HABERLER>SPOR
17 Nisan 2015 Cuma - 10:21

THD taahhütnameyi masaya koydu: Tribünler adaylardan ne istiyor?

Taraftar Hakları Derneği bir bildiri yayınlayarak adaylara seslendi. 9 maddelik taahhütnameyi imzalama çağrısı yapan dernek, “6222’yi kaldırın, Passolig’i çöpe atın” dedi!

THD taahhütnameyi masaya koydu: Tribünler adaylardan ne istiyor?

EGEDESONSÖZ – Türkiye 7 Haziran’da yapılacak genel seçimlere kilitlenirken toplumun her kesiminden yeni meclis için talep yağıyor.

İzmir’de kurulan ve ülkede bir ilk olan Taraftar Hakları Derneği’nden de adaylara önemli bir çağrı geldi.
 
‘Tribünlerin’ 25.dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev alacak isimlerden taleplerini sıralayan bir bildiri yayınlayan dernek, adaylara 9 maddelik taahhütnameyi imzalama çağrısı yaptı.

Taraftarların öncelikli isteği 6222 sayılı kanunun kaldırılması ve Passolig uygulamasının ‘çöpe atılması’…

Dernek taahhütnameyi 15 Mayıs Cuma gününe kadar imzalayarak kendilerini ulaştıran adayların isimlerini de web sitesi ve sosyal ağlardan duyuracaklarını bildirdi.



İŞTE TARAFTAR HAKLARI DERNEĞİ’NİN BİLDİRİSİ
Ülkemizin seçimlere odaklandığı bu süreçte Taraftar Hakları Derneği olarak milletvekili adaylarımıza sesleniyoruz: Şehirlerimize, semtlerimize, taraftar derneklerimize geldiğinizde, sevdalısı olduğumuz takımlarımızın atkılarını boynunuza takmanız, formalarını giymeniz gibi yüzeyselliği aşmayan destek biçimleri artık yeterli değildir. Önce bizi pür dikkat dinlemenizi ve sorunlarımızı derin bir anlayışla kavramanızı, sonra da bunlara ilişkin bazı taahhütlerde bulunmanızı istiyoruz.  
 
Futbolun bu kadar popüler olmasının ve büyük kitlelerce takip edilmesinin arkasında onun herkes tarafından anlaşılabilen özellikleri kadar tribünlerdeki görsel ve sözel şovların adeta bir sanat eserini andıran etkisi vardır. Günümüzde, endüstriyel futbolun temel aktörü de taraftarlardır.
 
Son yıllarda, ülkemizdeki taraftarlar olarak artan oranda ‘baskı, yasak ve ceza’ üçlüsü ile kuşatılmış durumdayız.
 
Futbolun karar vericilerinin ‘son icadı’ 6222 sayılı yasa, gerek İl-İlçe Spor Güvenlik Kurulları’na gerekse de spor müsabakalarında görevli kolluk güçlerine ‘keyfi yasaklar imkanı’ sunmaktadır. Sözü geçen iki kesim de, taraftarların takımlarını destekleme haklarını kullanılmasında gerekli tedbirleri almakla yükümlü iken, adeta ‘niyet okuyarak’ görevlerini kötüye kullanmaktadırlar.
 
Statlara sokulmayan pankartlara ilişkin sıklıkla duyduğumuz ‘yassah hemşerim’ nakaratından ve bu yasağın gerekçesini sorduğumuzda karşımıza çıkan ‘amirim öyle dedi’ ezberinden daha trajikomik hatta skandal durumların olduğunu biliyoruz. Deplasman taraftarına yasak getirme ‘şartlanmasıyla’ toplanan İl-İlçe Spor Güvenlik Kurulları’nın kararlarında bunların örneklerini görmek mümkündür.
 
Hatırlatmak isteriz ki son çıkartılan 6222 sayılı yasa dâhil olmak üzere, bu kapsamdaki her yasa ve düzenleme öncekinden daha ağır cezai yaptırımlar içermesine rağmen sporda şiddet azalmamakta, aksine gün geçtikçe dozu artarak yaygınlaşmaktadır.
 
