaptığı değerlendirmede, oda yönetiminin zemin etüdü konusunda yaşadıkları sıkıntılara ilişkin belediye başkanları ile bir toplantı yapılabileceğini, bu konuların söz konusu toplantılarda değerlendirilmesinin fayda sağlayacağını söyledi.

Konuşmasında ayrıca, Yüksek Yapılar Yönetmeliğinin İzmir ölçeğinden merkezi ölçeğe taşınması gerektiğini belirten Türeli, meslek odalarının karşılaştığı sıkıntılara ilişkin de 'Neden yapılması gerekenler yapılmıyor bunları sorgulamaya ihtiyacımız var. CHP olarak meslek odalarıyla, sendikalarla, sivil toplum örgütleriyle birlikte sorunları tartışmak ve çözüm üretmek istiyoruz. Nitekim geçtiğimiz yasama yılında odalarımızla yaptığımız görüşmelerin ardından birçok sorunu Meclis'e taşıdık. Ben de bu çerçevede, meslek odalarıyla ilgili olarak çıkarılan yönetmeliği TBMM'ye taşımayı düşünüyorum. Beraber çalışmalıyız, desteğinize ihtiyacımız var. ' dedi.

TÜRKİYE'NİN İYİ YÖNETİLMESİNİ İSTİYORUZ
Odayı ziyaretinde Türeli Meclis'te geçen bir yılı da değerlendirerek yoğun bir dönemi geride bıraktıklarını, AKP'nin keyfi tutumu, baskıcı tavırları ve uygulamaları karşısında CHP olarak ciddi bir muhalefet duruşu sergilediklerini söyledi.

Türeli şöyle konuştu: 'Türkiye'nin iyi yönetilmesini istiyoruz. Bu çerçevede, bir taraftan üretime ve yatırıma önem veren bir ekonomik modelle milli gelirin artırılmasını, diğer taraftan da bölüşüme önem vererek milli gelirin daha adaletli paylaştırılmasını savunuyoruz. O açıdan müdahil olmaya hepimizin ihtiyacı var. Bizler siyaseten mücadele verirken sizler de meslek odaları olarak kendi alanlarınızla ilgili katkı koyabilirsiniz. Ortak hareket edebileceğimiz birçok noktanın olduğunu biliyoruz. Bu dayanışmayı daha fazla demokrasi için, özgürlük için, adalet için, refah için istiyoruz.'

JEOFİZİKÇİLERİMİZ ÜLKEMİZDE KALSIN
Jeofizik Mühendisleri İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Günay Çifçi, jeofizik kavramının 1999 yılındaki Marmara Depremi'nden sonra Türkiye'de daha iyi anlaşılmaya başlandığını belirterek, yetiştirdikleri pek çok jeofizikçinin Türkiye'deki istihdam şartları nedeniyle tercihini yurtdışından yana kullandığını belirterek 'Bu durum meslektaşlarımızın geleceği açısından bir bakıma iyi görünse de, ülkemizde yetişen donanımlı, tecrübeli arkadaşlarımızın beyin göçüyle Türkiye'den ayrıldıklarını gösteriyor. Biz jeofizikçilerimizin birikimlerini kendi ülkemizde değerlendirmelerinden yanayız' diye konuştu.

Konuşmasında yurtdışına beyin göçü konusuna da değinen Türeli, bu konuda TBMM'de soru önergesi verdiğini hatırlatarak, 'Devlet imkanlarıyla veya kendi imkanlarıyla yurtdışına özellikle yükseköğrenime giden öğrencilerin önemli bir bölümü Türkiye geri dönmemektedir. Bu çerçevede, gelişmiş ülkeler ve birçok gelişmekte olan ülke, bir taraftan mevcut insan kaynaklarını en iyi biçimde değerlendirirken diğer taraftan da başka ülkelerin yetişmiş insan güçlerini beyin göçü ile kendi ülkelerine transfer etmektedirler. Türkiye gibi ülkeler içinse bu ciddi bir kayıptır. Hükümetin yurtdışına beyin göçünü önleyici politikaları acilen hayata geçirmesi gerekmektedir' dedi.