Kocabıyık’tan rektörlere ve Demirtaş’a: O hain, alçak adamların…

EGEDESONSÖZ – 1128 öğretim üyesinin, ‘Barış için Akademisyenler İnisiyatifi’ adına ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildirisi ülke gündeminde tartışma konusu olmaya devam ediyor.

Bildiride devlete sert sözlerle çağrıda bulunulması üzerine başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Başbakan Ahmet Davutoğlu ve hükümet kanadından akademisyenlere tepki yağmış, MHP’den de sert eleştiriler gelirken CHP ve HDP başlatılan soruşturmaları ve gözaltıları eleştirmişti.

Akademisyenlere bir yandan farklı meslek gruplarından destek geliyor, bir yandan da bir çok ilde adli süreç işletiliyor.

Süreçte çok konuşulacak açıklamalardan biri de İzmir’den geldi. Kanal 35 yayınına katılan AK Parti İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık akademisyenleri çok sert sözlerle eleştirirken, rektörlere ve İzmir Ekonomi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş’a “İzmir Ticaret Odası’nın kurduğu bu üniversitede on tane hain var. 10 tane aşağılık karanlık var. Ne işi var onların orada? Kim aldı onları oraya? Bunun hesabını sorarım. Bunun hesabını Ekrem Demirtaş’tan çok kötü sorarım” sözleriyle seslendi.



AKADEMİSYEN KILIKLI, NAMUSSUZ…
AK Parti İzmir Milletvekili Kocabıyık, 10 yıldır üst düzey devlet görevlilerine diplomatik metin yazdığını ve hainlik-ihanet gibi kavramları kullanmamaya özen gösterdiğini ifade ederek, “Geldiğimiz noktada olaylar açık seçik gözümüzün önünde oluyor. PKK dediğimiz terör örgütü, ipi başka güçlerin elinde olan taşeron bir örgüte dönüşmüştür. PKK terör örgütü bizim vatanımızın bölgelerini işgal etmek suretiyle, egemenlik haklarımıza halel getirip terör ve cinayetler işlerken bu terör örgütüne açıkça destek olanları tarihin huzurunda hain alçak aşağılık insanlar olarak tescil ediyorum. Akademisyen kılıklı kendine aydın diyen namussuz insanların alçak ve hain olduklarını açıkça ifade ediyorum ve itham ediyorum. Bunlar bu ülkenin çocukları olamazlar! Bunlar etki ajanıdırlar. Ve vatan hainidirler. Son iki, üç ayda 260’a şehit verdik. Bunlar bu bildiriyi yayımladıkları gün Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde polis lojmanlarına PKK eylem düzenledi. 5 aylık çocuk öldü. Onun babası öldü. 1 yaşında 5 yaşında çocuklar öldü. PKK çocuk katili bebek katili bir örgüt ve bu akademisyenler bu örgütü desteklediler.  Bu korkunç bir şey! Bu ülkenin havasını soluyan her Türk buna isyan etmelidir. Ben isyan ediyorum. Bu korkunç şeye dayanamıyorum” dedi.

Kocabıyık bildiriye imza koyan akademisyenlere yönelik sert sözlerini sürdürürken şunları ifade etti: Sur’da Cizre’de Nusaybin’de yüzlerce çukur kazıyorlar, duvar örüyorlar, hendek yapıyorlar. Ve burayı Lübnan’daki Hizbullah örgütünün hakim olduğu bir yer gibi Türkiye’den ayırmak istiyorlar. Adam resmen Türkiye’yi işgal ediyor. Türkiye’nin meşru güçleri buna engel olmaya kalktığı zaman bu ülkenin sözde aydınları Türkiye devletini hainlikle halkını katletmekle suçluyor. Orada insanları şehirden kaçıran, insanları öldüren, ağır silahlarla askerimizi, polisimizi şehit eden kim? Ben soruyorum bu kendine aydın diyen karanlık hainlere: o hendeklerin olmadığı yerlerde niçin hadise olmuyor, çatışma oluyor? Bunu bana izah etsinler. Devlet vatandaşlarını katlediyor biz buna ortak olmayacağız diyorlar. Peki devletin yaptığı şeylere ortak olmayın. O zaman PKK’nın yaptığı eylemlere ortaksınız. Bu bildiriyle bunu ifade ediyorsunuz. Ayrıca o bildiri aptalca, ahmakça bir bildiri!

AK Parti Milletvekili Kocabıyık sözü bildiriye İzmir’den imza koyan 37 akademisyene de getirdi. Kocabıyık, ‘37 hain adam’ nitelemesinin ardından rektörlere ve İzmir Ekonomi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş’a çok sert sözlerle seslendi.