Bir zamanlar maçlarda rakip takım taraftarları yan yana otururken, -ki hâlâ birçok ülkede bu uygulama devam etmektedir-  önce tribünleri böldüler. Olmadı, deplasman taraftarına kontenjan uygulaması getirdiler. O da olmadı, deplasman yasağı koydular… Peki bunların sonuçları ne oldu?
                                                                                                                                
Deplasman yasağının uygulandığı dönemde, hem de statla hiç alakası olmayan bölgelerde hayatını kaybeden taraftar kardeşlerimiz oldu. Son olarak Ç.Rizespor-Fenerbahçe maçının ardından Rize il sınırları dışında yaşanan Fenerbahçe takım otobüsünün kurşunlanması olayı hepimizin malumudur.
 
Hal böyleyken, topu taca atmaktan ve kalıcı çözümler için sorumluluktan kaçmaktan artık vazgeçilmelidir. Ülkemizde şiddet ve ölüm dört bir yanda kol gezerken, on binlerce insanın doldurduğu tribünlerin bu durumdan azade olması ne yazık ki mümkün değildir.   
 
Çünkü tribünlerdeki şiddet, toplumsal yaşamda her alanda hemen her gün karşımıza dikilen sözlü ve fiziki şiddetin sadece haftada bir ortaya çıkan bölümüdür.
 
Ailede, sokakta, okulda, işyerinde sözlü ve fiziki şiddetin hepimizi kuşattığı bir toplumda yaşıyoruz. Kadına yönelik şiddetin, çocuk ölümlerinin sıradanlaştığı, devlet güçlerince uygulanan şiddetin sistematik hale geldiği ülkemizde, futbol teröristleri adlandırmasıyla tribünlerin ve taraftarların hedef tahtasına oturtulmasını, kriminalize edilmesini asla kabul etmiyoruz.
 
Haftada sadece bir kez kendilerine ait tribünleri dolduran on binlerce taraftar, haftanın diğer günlerinde mahallede komşu, okulda arkadaş, işyerinde mesai arkadaşı kimlikleri ile günlük yaşamımızda yer alan kişilerden oluşmaktadır. Yani taraftarlar, toplumsal yaşamın içindeki insanlardır. Yani bu ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal koşulları içinde yetişmiş ve yetişmekte olan bireylerdir. 
 
Bunlara ilaveten, yeni yapılan statlara futbolun karar vericileri tarafından ‘ARENA’ uzantılı isimler verilirken, yazılı ve görsel medya tiraj/reyting uğruna, kulüp yöneticileri de daha fazla kâr için fanatizmi körüklerken ve tüm bunlar rekabetin düşmanlığa dönüşmesine hizmet ederken tribünlerdeki şiddeti ‘lanetleyerek’, taraftarları ‘ötekileştirerek’ meselenin halledilemeyeceği artık görülmelidir.
 
Bu sefer gerçekten de ‘kökü dışarıda’ bir sorunla karşı karşıyayız. Bu yüzden, sporda şiddet sorununun nedenlerini tribünün içinde değil, dışında aramak gerekiyor.
 
Kulüp yöneticilerinden, sahadaki teknik ekibe ve futbolcusuna kadar futbolun tüm temel aktörleri günümüz spor aktivitelerinin maalesef olmazsa olmazı kabul edilen agresifliği ve saldırganlığı her boyutta ortaya çıkarmaktadırlar.
 
