Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - Yerel seçimlerin ardından olağanüstü kongre kararları ile gündemden düşmeyen CHP İzmir İl Başkanlığı, hafta sonu yapılacak Menderes kongresine hazırlanıyor. Parti, ilçede yaşanan sorunlar nedeniyle delegelerin yeniden sandığa gitmesine karar verirken eski Belediye Başkanı Ergun Özgün çarpıcı açıklamalarda bulundu. Partinin temsilcisi olarak 15 yıl belediye başkanlığı yapan Özgün, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile yaşadığı sorunlar nedeniyle yeniden aday gösterilmemişti. Özgün, kongre öncesinde çok sert sözlerle süreci değerlendirdi.
Özgün, ilk olarak adaylığının önünün kesilmesinin ve bağımsız yola çıkmasının gerekçelerini anlattı. Partinin aldığı kararların uygulanmadığını belirten Özgün, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu sorumlu tuttu. Özgün, “Biz, partinin yetkili organlarının aday adaylığı tarifinde önümüze koyduğu kuralları ciddiye aldık. O yüzden de başarılı bir belediye başkanlığı sürecimiz vardı. Yaptıklarımız halk tarafından genel kabul görüyordu. Bizim yaptığımız incelemelerde çok üst düzeyde teveccüh ve destek çıkıyordu. Belediye çalışmalarından memnuniyet yüzde 85’in üzerindeydi. Belediye başkanı olarak yüzde 65’in üzerinde çıkıyorduk. Aziz Kocaoğlu’na ‘çalışmalarımız sizde rahatsızlık yaratıyorsa adaylığımı geriye çekebilirim’ dedim. Fakat başkan en başarılı başkanlardan birisi olduğumu, 10 yıldır Ergun olarak beni tanıdığını, yeni başlayacak birini tanımak için gereksiz mesai harcamak istemediğini belirtti. Hata bana ‘bak işine beraber çalışmaya devam edeceğiz’ dedi. Biz de ona göre hayatımızı şekillendirdik. Bizler buranın sahibi değiliz. Ana babamızdan koltuğu almadık. Seçimi garanti kazanıyoruz adaylıkta da bir sorun yok diye daha farklı bir yaşam modelini uygulama biçimine başladık. Son 15-20 gün içinde adaylığımızın onaylanmadığını ilk başta verilmiş sözlerin suya yazılmış bir yazı gibi görmezden gelindiğini gördük. Başvuranların haricinde başvurmamış bir adayı Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir adayı olarak ilçemizde gösterdiler. Ben de bağımsız aday oldum ve tıpış tıpış sandığa gidilmeyeceğini gösterdim” dedi.
MEYDANA GELEMEDİ
Başkan Kocaoğlu’nun seçim öncesinde vatandaşlara “Menderes halkı istedi aday göstermedik” sözlerini de değerlendiren Özgün, “Menderes’te açıklama yaptı. Kendisi meydana bile gelemedi. Zaten orası meydan değil parti binasının, seçim bürosunun önüydü. Menderes’in meydanına inemedi. Çıkarsın kamuoyu yoklamasını koyarsın. Ve ‘buyurun arkadaşlar, Menderes’te yapılan 4 tane kamuoyu yoklamasında mevcut belediye başkanı eksik çıkmıştır’ dersin. Tüm kamuoyu yoklamaları ve partinin üst kademesindeki yoklamalarda Ergun Özgün hepsinde yüzde ellinin üstünde oy oranı ile çıkmıştır. Seçimde de halk Adalet ve Kalkınma Partisi’nin başkanını seçti meclisini seçmedi. Cumhuriyet Halk Partisi’nin meclisini seçti başkanını seçmedi. Dedi ki; sizin ikiniz bir araya gelseniz dahi mevcut yönetim kadar verimli olmama ihtimaliniz var. Sizin ikinizi bir araya topluyorum fakat bu geçiş sürecinde Ergun Özgün’le yapılan çalışmaların aynısını almaktan şüphe ve kaygı duyuyorum. Bunu kullandığı oyla tarif etti. Ben ailemle çoluğumla, çocuğumla burada yaşıyorum. Her gelen yönetimin başarılı olmasını istiyorum. Hepimiz gelip geçiyoruz. Yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla tarihe mal olacağız. Bu döneminde verimli olmasını diliyorum. Fakat Bu usul ve yöntemlerle yapılmış seçimlerin doğru netice vermeyeceğine de hep beraber yaşayarak tanıklık edeceğiz” diye konuştu.
