FATİH YAPAR/EGEDESONSÖZ - Ege TV'de yayınlanan Söz Meclis'ten İçeri Programı'na katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu tarihi davanın ardından ilk kez ekranda soruları yanıtladı. Gazeteciler Ümit Yaldız, Gönül Soyoğul ve Nedim Atilla'nın sorularını yanıtlayan Başkan Kocaoğlu önemli açıklamalarda bulundu. Kocaoğlu, "Dava sürecinde tutuklanmaktan hiçbir zaman korkmadım. Süreç içinde Aziz Kocaoğlu değil belediye başkanıydım" dedi. Kocaoğlu ayrıca AK Parti Grup Başkan Vekili Yusuf Kenan Çakar'a da ağır sözlerle yüklendi.
İki gün süren tarihi davanın ikinci perdesinde 18 tutukludan 17'sinin serbest kalması, Genel Sekreter Pervin Şenel Genç'in tahliye olamaması hakkında konuşan Başkan Kocaoğlu, "Pervin hanım da çıksaydı kendimizi çok iyi hissedecektik. Muhteşem birşey olacaktı. Diğer arkadaşlarımızın çıkmasından dolayı çok mutluyum.2 Mayıs'ta başlayan bir süreç var. Aslında bu süreç 52 vergi denetçisinin belediyeye gelmesi ile başladı. Operasyonun ardından bizi ayakta tutan İzmirli hemşehrilerimizin bize olan desteği ve inancı oldu. Hiçbir hemşehrimiz bize nerede olursa olsun şüphe ile bakmadı. Sürekli bize moral verdi. Geçmişte hiç olmadığı kadar sevgi ile baktı ve sahip çıktı. Basında biz en büyük malzemeyiz. Ama operasyon olduğu tarihten itibaren hiçbir gazeteci ve medya mensubu özellikle operasyon konusunda çok büyük, inanılmaz destek verdi. Bunun tarifi bile zor. Bir sürü aksayan işimiz oldu. Özellikle asfalt ve ihalelerde ciddi sıkıntılar yaşadık. Şu anda İzmir'in sokakları perişan ama onu bile yumuşak geçtiler" dedi.
TUTUKLANMAKTAN KORKMADIM
Gelinen noktada kendi iç dünyasında yaşadığı durumu değerlendirdiğini ifade eden Başkan Kocaoğlu, "Bu yapılanlar çok büyük bir ıstırap. Bu sıkıntının negatif gidişin ilacı çalışmaktır. Çalışarak, kendinizi işe vererek kötü şeyleri düşünmemeye başlıyorsunuz. Projeleri önünüze koyduğunuzda ve kendinizi kaptırdığınızda kafanızı dağıtıyorsunuz. Sabaha kadar ışığım yanık oluyor. Uyuyorum, uyanıyorum kitap okuyorum. Ben bütün samimiyetimle söylüyorum. Şahsım için hiçbir endişeye kapılmadım. Sadece tutuklu arkadaşlarım için üzüldüm. Onların şahsiyeti, onuru ve içeride kalması beni üzdü. Yoksa ben kendi açımdan sıkıntı olmadı. Tutuklanmadan hiçbir şekilde korkmadım. Tutuklanan arkadaşlar tutuklandığına ve 15 ay yattığına göre ben de tutuklanabilirdim" dedi. Kocaoğlu yaşadıklarının belediyecilik tarihinde eşi benzerinin olmadığını da sözlerine ekledi.
AZİZ KOCAOĞLU DEĞİL BELEDİYE BAŞKANIYIM
Başkan Kocaoğlu yaşanan olayların ardından 'neden isyan etmediniz, gayet sakin olduğunuz görüldü' sözleri üzerine, "Benim öyle bir lüksüm yok. Ben şu anda Aziz Kocaoğlu değilim. İzmir Büyükşehir Belediye başkanıyım. Sorumluluğum var. Vatandaşlarımız, hemşehrilerimiz 'sen gel oğlum bu işi yap' demiş. Bunun verdiği, 4 milyon insana hizmet etmenin verdiği sorumluluk var. Türkiye'nin ender koltuklarından birinde oturan kişiyim. Bizim 'oynamıyorum artık topumu ver' diyecek bir durumumuz yok. Torbalı'daki konuşmamda gerekenleri söylemiştim. Bu konuşmanın Paris ayağı var. Ben, Paris’teyken ikinci operasyondan haberim oldu. Milletvekili Alaattin Yüksel aradı ve haber verdi. Telefonu Türkegül açmış ve onunla konuşmuş. Beni uyandırdı 'kalk yüzünü yıka' dedi. Sonra durumu anlattı. Ben de eşime 'gidelim' dedim. İkinci operasyon birincisinin aynısı oldu. Yeni bir şey olmadı. Böyle bir şey olması için anormal ve değişik şeylerin olması gerekiyor. Baktım hepsi aynı şeyler. Torbalı konuşmasında ne söyleyeceğimi hiç düşünmemiştim. Hazırlığım da yoktu. Kafamda sıraya konulmuş bir konuşma da yoktu. Konuştukça birbirini çağrıştıran açıklamalarım geldi. İlk kez kullandığım 'adalet istiyorum' cümlesini de orada kullandım" dedi.
POLİS DE AJAN DA DEĞİLİZ
Operasyon sürecinde polis fezlekesini görmediğini söyleyen Kocaoğlu, "Belediyenin içinden yalan yanlış servisler yapanlar olabilir. Kendini bir yere taşımak isteyen, her hangi bir gücün adamı olmaya çalışan grubun olduğu vaka. Biz ne polisiz, ne ajanız. Onları bulamayız. Bunu kim yapmıştır. Valla onu bilemem. Bu oyunu kim kurduysa o bilir. Oyunu ben kurmuyorum. Oyunun ne olduğunu bilmiyorum" dedi. Kendisinin ekonomi konusunda iddialı olduğunu anlatan Başkan Kocaoğlu, "Bu konuda iddialıyım. Hiçbir işi yarım bırakmadım. Hepsinden son derece başarılı çıktım. Çiftçilik ve özel sektörde çalıştım. Fabrika kurdum, sıkıntılı süreçlerden geçtim. Onur mücadelesinde her şeyimi kaybettim ve iki kez sıfırdan başladım. Beş yaşından bu yana çalışıyorum. Bu da bana sorun çözme ve direnme gücü verdi. İşte ekonomi ortada. Hayatımda hiçbir kimseyi tehdit etmedim. Hiç düşmanım olmadı. Çünkü insanları kıskanmadım. Hep insanların daha iyi olsun istedim. Başkasının durumu iyi olsa bana zararı mı olur?. Belediyenin hazineye olan 1 milyar 804 milyon TL'nin bir kısmı affa uğradı. Geriye kalanları ödedik. Yaklaşık 1,6 milyar TL hazineye para ödedim ve bitti. Yaptığım yatırımlar da hariç. Benden kesildiği gibi hiçbir belediyeden borç kesilmedi. Hazine kessin ben bir şey demiyorum. Kurtuldum. Hazinenin internet sitesine girildiğinde görülüyor. Bir tarihte tüm belediyelerden kesilen borçların yüzde 52'si sadece bizden kesildi. Sonra bu ortaya çıkınca belediyelerden daha fazla kestiler ve bizim oran yüzde 36'ya düştü. Parayı havaya atacak halim yok. Ödediğim para ile yatırım yapacaktım ama borç ödedim. Yıllık 300 milyon TL bundan sonra yatırım gücüm artacak. Sadece çamur çürütme tesisi için 60 milyon, vapurlar 116 milyon euro, yeni fuar alanı 300 milyon TL gibi yatırımlar yaptık. Biz şu üç ay içinde 1 milyar TL'lik yatırım için ihale yaptık. Zaten kamulaştırmalar sürekli geliyor. Belediyede para yok. Gerekiyorsa para var ama yok" diye konuştu.