Sporun, oyun olmaktan çıkıp bir işe dönüştüğü günümüzde her şey ‘kazanmak’ üzerine inşa edilmiş durumdadır. Devasa paraların döndüğü bir sektöre dönüşen, bahis şirketlerinin ve menajerlerin cirit attığı spor hadiselerinde ‘kazanmak’ için her yol mubah sayılmakta ve kartlar tek bir amaç için karılmakta ve dağıtılmaktadır. Bu nedenledir ki, insan sağlığı ve yaşamı bile rahatlıkla ikinci plana atılabilmektedir. Performans arttırıcı ilaçlar, sakat sakat oynamaya zorlanmalar adeta sporun yeni kuralları olmuştur. Bütün bu zorlamaların yanı sıra ‘herkesin bildiği bir sır’ olan teşvik primleri adı altında yapılan şike anlaşmaları ise işleri iyice çığırından çıkarmaktadır.
 
İşte bu sebeplerden dolayı, insan beden ve ruh sağlığını geliştirme amacı taşıyan spor aktivitelerinin artık insana ve insani değerlere yabancılaştırılarak endüstriyelleştirildiği mutlaka     görmek gerekir. Bu sürecin ortaya çıkarttığı sorunların bir yönünü oluşturan şiddet meselesinin bütün sorumluluğunu taraftarlara atmanın kolaycılığına kaçılmamalıdır.
 
Bütün bu saydığımız ülke gerçeklikleri ortadayken ülkemiz insanlarının hâlâ futbol terörü kavramıyla manipüle edilmek istenmesinin ve çözüm olarak ‘Passolig’in devreye sokulmasının sebebini de çok iyi bilmekteyiz.
14.04.2014 tarihinden itibaren, 6222 sayılı yasanın e-bilet ile ilgili hükümleri gerekçe gösterilerek Türkiye Futbol Federasyonu'na bağlı Süperlig ve 1. Lig müsabakalarında Aktifbank'ın ticari bir ürünü olan passolig kartı taraftarların stadyumlarda maç izlemesi için zorunlu kılınmıştır. Mevduat  bankacılığı izni ve şubesi olmadan, BDDK’nın özel izniyle  taraftarların futbol oyununa ve takımlarına olan bağlılıkları kullanılarak 1 milyonun üzerinde banka/kredi kartı satışı yapılmıştır. 
Stadyumlarda siddeti önleyeceği yalanıyla pazarlanan, pazarlanmaktan öte maç izlemek için taraftarlara zorunlu kılınan bu tekelci uygulamanın şiddeti önleme noktasında en ufak bir geçerliliği olmadığı gibi, TBMM'den yöneltilen bir soru önergesine, Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan yapılan resmi açıklamaya göre; stadyumlarda maç izleyen taraftar sayısının %50 oranında düşürdüğü kayıtlara geçmiştir.
Böylece spor aktivitelerinin bir hafta sonu eğlencesi olması fikri zedelenmiş, bir şölen alanı olan tribünlerde taraftarların kolektif belleği yok edilmeye çalışılmış, tribünler şiddet bahanesiyle taraftarlardan arındırılarak, taraftarların örgütlü bütünlükleri/birliktelikleri yok edilmeye çalışılmıştır. Bu bahsi geçen değerlerin yerlerine, belirli gelir düzeyine sahip müşteri nitelikli seyircilerin getirilme operasyonu başlatılmıştır. Yaşamın birçok alanında olduğu gibi tribünlerin kapısı da güvenlik ve modernlik adı altında halktan koparılmak istenmiştir.
Bu dayatmacı ve tekelci uygulamaya göre passolig kartı alan 1milyon kişi, taraftar olarak değil Aktifbank'ın bir müşterisi olarak  tanımlanmıştır. Aktifbank,  Türkiye Futbol Federasyonu ile 10  yıl süreli münhasırlık (tekel olma) şartıyla sözleşme imzalamış, bu  alanda  rekabet koşulları devre dışı bırakılmış ve ülke futbolunun geleceği yine taraftarların duyguları rehin alınarak ipotek altına alınmıştır.
Sporda şiddetin çözümü bir banka kartını pazarlamak, o kartı almaya mecbur bırakılan taraftarlara cezalar yağdırmak, tribünlere yönelik yasak ve engellerle baskı kurmak değildir. Denenmiş ve hiçbir olumlu sonuç alınamamış, hatta durumun daha fazla kötüye gitmesine sebep olmuş bu tür uygulama ve yöntemlerden derhal vazgeçilmelidir. 
Sporda şiddetin toplumsal olay ve olgularla bağlantısı kurulmadan, çok yönlü toplumsal bağlantıları olan çözümler geliştirilmeden atılacak her adım, alınacak her karar ve hayata geçirilecek her uygulama önceki durumdan daha olumsuz sonuçlar ortaya çıkartacaktır.  
Sporda şiddetin toplumsal olay ve olgularla bağlantısı kurulmadan, çok yönlü toplumsal bağlantıları olan çözümler geliştirilmeden atılacak her adım, alınacak her karar ve hayata geçirilecek her uygulama önceki durumdan daha olumsuz sonuçlar ortaya çıkartacaktır. 
                       
Sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesi için, siyasal iktidarın ve futbolun karar vericilerinin köklü bir zihniyet değişikliğine gitmesi gerekmektedir. Baskıcı ve güvenlikçi anlayış terk edilmelidir. 
 
Çözüm; daha fazla baskı ve yasaklama değil, daha fazla özgürlük ve demokrasidir.
 
Taraftar Hakları Derneği olarak, taraftarların maruz kaldığı ve kalacağı her türlü hak ihlali ve kısıtlamaya karşı omuz omuza mücadele içerisinde olduğumuzu bir kere daha belirtir, taleplerimizi sunarız.
 
İŞTE O TAAHHÜTNAME

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
18 Nisan 2015 Cumartesi 11:56

e-bilete evet.bence güzel uygulama.

Yorumu oyla      11      6  
Bornovalı 17 Nisan 2015 Cuma 16:27

Bir sporsever olarak görüşüm- futbol maçlarındaki boş tribünlerin başlıca sebebi passolig'tir- Futboldaki şiddet- veya kalitesizlik ikinci nedendir- Passolig kalkarsa kulüplerin maddi geliri artacak- biraz ayakta kalabileceklerdir.

Yorumu oyla      13      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Gekas FIFA’ya gidiyor
Akhisar Belediyespor'da teknik direktör Roberto Carlos tarafından kadro ...
Karşıyakalı Dixon Eurocup onuru
Pınar Karşıyaka'nın ABD'li oyun kurucusu Bobby Dixon, bu sezon Eurocup'ta ...
Altay’da Zorlu formülü
Altay’da 22-29 Nisan'da yapılacak olağanüstü genel kurul öncesi dün gerçekleşen ...
 
1.Lig’de perde İzmir derbisiyle açılıyor
PTT 1'inci Lig'in iki formda takımı Karşıyaka ile Altınordu, 28'inci haftanın ...
Bucaspor 7 maç kala sıfırdan başlıyor!
PTT 1'inci Lig'den düşmeme mücadelesi veren Bucaspor'da teknik direktör ...
Göztepe’de revizyon
Spor Toto 2'nci Lig Kırmızı Grup'ta şampiyonluk mücadelesi veren Göztepe'de ...
 
Beşiktaş’ta Rıza Sarraf krizi: Tepki büyüyor!
Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman ile Ümraniye'de yemek yiyen iş adamı ...
Altay'da eski başkanlar yönetime el koyuyor
Altay'da 22-29 Nisan'da yapılacak olağanüstü genel kurul öncesi gerçekleşen ...
İTO’dan kulüplere eğitim desteği
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, İzmir futbolunun ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu saatte 'vicdan ittifakı' olur mu?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İzmir kimin ya da neyin kalesi?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Erkek dediğin öldürür
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Foça, Tire, Çeşme ve Dikili de MHP diyecektir
Kemal ARI
Kemal ARI
Oyumuz, onurumuz ve özgürlüğümüzdür...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Tunç Soyer yeni bir yola çıktı
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Diktatör
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Sağduyu marifeti ile seçebilmek…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Son hafta
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Sosyalistler pes etmeyin!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva