Peş peşe ÇED süreçlerine tepki: Karaburun RES-GES çölü oldu!

EGEDESONSÖZ – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, ÇED sürecini sonlandırdığı, Eğlenoca Mahallesi sınırlarındaki Fıratteks Tekstil Şirketi’nin Fırattekstil Güneş Enerji Santrali (GES) projesi için yeniden ÇED süreci başlattı.

Fırat Tekstil’in ilk projesiyle ilgili Karaburun Yerel Fok Komitesi ilgili birimlere projeye ilişkin itiraz ve değerlendirme raporlarını iletmiş  ayrıca Eğlenhoca Muhtarlığı da halktan topladığı imzalar ile itirazını yapmıştı. 22 Mart 2024 tarihinde de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı projenin ÇED sürecinin sonlandırıldığını iade-iptal edildiğini duyurmuştu.  

Eğlenhoca Mahallesi sınırları içinde ve özel çevre koruma bölgesi alanında kurulması planlanan Fırattekstil Güneş Enerji Santrali, proje önerisini yapan firmanın Kemalpaşa ilçesindeki fabrikası için üretim yapacak. İlk projeye göre yer değişikliği yapıldığı görüldü.

Proje parselinin bitişiğinde Seyfeli Tekstil, Volt Elektrik ve Hiba Sportif şirketlerinin lisanssız GES üretimi yapması planlanıyor. Şirket 2,41 hektar büyüklüğündeki alana 4 bin 320 güneş paneli dikmeyi hedefliyor.

Karaburun Yerel Fok Komitesi ise yaptığı yazılı açıklama ile aynı bölgede faaliyete geçirilmesi planlanan 4 GES projesinin Yukarıovacık’ta bitme noktasına gelen hayvancılık ve tarımsal faaliyetleri tamamen ortadan kaldıracağını dile getirdi.  Komite, yeni GES projelerinin Eğlenhoca Mahallesi ekolojisi üzerinde kümülatif etkisi öngörülemeyen ve telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açacağını da vurguladı.

Açıklama şu şekilde:

Proje raporunda; projenin biyoçeşitliliğe etkisinin ne proje alanı bazında ne de etrafında önerilen güneş enerji santralleriyle birlikte değerlendirilerek ele alınmadığı ve kümülatif olarak değerlendirilmesinin yapılmadığı görülmektedir. Karaburun için başka bölgelerin enerji ihtiyacını karşılayacak bir rol biçilmek istenmektedir. Günümüzde vurgusu yapılan ‘yeşil ekonomi’ kavramının karşılığı koruma alanları dışında yapılacak üretim faaliyetleri için koruma alanlarındaki biyoçeşitliliği feda etmek olmamalıdır. Bu yatırımların süregelen başvurularla Karaburun – Ildır Körfezi ÖÇKB ekolojisi üzerinde öngörülemeyen bir etkisi olacağı kesindir.

Yarımada’nın değerli habitatı, merası, zeytin ağaçları köylerin etrafını devasa aynalar gibi çevreleyen güneş enerji santralleri  ve RES’ler ile tehdit altında. Hemde Karaburun -Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi ilanından, habitatının, biyoçeşitliliğinin, bitki örtüsünün önemi tescillendikten sonra! “Koruma” bölgelerini bile bu yatırımların yer alabileceği birikim alanları olarak tanımladığımız sürece ne çevre ne de onun parçası olan varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil. Karaburun -Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi doğayla yeniden nasıl ilişki kurabileceğimiz konusunda bize yol gösterebilecekken “yenilenebilir” enerji yatırımları ile donatılan bir çöl haline getirildi.