BUNUN HESABINI DEMİRTAŞ’A SORARIM!
Kocabıyık, “İzmir’de kendisine öğretim üyesi diyen tam 37 tane alçak, hain adam çıkmış.  Bunların İzmir’den çıkması utanç vericidir. Bunlar İzmir’in yüz karasıdır. Biz Dokuz Eylül’ü niye yaptık? Dokuz Eylül nedir? Türkiye Cumhuriyeti Dokuz Eylül’de kuruldu. O Türkiye Cumhuriyetini halkını katletmekle suçluyorlar. Terör örgütünün kavramlarıyla terör örgütüne açıkça destek sunarak yapıyorlar. Buradan o üniversitelerin rektörlerine özellikle Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş’a sesleniyorum. O öğretim üyesi alçak, hain, aşağılık adamların bir teki bile o üniversitelerde kalırsa onların hepsini o hainlerle işbirliği yapıyor diye ilan edeceğim. Peşlerini bırakmayacağım. Beni insanlar aşağı yukarı tanır. Ne kadar kararlı olduğumu da görecekler. O üniversitelerin rektörlerine sesleniyorum. Bu hainlere çocuklarımızı emanet etmeyelim. Bu kanseri kesip atalım. Bu üniversiteleri kurtaralım. Bu imzacılar üniversitenin kurumsal yapısından güç alarak akademisyen statüsüyle bu imzayı attılar. İşledikleri büyük günah ve suça üniversiteleri ortak ettiler. Üniversiteler öncelikle bu suçtan kendilerini arındırsınlar. İzmir Ticaret Odasının kurduğu bu üniversitede on tane hain var. 10 tane aşağılık karanlık var. Ne işi var onların orada? Kim aldı onları oraya? Bunun hesabını sorarım. Bunun hesabını Ekrem Demirtaş’tan çok kötü sorarım. Bunları temizleyeceğiz. Bunlar defolup gitsinler. Nerede ikamet ederlerse etsinler. Benim İzmir’imde ihanet olmaz. Biz o zaman 9 Eylül’ü kutlayamayız. Biz Yunan’ı niye gönderdik İzmir’den? Neye rağmen gönderdik? Benim dedem İzmir’de Yunan’ı denize döken neferlerden  birisi… Ben ahirette dedemin yüzüne nasıl bakarım? Bu hainlerle yaşamaya mecbur muyuz biz? Biz Dokuz Eylül’ü nasıl kutlayacağız önümüzdeki sene? Herkes pozisyonunu, haddini bilsin. Ayağını denk alsın. Biz bu memleketi sokakta bulmadık. Benim dedemin vücudu Kıbrıs haritası gibiydi. 14 sene askerlik yapmış bir insandı benim dedem. Siz çıkıp egemenlik hakları için mücadele eden bir devlete nasıl böyle bir iftira atarsınız? Siz kimin adamısınız? Hangi devletin ajanısınız? Defolun gidin bizim şehrimizden, ülkemizden!” diye konuştu.

BUNLAR YUNAN ASKERİNDEN DAHA HAYSİYETSİZDİR
AK Parti Milletvekili sözlerini şöyle tamamladı: Bu kadar kolay değil yeter artık. Bunları gerekirse cezaevine tıkacağız. O üniversitelerde bunlara hayat hakkı tanımayacağız. Gitsinler başka yerde çalışsınlar. Kendileri ihanet üniversitesi kursunlar ve ihanet derslerini orada versinler. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde ihanet dersi verilmez. ‘PKK silahlı eylemleri bırakmalıdır. Çatışmadan vazgeçmelidir’ deselerdi inanın şu tepkiyi göstermezdim. Ama öyle bir bildiri yayımlıyorlar ki içinde bir tane PKK, terör lafı geçmiyor. Orada öldürülen sivil vatandaşların adı geçmiyor. Şehit edilen 300’e yakın asker ve polisin adı geçmiyor. Bunların ailelerinin lafı geçmiyor. Tamamen PKK dili ve terminolojisiyle yazılmış tek taraflı bir metin. İşte alçaklık, ihanet budur. Türkiye şöyle bir döneme girdi: biz alçağa alçak diyeceğiz. Haine hain diyeceğiz. İhanet edeni de hem yargılayacağız hem de üniversitelerimizden, şehirlerimizden kovacağız. Yunan’ı nasıl kovduysak öyle kovacağız. Yunan askerinden daha onursuzdur bunlar. Hiç olmazsa Yunan askeri ülkesi için, toprak kazanmak için geldi buraya. Kaybetti gitti. Bu akademisyenler Yunan askerinden daha haysiyetsizdir. Bunlar kendi ülkeleri teröristler tarafından işgal edilirken destek açıklaması yaptı. Ben milletvekili olmasam Baskın olanın hakkını ve hukukunu savunduğum için cezaevine girecektim biliyor musunuz? Türkiye böyle bir döneme girmiştir herkes pozisyonunu ve yerini ona göre belirlesin. İzmir’in milli, namuslu bir temsil görevi vardır. Ve biz bu temsil görevini gereğiyle yerine getiririz.