‘SERSEM TAVUK GİBİYİM’ DEDİ
Geçen dönem bir araya gelen belediye başkanları için ‘mahşerin atlısı’ benzetmesi yapıldığını ifade eden Özgün, o sürece katılan belediye başkanlarının üstünün çizildiğini söyledi. Özgün, “Peki değişti de ne oldu? İzmir’de şu anda bir anda patlama mı yaşandı? Biz halkın sorunlarını çözmek için bir araya geldik. Aziz Kocaoğlu’na ‘sizinle görüşemiyoruz’ dediğimizde bize ‘evet ben hatalıyım, ne yaptığımı bilmiyorum, sersem tavuk gibiyim’ dedi. Söz verdi ama yapmadı. Arkasından ‘nasıl kandırdım sizi’ der gibi çocuksu bir tavırla eksi tas eski hamama süreci yeniden döndürdü. Bir belediye başkanın atadığı bürokrat yetersiz olabilir. Kabiliyeti eksik olabilir. Donanımı, liyakati az olabilir. Bazen belediye başkanı yanlış da olsa bunu siyaseten tercih ediyor da olabilir. Bütün bürokratların biraz eksik iş yapma hakkı vardır ama hiçbir bürokratın terbiyesizlik yapma hakkı yoktur. Ben bunu söyledim. Eğer bir yurttaş dışarıdan geldiğinde bir memurun karşısında, bürokratın karşısında kendisinin tarif ederken zorlanıyorsa, esas duruşta duruyorsa, kendini dinleyecek bir muhatap bulamıyorsa, o bürokrat da bacak bacak üstüne atıp pervasızca ve terbiyesizce bir tavır sergiliyorsa sisteme zarar veriyor demektir. Bu durum Büyükşehir’de yaşanıyor” dedi.
KÖTÜ BİR BELEDİYE BAŞKANI
Özgün, genel seçim öncesinde Başkan Kocaoğlu’nun görevi bırakması gerektiğini söyledi. Özgün, ”Bundan sonraki görev süresini meclisten bir arkadaşa bırakıp milletvekili olsun. Aziz bey belediyecilik çalışmalarını da yakında Manisa var Eskişehir var, gidip görsün kendisini gözden geçirsin. Her geçen gün İzmir’de daha fazla yoruluyor. En azından kendi ilçemden yola çıkarak konuşuyorum. Performansının yeterli olmadığı kanısındayım. Herkes her işi yapamaz. Hakikaten çok kötü bir belediye başkanı... Güzel bir milletvekili, bakan olabilir. O yüzden Aziz Kocaoğlu 2015 seçimlerinde partimizin üst organlarında görev alabilir. Partinin içinde tanzim daha kolay olur milletvekili olsun, genel başkan yardımcısı olsun. Söylediklerini ben söylemedim demek gibi bir şeyin arkasında saklanma mahcubiyetini yaşamasın. Benim haberim yoktu, ben bilmiyordum, başkan adaylarının tespitine karışmam, siyasete karışmam gibi söylediği ifadeleri söylemek zorunda kalmaz. Orada ben yaptım diye bilme yürekliliğini göstermiş olur” diye konuştu.
ELİMDEN ALAMAZLAR!
Görevde olduğu süre içinde yaşanan uyum sorunu nedeniyle bazı işlerin tamamlanamadığını söyleyen Özgün örnekler verdi. Özgün, “Mesela Gümüldür’de evsel atıklar halen yollara, denize akıyor. Bunun için çok uğraştım ama Büyükşehir yapmadı. Ben ‘aman belediye başkanı olayım, makamı kaybetmeyeyim’ diyemem. Yapılması gerekenler yapılmayınca görmezlikten gelip ‘aman başkanım her şey güzel’ der ardından da goygoyculuk yaparsam bu olmaz. Nimet başkalarına külfet bana düşecek yapının hep karşısında oldum. Tahtalı Barajı Havzası nedeniyle sorunlar yaşıyoruz. Ben makamı korumak için Aziz Kocaoğlu ve arkadaşlarına ‘aman iyi yaptınız’ dersem aynada kendi yüzüme bakamam. Ben Menderes’in belediye başkanıydım. İlçenin hakkını korumak için gerekeni yaptım. 100 tane daha makam, mevki, unvan olsa hiç gözümü kırpmadan bırakırım. Bunların mücadelesini verdiğim için ben aday gösterilmedim. İlçede yaşayanların haklarını savunmazsan yarın seni hayırla yad etmezler. Benim başkanlık yaptığım dönemde bir tane kişi çıkıp ‘Ergun’un belediye başkanı başkanlığı yaptığı dönemde benim yaşamım geriye gitti’ diyemez. Ben o zaman da bunu kaç kere söyleyip ‘gerekirse başkanlığı, siyaseti bırakırım’ demiştim. Bu kadar süre belediye başkanlığı yaptıktan sonra bu ifadeleri kullanabilmek en büyük onurdur. Menderes’in kamuoyu yoklamalarında bana sahip çıktığını onlar gördüler ama işlerine gelmedi. Benim elimden bu onuru, gururu ne Kemal Kılıçdaroğlu ne de Aziz Kocaoğlu alamaz” dedi.
HALVET OLMUŞLAR!
CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin’ini de sert sözlerle eleştiren Özgün, il başkanlığı makamının adeta olmadığını söyledi. Özgün, “Maalesef İzmir’de il başkanı, seçildiğinde açıklama yaptı. Ve herkese ‘başkanlığı kazandığımız gün bu iş bitti dedik, bizim yanımızda olanlar var olacak, yanımızda olmayanlar var olamayacak’ demişti. Ben bunu il başkanına adaylık sürecinde söyledim. Ona ‘tam 15 yıldır bu ilçenin belediye başkanıyım, uzun yıllardır ilçe başkanlığı yaptım. Aday gösterilmeme durumumu açıklamanız gerekiyor. Bunun sebebini bana anlatın. Eğer alın terine, emeğe saygı duyuyorsanız bunu söyleme mecburiyetiniz var’ dedim. İl başkanı ‘ben bir şey söyleyemem, Aziz bey ile konuş’ dedi. O zaman İzmir’de il başkanlığının kararları Aziz Bey’in filtresinden geçiyorsa, parti yönetimi belediye yönetimi ile ayrılmıyorsa bu doğru usul ve yöntem değildir. Siyaset yapanlar belediye ile iyi geçinmek zorunda değildir. Belediyenin her yaptığına alkış tutmak zorunda değildir. Yanlışlar, hataları, kusurları söylemelidir. Goygoyculuk ve bedava alkışlamak samimiyetsizliği içinde barındırır. Ama il başkanlığımızın ve belediye başkanlığımızın görev ve yetkilerinin birbirlerinin sınır ihlali ile halvet olmuş olmaları zaten İzmir’deki partinin bu durumda olmasının en güzel göstergesidir” dedi.
ŞAKA GİBİ
İl Başkanı Engin’in kafasının arkasında hep plan olduğunu anlatan Özgün, “Ali Engin ilk göreve geldiği günden itibaren hep bir şey olmayı düşünüyor. Başkan olunca ‘Karşıyaka belediye başkanlığına adayım’ dedi. Orada bir belediye başkanı vardı. Onun çalışmaları, projeleri, eşi dostu, çevresi ve saygınlığı bulunuyordu. Bir belediye başkanı orada görev yaparken il başkanı ‘o başkanın koltuğunda gözüm var’ dedi. Bu şaka gibi bir şeydir. Geçen dönemde görmediğimiz, bilmediğimiz uygulamalardan geçtik. İnsanı mahcup edecek, utandıracak çalışmalar yaptılar. Bu yapılanların siyasetle alakası yok. İnsani olaylardır. Önce insani olarak gerekeni yapmanız gerekir” diye konuştu.
İLÇE BAŞKANI BAŞIMIZI ÖNE EĞDİRMEDİ
Özgün, CHP’nin Pazar günü yapacağı ilçe kongresi öncesinde de çok önemli açıklamalarda bulundu. Bağımsız belediye başkanı adayı olduğu için parti üyesi olmadığını, eşi ve kardeşinin halen CHP’ye kayıtlı olduğunu belirten Özgün, partili gibi yaşamını sürdürdüğünü, aynı değerleri taşıdığını vurguladı. Mevcut İlçe Başkanı Muammer Karabacak’a kendisinin adaylığı konusunda bir söz hakkı tanınmadığını ifade eden Özgün, “İlçe başkanına, yönetime, parti üyelerine bu hak verilmedi. Aziz Kocaoğlu ‘şu olsun’ dedi. Kimse karışamadı. Doğru olmayan tarzla buraya bir kıyafet biçildi. Bunlar çok büyük, doğru karar verme yetisine sahip kullar ya o yüzden yukarıdan tayin üslubu ile siyaseti dizayn ettiler. İlçe başkanını bu konuda ne günahı ne de sevabı yok. Ama ilçe başkanı bizim başkanlığımız döneminde bizi mahcup etmedi, utandırmadı, başımızı öne eğdirmedi. Zaten ilçe başkanlıkları hamallık görevidir. Kendisi yeni dönem için adaylığı düşünüyormuş. Biz bu durumda sadece izliyoruz. Bana hakları geçen ilçe başkanlarına teşekkür ediyorum” dedi.
ADAY OLAMAZSIN
Partinin yerel seçimde yerine aday gösterdiği isim olan Belediye Başkan Adayı Ahmet Pala’ya da tepki gösteren Özgün, “Seçimlerden birkaç ay önce yapılan ilçe danışma kurulu toplantısında kendisi çıkıp ‘ben CHP’nin adayına yerel seçimlerde hiç oy vermedim’ demiştir. Tarihinde partisine oy vermediğini teyit etti. Bir partinin belediye başkan adaylarına parti üyesi olarak partiden istifa etmeden destek vermeyen, onun aleyhine çalışan birisinin çıkıp ilçe başkanlığına aday olması doğru, etik değildir. Meclis üyesi, belediye başkanı ve milletvekili adayı olabilirsin hatta Mehmet Bekaroğlu gibi genel başkan yardımcısı da olabilirsin ama ilçe başkan adayı olamazsın. Çünkü sen partinin içinde kalarak partinin aleyhine çalıştın. İlçe başkan adayı olmak şık durmaz. Önce partiye olan görevlerini yerine getirir sonra aday olabilirsin. İl başkanlığının burada ne yapmak istediğini il başkanı da yönetimi de bilmiyor. 25 yıldır CHP’li olan belediyeyi bu il başkanı, büyükşehir belediye başkanı ve il yönetimi AKP’li bir belediye başkanına teslim etti. Bunların hesabını vermeden halen pervasızca Menderes üzerinden uygulamalara ve burada siyaseti dizayn etmeye çalışmaları hadsizlik ve terbiyesizliktir. Onlar buraya müdahale ettiler. Adaylığa başvurmamış birisini getirip aday yaptılar. İlçe kongresinde de sonuç ne olursa olsun bunların yaptığını ortadan kaldırmaz. Menderes halkı seçimlerde CHP’nin gösterdiği adayı ret ettiğini çok iyi gösterdi. Seçimde belediye meclis üyelerinin aldığı oyu başkan adayı olan Ahmet Pala alabilseydi şu anda koltukta CHP’li bir belediye başkanı oturuyor olacaktı. Menderes’in CHP’li seçmenleri ‘mevcut adayı partinin adayı olarak kabul etmiyorum, meclis üyelerini seçiyor ama başkanı seçmiyorum’ dedi. Bu mantık il başkanı ve Büyükşehir Belediyesi’nin başkanının siyaset mühendisliğine soyunup da ahbap-çavuş ilişkileri ile masa başında tanzim etmeye çalıştığı İzmir’in Menderes’e yansımasıdır. Bunun ayıbı onların yedi ceddine kalacak şekilde Menderes’te yıllarca anılacaktır. Onlar Menderes’in kayıtlarına bu ayıpla geçtiler” diye konuştu.