BİR ŞEY YAPMADIĞIMIZI BAŞBAKAN DA BİLİYOR
Operasyon sürecinde AK Partili bakanların ve milletvekillerinin kendisine karşı yaptığı olumlu açıklamaları hakkında konuşan Başkan Kocaoğlu, "Bütün İzmir milletvekilleri, il başkanları, ilçe başkanları hiçbirini ayırmıyorum.Hepsine teşekkür ediyorum. Ben belediye başkanı olarak bir şey biliyorsam bakanlar, başbakan ve cumhurbaşkanı daha çok şey bilir. Belediyede bir iş olacak 10 dakika içinde herkes bilir. Benim belediyede diyelim ki elemanım yolsuzluk yapacak ve rüşvet alacak. Bunu kimden alacak?. Köylüden, üreticiden, memurdan değil iş aleminden alacak. Aldığı zaman bunu herkes duyar. Mahkeme sürecinde 'burada o kadar organize olmuşlar ki herkes aynı dili konuşuyor' denildi. Her şeyi yaptılar. Herkes doğruyu söylediği için çelişki olmadı. İfadeler o yüzden aynı yönde oldu. Ne olursa olsun herkes doğruyu söylüyorsa burada tutarlılık oluyor. Bunu önce algılayamadılar. Örgütün olduğunu söylediler. O zaman 'Aziz sessiz konuşuyor, herkes aynısını söylüyor' dediler. Böyle şey mümkün mü?. İktidar benim bir şey yapmadığımı biliyor. Sayın başbakan da biliyor. Bakanlar da herkes de bunu çok iyi biliyor. Ama kimlerin bilmediğini ben de düşünüyorum. O kadar çok söylemler, dedikodular oldu ki belediye ile ilgili. O kadar büyük işler varmış imajı yaratıldı ki. Herkes bir çıkar için, koltuk için, gelecek siyasi ikmali için yaptı. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz mantığı ile hareket ettiler. Ne çıkarsa bahtımıza dediler ve daldılar. Sonra 'şunu bulun' dediler. Şiddeti bulun, şunu bulun talimatları verdiler. İyi de olmazsa neyi bulacaksınız. Ben 'burada hatalı davrandım, yanlış değerlendirmişim, belediyeye daldık ama dişe dokunur hiçbir şey bulamadık, tebrik ederiz, gidin çalışın' demelerini beklerdim. Bunu demediler. Ben olsam bunu derdim. Bizim organizasyon şemamızda belediye başkanı, genel sekreteri, yardımcılar, daire başkanları diye gider. Yine başkana bağlı teftiş ve hukuk var. İfadesi alınan 300 kişiyi, ifadesi alınan 100 kişiyi al. Resmi kanunla kurulmuş örgüt bu mahkemede iddianamedeki örgüt olarak çıktı. Aynı örgütü suç örgütü yaptılar" dedi.
Belediyedeki işlerin aksamaması için ellerinden geleni yaptıklarını anlatan Başkan Kocaoğlu, "Biz sezona asfalt ihalemizi yapamadan girdik. KİK kararını sonunda verdi. Burada bahane uydurmuyoruz. Süreci başlattık devam ediyoruz. Bir taraftan belediyede 'hata yapmayalım' diye, bir tarafta da 'arkadaşlarımızı aldılar, bizi de alırlar' diye gerginlik var. Biz sistemi götürmek zorundayız. Belediye bürokratları ile çok toplantı yaptım. Hayatımda şu bir buçuk sene kadar gösterdiğim toleransı göstermedim. Ya bu gemiyi terk edecektim ya da elimden geleni yapacaktım. Gemiyi terk edip 'bu işi yapamadım, evime gidip oturayım' demedim. Yaşanan sürecin ardındın belediyede rotasyon gibi bir düşüncemiz de yok. Biz, stratejik planda ne koyduysak öncesinden gidiyoruz" ifadelerini kullandı.
ADAYLIĞINI TEKRARLADI
İlk duruşmanın ardından yaşadığı süreçten sonra 'yüzde 90 adayım' diyen Başkan Kocaoğlu tahliyelerin ardından aynı düşüncesinin devam edip etmediği yöndeki soruya ise, "Biz Nisan'da söylediğimiz yerdeyiz. Yani, yüzde 90 durumundayız.
PM İÇİN KILIÇDAROĞLUNU UYARDI
Ankara'da bir kurultay olacak. Parti meclisi seçilecek. Zaten genel başkanın rakibi yok. Genel başkan anahtar liste çıkartacak ve seçim gerçekleştirilecek. Babadan CHP'li olarak üretecek, iş yapacak, hayatla bağı olan, üretmiş, yönetmiş, girişimci olmuş insanların partide yönetimlerde olması gerekiyor" dedi. Kocaoğlu, seçimlere 21 ay gibi bir sürenin olduğunu, seçim sürecine şu andan itibaren girilirse çalışmalarda aksama ve eksiklik olacağını söyledi. Kocaoğlu, seçimi 6 ay kala düşünmenin finali de son bir ay kala yapmanın daha doğru bir davranış olacağını da sözlerine ekledi.
ÇAKAR'A ÇOK SERT SÖZLERLE YÜKLENDİ
AK Parti İl Başkan Yardımcısı Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Yusuf Kenan Çakar'ın son dönemdeki açıklamaları hakkında konuşan Başkan Kocaoğlu, "Yusuf Kenan Bey'de sekiz yıldır giderek kötüye giden bir davranış tırmanışı var. Bizim ne iş yaptığımız belli. Bana, çamur at izi kalsın mantığı ile iş yapıyor. Bizim resmi daire ile işimiz olmaz. Resmi kurumlara mal satmayız. Oğlumun belediyeye malzeme sattığını iddia etti. Bizim kurumlarla iş yapmadığımızı daha önce de söyledim. Bunu herkes bilir. Yağmur suyu ve kanalizasyon suyunu karıştırıyor. Çiğli'de yaptığımız üst geçidin altından kamyonun üzerindeki naylonları açarak geçtiler. Orada 'geçitten araç geçmiyor. Yükseklik yeterli değil' dediler. Bunu yapacak kadar küçüldüler. Son dönemde bu dava bizi çok üzdü, yaraladı. İzmir'deki bütün insanları yaraladı. Bu davadan medet umanlar acz içindedir. Yapılan açıklamalar bu beyefendinin (Yusuf Kenan Çakar) acizliğini, siyaseti bilmediğini gösterir. Belediyede geçen dönem onların 61 meclis üyesi vardı. Şimdi sayı daha da düştü. Bu arkadaş böyle devam ederse AK Parti, Büyükşehir Belediyesi'nde ya grup kurar ya da kuramaz. Ama partiyi bu arkadaş bu hale getiriyor. Ben susuyorum, yutuyorum ve konuşmuyorum. Bu arkadaşın belli çok büyük problemleri var. Böyle büyük laf etmekle, çamur atmakla büyük adam olunmaz. Büyük adam mütevazi olmakla, herkesin hakkını vermekle, çalışmakla, insanları sevmekle, kimseye komplo kurmamakla, fitnelik yapmamakla olunur. İnsan onurlu olur. Şerefli olur. Çamur atmaz. Benim oğlumun evlenme haberinde bile fotoğraf bulamadılar. Bizim ailemizin bireyleri o tür siyasetle uğraşmaz. Bizim amcamız, babamız belediyede yöneticilik yaptığında belediyenin önünden bile geçmeyiz. Çocuklarım ortalıkta görünmez. Belediyenin oralarda hava atmaz. Var mı benim çocuklarımı belediyede gören. Biz siyaseti de iş hayatını da evrensel ahlak kuralları ile yapıyoruz. Çamur at izi kalsın mantığı yanlış. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Bunlar iş değil. Bugün bir vatandaşı ziyarete gittim. Bana 'iki saat önce bir arkadaşım aradı. Babanın belediye başkanlığı yaptığı Tokat Erbağa'da görev yapmış. Yaşıyor mu diye sordu' dedi. Bakın bu 40 yıllık bir iş. Önemli olan dürüstlüktür. Budur. Aziz iş olarak 'şunu, bunu' yapamadı ama kesinlikle dolandırıcılık yapmadı. Kimseyi dolandırmadı. Haksızlık yapmadı" diye konuştu.
