Mansur Yavaş'tan yerel seçim açıklaması!

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ilk kez adaylığa dair mesaj verdi.

Mansur Yavaş'ın konuşmasından öne çıkanlar:

Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara… Ankara’nın güzelleri, yiğitleri, geleceği gençler… Zafer Bayramımız kutlu olsun… Hoş geldiniz, şeref verdiniz...

Türk milleti, kendisini tarih sahnesinden silmek isteyenlere karşı tarih boyunca büyük dersler vermiştir. Şüphesiz ki bu derslerin en büyüğü, kurtuluş mücadelemizdir. Milletimiz, kendisi için “teslimiyetten başka çareleri yok” diyenlere karşı bir kez daha yüksek haysiyet ve hürriyet tutkusunu göstermiştir.

Bastığımız toprağa “vatan” diyebiliyorsak, istiklal meşalemiz hala yanıyorsa, bayrağımız gönderde dalgalanıyorsa; unutulmamalıdır ki bu, vatan uğruna çekilen çileler, şehit düşenler, gazi olanlar sayesindedir. İşte böyle asil bir mücadelenin kutlu sonu olan 30 Ağustos Zafer Bayramımız, bizlere atalarımızdan armağandır, kutlu olsun.

Bizler de tarihimizden aldığımız sorumlulukla, Ata’mızın ve şehitlerimizin bizlere emaneti Başkent Ankara’da, bereket ve huzuru öncelemeye devam edeceğiz.

Şu anda Atatürk Orman Çiftliği’ndeyiz. Büyük Önder Atatürk’ün kendi mülküyken milletine bağışladığı yerdeyiz. Birkaç ay öncesine kadar çorak bir araziyken, Ata’mızın emanetini hak ettiği şekilde doğayla, yeşille ve insanla yeniden buluşturduğumuz yerdeyiz.

Doğal Yaşam ve Atatürk Çocukları Parkı toplamda 940 bin metrekare… Bugün birinci etabını açıyoruz. Hepinizi, evde yaptığınız lezzetleri, piknik sandalyelerinizi, arkadaşlarınızı, sevdiklerinizi ve ailelerinizi alıp her hafta sonu buraya bekliyoruz.

Parkımızın ikinci etabı için de kolları sıvadık. Bu kentin bir hayvanat bahçesi vardı. Çocukluğa dair en güzel anılar orada yaşanırdı. İnsanların elinden alınan anıları tekrar kazandıracağız. İkinci etapta dijital donatılarla dolu bir hayvanat bahçemiz de olacak. Evcil hayvanlar da bu parkta yer alacak. Bunun da müjdesini sizlerle paylaşmak istiyorum.

"İNSAN VAR, MUTLULUK VAR, HUZUR VAR"
Burada bolca yeşil alan var. Burada bolca ağaç var. Kafeterya, yürüyüş alanları ve bisiklet yolları var. Piknik yerleri, konser sahnesi, etkinlik alanları var. İnsan var, mutluluk var, huzur var.

Peki, ne yok…! Plastik yok. Beton yok. Gereksiz harcama yok. Dinozor heykelleri yok…

Devam ediyorum… Ticari para tuzakları yok. Buraları 20 yıl, 30 yıl kiraya verip birilerine milyonlarca lira rant sağlamak yok. Kendi zenginini yaratmak yok. İşte yönetim anlayışındaki fark budur. İşte vizyon farkı budur.

Biz Ankara’yı betona değil, yeşile boğacağız demiştik. Rant blokları değil, ağaçlar dikeceğiz demiştik. Gökdelenleri değil, güneşi önceleyeceğiz demiştik. İşte, bugün geldiğimiz noktada, Ankara’nın her yanına yeni yeşil alanlar kazandırıyoruz. Sizlere söz veriyorum… Bu dönemimiz bittiğinde 25 yılda yapılandan daha fazla yeşil alanı, 5 yılda halkın kullanımına kazandırmış olacağız.

Çünkü bizim yönetim anlayışımızda doğa var. Bizim yönetim anlayışımızda insan var. Artık öğrencinin, işçinin, emeklinin, esnafın, çiftçinin, garip gurebanın derdiyle dertlenen bir yönetim var.

"ANKARA HALKINDAN ALDIĞIMIZI YİNE ANKARA HALKINA HARCAYACAĞIZ"
Yaklaşık 4,5 yıldır bu kenti yönetiyoruz. Söz verdiğimiz gibi rozetsiz başkanlık yapıyoruz. Bu süreçte eski yönetim anlayışını tamamen değiştirdik. 4 bine yakın ihaleyi canlı olarak yayınladık. Bu Türkiye’de bu bir ilktir ve bunların hepsi YouTube’da sonsuza dek izlenebilecektir.

İsrafı ortadan kaldırdık. Halkın parasını kuruşu kuruşuna, kendi cebimizdeki para gibi harcıyoruz ve hesabını veriyoruz. Sivil Toplum Kuruluşlarıyla iş birliği yapıyor, kentimizi katılımcı bir yönetim anlayışıyla yönetiyoruz.

Bir pandemi dönemi yaşadık… Arkasından büyük bir deprem yaşadık. Sel, yangın, afet… Bunları yaşadık. Ülkemizde nerede bir dert varsa, tüm imkânlarıyla orada olan bir devlet kurumu vardı. Nerede bir afet varsa, oraya en önde koşan bir devlet kurumu vardı. Nerede bir gözyaşı varsa, onu dindirmek için varını yoğunu ortaya koyan bir devlet kurumu vardı. İşte o kurumun adı Ankara Büyükşehir Belediyesi’ydi…

Buradan, pandemide asrın çalışmasını gerçekleştiren ve tüm afet dönemlerinde özveriyle çalışan, yüz akımız olan belediye personelimize de bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu çalışmaların sonucunda aldığımız Dünya Belediye Başkanları Başkent Ödülü’nün asıl sahibi de mesai arkadaşlarımız ve tüm Ankara halkıdır.

Bu 4,5 yılda, Belediyenin gelirleri azalmasına rağmen hiçbir faaliyetimizi aksatmadan yerine getirdik. Bugün burada olduğu gibi, insanların temiz hava alacakları, aileleriyle birlikte zaman geçirecekleri yeşil alanların sayısını artırıyoruz.

Seçimlerden önce söz vermiştik. “Ankara halkını zengin edeceğiz” demiştik. “Ankara halkından aldığımızı yine Ankara’ya harcayacağız” demiştik… İşte bu sözümüzü yerine getirmek için, kırsal kalkınmada Belediyecilik tarihinin en büyük desteklerini verdik. Bu desteklerimizle Ankaralı üretmeye, Ankara ve ülkemiz ise kazanmaya devam edecek.

Yine seçimlerden önce “gerekirse büyük projelerimizin bazılarını erteleriz ama kimseyi aç ve açıkta bırakmayız” demiştik. İşte biz, 6 milyonluk bu koca şehirde, kimsesizlerin kimi olan Cumhuriyet’in emaneti Başkent’te, kimseyi aç ve açıkta bırakmıyoruz.

Hem de bunu, öyle kolileri evin önüne atıp ya da insanları bir kamyonun etrafında sıraya dizip rencide edecek şekilde yapmıyoruz. Başkent Kart ile insan onuruna yakışır şekilde, uygar bir biçimde, inancımızın da bize buyurduğu gibi bir elin verdiğini diğer el görmeyecek bir şekilde yapıyoruz.

Biz bu yardımlar nesilden nesile devam etmesin istiyoruz. Bu yüzden çocuklarımızın eğitimlerinden sağlığına kadar tüm ihtiyaçlarıyla ilgileniyoruz. Üşütmüyoruz, aç bırakmıyoruz. Barınmalarını, ucuz ulaşımlarını, ucuz su teminlerini sağlıyoruz.

"İNŞALLAH BİR 5 YIL DAHA SİZLERLE BİRLİKTE OLMAK İSTİYORUM"
Bizler tüm bunları yaparken ayrım yapmıyoruz. Hak eden herkese destek oluyoruz. En çok oy veren yere değil, ihtiyacı olan yere hizmet götürüyoruz. Herkesi hemşehrimiz kabul ederek çalışıyoruz.

Yandaki enkazı, talan projesini görüyorsunuz… İki de bir proje diye tutturdukları şeyler bunlar. Ankara halkının tertemiz parasını böyle hayali projelere, çöp projelere gömmeyi adet haline getirdiler. Bizden de aynılarını bekliyorlar. Yapmayacağız. Çalmayacağız. Çaldırmayacağız. “Çalıyor ama çalışıyor” kavramını, bu milletin hafızasından söküp atacağız. Çalmadan da çok çalışıldığını herkese göstermeye devam edeceğiz.

Sevgili ailem; size sesleniyorum, size güveniyorum. Nasip olursa, herkesin belediye başkanı olmaya devam edeceğim. Bu dönemde olduğu gibi yeni dönemde de, bir devlet adamına yakışır şekilde rozetsiz başkanlık yapmaya devam edeceğim. Bizim siyasi tartışmalarla kaybedecek vaktimiz yok. Ankara’da 25 yıl yaşanan travmayı tekrar yaşatmaya hakkımız yok. Allah nasip ederse, sizler de bize destek olursanız, seçime girip inşallah bir 5 yıl daha sizlerle birlikte olmak istiyorum.

Sevgili ailem, bu yolda benimle yürümeye var mısınız?

Hakça, adaletle ve yetim hakkını gözeterek, Ankara’yı hep birlikte bir 5 yıl daha yönetmeye var mısınız?

Öğrencinin, çiftçinin, esnafın, emeklinin yanında olup, zorlu ekonomik koşullarda dayanışma ile kentimizi yönetmeye var mısınız?

Sizlerle gurur duyuyorum. Burada yankılanan gür sesi herkesin duyduğuna yürekten inanıyorum. Ankara’yı Mustafa Kemal Atatürk’e yakışır, dünya başkentleriyle yarışır bir hale hep birlikte getireceğiz.

Değerli hemşehrilerim, 30 Ağustos Zafer Bayramı’mızda, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal olmak üzere canını toprağa, toprağı vatana katan tüm kurtuluş kahramanlarımızı rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Doğal Yaşam ve Atatürk Çocukları Parkı’mızın kentimize hayırlı olmasını diliyorum. Bayramınızı tekrar kutluyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Allah’a emanet olun.