HER ŞEYDE ALIN TERİM VAR
Özgün, 15 yıllık başkanlık süresinin ardından görevi bıraktıktan sonra kendiişlerine odaklandığını ifade ederken Menderes’te yaşayan vatandaş olarak süreci yakından takip ettiğini söyledi. AK Partili Belediye Başkanı Bülent Soylu ve belediye yönetimini de değerlendiren Özgün, “Biz belediye başkanlığı yaparken çok iddialıydık. Menderes’te yaşayanların gördüğü, dokunduğu ve hissettiği her şey bizim yönetimiz tarafından yapılmıştır. Yerin altındaki kanalizasyon, arıtma, asfalt, kaldırım, Pazar yeri, kültür merkezi, kütüphaneler, spor tesisleri ve belediye binasını ben yaptım. Şu anda benim göreve geldiğim dönemdeki sıfır olan değerler paha biçilmez hale geldi. Bir karış toprağı olan zengin oldu. Bizim başkanlığımızı partinin üst organları elimizden alsa bile yaptıklarımı kimse silemez. Bunlar tarihe de, kayıtlara da geçmiştir. Şu anki belediye başkanının oturduğu binayı da ben yaptım. Kullandığı her şey benim eserim. İçtiği sudan tutun, arıtma tesisine kadar benim alın terim ve emeğim var. Her gelen belediye başkanı kendi yöntemi ile görev yapacaktır. Eğer belediye başkanı görevini layıkıyla yapmazsa başkanlık değil ‘başkancılık’ yapar. Ayrıca belediyede çalışanlar en zor yerlerde çalışıyor. Her gelen belediye başkanı çalışma arkadaşlarını düzenler, belirler. Her belediye başkanı bir yıl süre ile kendi sistemini ancak kurabilir. Üst yönetim değişebilir ama orta ve alt kademedekiler alın teri ile görev yapan emekçilerdir. Personeller, siyaseten görev yapan başkanın durumuna göre hayatlarını şekillendirmezler. İşten çıkartılmalar oluyor. Gelen başkan işten personel çıkartırsa insanların hayatlarını mahveder. Buna dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.
KASAYI DOLU BIRAKTIM
Görevi bırakırken belediyeyi borçsuz ve sorunsuz bıraktığını belirten Özgün, “Menderes Belediyesi’nin hiçbir yere bir kuruş borcu yoktu. Başkan 6 Nisan’da görevi aldı. Belediyenin kasasında 5 Nisan tarihi itibariyle 4,5 milyon TL nakit para vardı. Yaklaşık 5 milyon TL de Büyükşehir Belediyesi’nin yapması gereken para vardı. Büyükşehir’in aktaracağı para bulunuyordu. Ya iş yapacaktı, ya da parasını ödeyecekti. Özdere’de Meydan Projesi’nin 5 milyon TL’sini Büyükşehir verecekti. Yaklaşık 10 milyon TL civarında nakde konu edilebilecek kasayı teslim ettik. Biz sıfır borçla bıraktık. Göreve geldiğimde 15 yıl önce Türkiye’nin en borçlu belediyesiydi. Belediyeyi, kredibilitesi yüksek, borç alabilecek yapıda teslim ettim. Bankalar belediye kapısında kredi vermek istiyordu. Belediye şu anda arsaları satıyor. Arsalar kamu hizmetine konu edilecekse satılabilir. Siyasi malzeme yapmamak gerekiyor. Belediyeler yeri gelir mal alır, yeri gelir mal satar. Önemli olan satılanlarla neyin yapıldığıdır. Başkan göreve geldiğinde Özdere Meydan Projesi için ‘AVM yaptırmayacağım, ağaç kestirmeyeceğim’ dedi. Orada AVM olmayacak, otoparklar bulunacaktı. Yaz mevsiminde büyük ihtiyacı giderecek projedir. Başkana yanlış bilgi verildi. İlk günün heyecanı ile açıklamalarda bulundu. Gün gelecek yanlış ifadelerde bulunduğunu, hata yaptığını söyleyecektir. O söylemezse zaten ben söylerim” diye konuştu.
NE SEVABINDAN PAY İSTERİM NE DE GÜNAHINA ORTAK OLURUM
AK Partili Belediye Başkanı Soylu’nun geçen zamanda kendisi ile bir diyalogunun olmadığını anlatan Özgün, Soylu’nun belediye ile ilgili konularda da kendisine hiç danışmadığını ifade etti. Özgün, “Mevcut belediye başkanımız ile dünya görüşlerimiz çok farklı. Onun temsilcisi olduğu siyasi hareket ile benim dünya görüşüm birbirine çok uzak. Menderes’te yaşayan bir yurttaş olarak ilçedeki tüm kamu kurum ve kuruluşlarına yardımcı olmayı kendime yükümlülük sayarım. Bu tüm kurumlar için geçerlidir. Biz bu konuda deneyim ve birikimlerimizi sunarız. Ama belediye yönetimi kendi düşünce ve dünya görüşüne uygun çalışmalar yapıyor. Günahı ve sevabı ile de yarın halkın karşısına çıkacaklar. O yüzden farklı görüşlerin birlikte yolculuk yapması mümkün değildir. Ben ne sevabından pay isterim ne de günahına ortak olurum. Allah vere işini rast getirsin. Memleketime hayırlı işler nasip etsin. Bizim yaptıklarımız zaten Menderes’in yıllarca ihtiyacını karşılayacak” ifadelerini kullandı.