BEN YAPAYIM, BEN İŞLETEYİM
İzmir'e yapılacak stat projeleri hakkında da fikirlerini söyleyen Başkan Kocaoğlu 'bırakın ben yapayım' açıklamalarına rağmen halen cevap alamadığını söyledi. Kocaoğlu, "Bu stat işin Alsancak Stadı'nı TOKİ'ye vermeye gerek yok. Bizim de orada hakkımız var. Tapuyu elimizden alacak halleri yok. Alsancak Stadı'na ve limana AVM yapmak istiyorlar. Limana yapılacak parmak isteklerinin maliyetini öğrendim. Maliyeti 50-60 milyon TL'yi ancak buluyor. Bunun karşılığında bakanlık özel sektöre otel, alışveriş merkezi ve freeshoplar veriyor. Trafik sıkışırsa Alsancak, Kordon ölür. Bir AVM'ye günde 50-60 bin kişi geliyor. Ben 'iki tane parmak iskeleyi yapayım' diyorum. Zaten resmi kurumların binaları duruyor. Bana versinler orayı ben işleteyim zarar edeyim. Fuardan, ulaşımdan zarar ediyorum. Ne olacak?. İzmir kamu arsası yönünden son derece fakir bir kent. Tekel arazileri satıldı. Sonra Karayolları ve DSİ'nin arazileri gelecek. Bu kadar AVM ne olacak?. Bu ülkenin ekonomisinin sıkıntısı üretememektir. Ekonomiyi yönetenler AVM yerine üretimi teşvik edecekler. Devlet üretim yapsın demiyorum ama üretimi teşvik etsin. Şimdi Bayraklı sırtlarına hastane yapacaklar. Onlar 'yap kiraya ver' diyor. Ben gidip 'yapacağım' diyorum. Sonra bunu yapmak için kredi alacağım, karımı koyacağım falan.. Özel sektör krediyi devletten iki kat daha fazlaya buluyor. O ihaleyi alan da kar edecek. Bu ihaleyi alan adamı kiraya, gayrimenkule sevk ediyor. O adamın girişimciliği kiracılığa kayıyor. Üretime kaymıyor. Bizim başımızda taşeron diye bir bela var. Tarımı da desteklememe gibi bir durumumuz var. Ayrıca üretimin desteklenmesi gerekir. Bu ülkenin önemli konularının başında bu konular geliyor. Bu ülke üretemediği müddetçe yapılanları da AVM'yi de yönetemez" dedi.
YİNE BU İŞE GİRERDİM
Metro çalışmaları konusunda da konuşan Başkan Kocaoğlu, "Metro konusunda kim ne derse haklı. Üç büyük kentimizde metro hattı var. Bir kentte(Ankara) belediye başkanı dördüncü döneminde. Diğeri de (İstanbul) benim gibi ikinci döneminde. Onlar metroyu hükümete devrettiler. Metro öyle bir şey ki mesaisi, bıkmadan, yılmadan hep inançla 'bu metroyu bitireceğim' diye yoluma devam ediyorum. Toplam 11 kilometre metro aldım. Sonra 80 kilometre Aliağa-Menderes'i bitirdim. Ardından 3 kilometrelik Bornova hattını bitirdim. Devam eden de biterse tam 100 kilometre hat olacak. Metro öyle bir iş ki en küçük sıkıntılı yerde duruyorsunuz. Atlayamıyorsunuz. Bizim bu inancımız olduğu sürece metro bitecek. Metro bitince bana ne diyecekler bilmiyorum. Torbalı hattının da ihalesine çıkacağız. Metronun bitmesini en çok ben istiyorum. Bu operasyonlar olurken ben hergün metroyu takip ettim. Tıkanan bir şey yok. Bizim Üçyol-Üçkuyular Hattı'nda Poligon'da sıkıntımız vardı. Yol problemdi, esnafta sıkıntı vardı. Bitti. Üzerinden otobüs gidiyor. Yerin altında çalışmalar devam ediyor. Yaşadıklarımı daha önceden görmüş olsaydım bile yine bu işe girerdim. Belediyecilikte ya yapıyormuş gibi yapacaksınız ya da çalışacaksınız. Biz birçok alanda sayısız yatırımlar yaptık" dedi.
KORDON'DA SAATLER DEĞİŞECEK
Kordon'daki kapatma işlemi ile ilgilide Başkan Kocaoğlu,"Kordon trafikten yük almıyor. Zaten araçlar ikinci viteste gidiyor. Yalnız arkadaşların kapatmadan şikayetleri var. Saatler konusunda değişiklik yapılacak. Gece vakti kapanmadan herkes memnun. Malzeme indirilmesi konusunda gereken saatlerde düzenleme yapılacak" diye konuştu.
14
7
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri