Kazada can vermişti... İzmir depreminde 10 kişinin kurtarılmasına yardım etmiş

Yıllarca hem babasının ölüm tazminatı hem de Somalı madencilerin Uyar Madencilik'ten alacağı tazminatları için mücadele verdi maden işçisi Ali Faik İnter. 2002 yılında maden ocağında yaşanan iş kazası sonucu babası Raman İnter'i kaybeden Ali Faik İnter, 6 yaşındaki yetim kalarak annesi Nuran İnter ve erkek kardeşi Ekber İnter ile hayata tutunmaya çalıştı.

Türkiye Kömür İşletmeleri(TKİ)'ne bağlı bir maden ocağında kepçe operatörlüğü yapan Ali Faik İnter, hem babasının verilmeyen ölüm tazminatı hem de Somalı madencilerin alacakları için meydanlarda hak arama mücadelesine başladı. Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde yaşanan ve 301 madencinin hayatını kaybettiği maden faciasının ardından hak arayan mağdur madenci ailelerinin yayında olan Ali Faik İnter, daha sonra “Ben de size katılabilir miyim?” diyerek Uyar Madencilik'ten 15 yıldır tazminatlarını alamayan madencilerin yanında mücadele vermeye başladı.

AK Parti üyesi olmasına karşın sol görüşlü Bağımsız Maden İş Sendikası'na üye olan İnter, sendika üyeleriyle birlikte birçok eyleme katıldı. En son Uyar Madencilik'ten yıllardır tazminatlarını alamayan madencilerin Ankara'da gerçekleştirdiği eyleme katılan Ali Faik İnter, Bağımsız Maden İş Sendika Genel Başkanı Tahir Çetin ile birlikte Manisa'ya dönüş yolunda geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybederek tüm Türkiye'yi yasa boğmuştu.

KURTARMA ÇALIŞMALARINA KATILDI

Mücadeleci ruhu ön planda olan Ali Faik İnter, 2020 Ekim ayında Uyar Madencilik'ten tazminatlarını haklarını alamadıkları için Ankara'ya yürüyüş başlatan ancak karayollarındaki yürüşleri polis tarafından engellenen mağdur madencilerin Manisa'nın Kırkağaç ilçesindeki Çamlık'ta bekleyişlerinde yer aldı. İnter, Kırkağaç'taki bekleyiş sırasında, 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir'de yaşanan 6.9 şiddetindeki depremin haberini alarak, o akşam 10 madenci arkadaşıyla birlikte deprem bölgesine hareket etti.

Deprem günü İzmir Bayraklı ilçesine geçen Ali Faik İnter, Manavkuyu'da Emrah Apartma'nında ara-kurtarma çalışmalarına katılarak enkaz altındaki vatandaşları kurtarmaya çalıştı. 10 madenci arkadaşıyla birlikte depem bölgesinde 17 saat boyunca uykusuz mücadele veren Ali Faik İnter, 4 kişinin enkaz altında cansız bedeninin çıkartılmasına, 10 kişinin ise kurtulmasına yardımcı oldu. İzmir depremindeki arama-kurtarma çalışmaları sırasında bir televizyon programına röportaj veren Ali Faik İnter, depremin alacakları tazminatlardan daha önemli olduğunun altını çizerek şöyle konuşmuştu:

“Biz kendi mücadelemizi unuttuk. Buradaki olayın öneminden  ve aciliyetinden dolayı. Kendi tazminatlarımızla ilgili aklımızda bir düşünce yok. O konuyu düşünemiyoruz. İzmir'deki deprem bizim tazminatlarımızdan daha önemli. Daha öncelikli ve insani bir görev.”

HALK MADENCİYİ SEVER

Ali Faik İnter, arama-kurtarma çalışmaları sırasında bir gazeteye verdiği röportajda ise, “Enkaz yığınları başında jandarma ile arama-kurtarma çalışması yapıyorsunuz. Oysa Ankara yolunca önünüzü kesen yine jandarmaydı. Ne düşünüyorsun? Halk madencileri nasıl karşıladı?” sorularına şu şekilde cevap verdi:

“Buraya geldiğimizde herhangi bir engelleme olmadı, olmaz da zaten. İnsan canı söz konusu. Jandarmaya Ankara'da kimin yol kestirdiğini biliyoruz. Patronlar kestirdi. Sermayeye dokunmadığı sürece madenciyi severler. Madenci burada can kurtarırken vatansever oluyor ama Ankara yolunda hak arayınca huzur bozucu diye damgalıyorlar. Halkı kurtarmaya madenciler, yani yine halk geliyor. Madenciler de halktan. Aileler bize kayıp olan yakınlarının yerini tarif ediyor. Halk madenciye güveniyor, çünkü enkaza girerken risk alıyoruz.”

DEVLETTEN EŞİTLİK İSTİYORUZ

İzmir depreminden önce Ekim ayı içerisinde Manisa'nın Soma ilçesindeki hükümet meydanında madencilerin gerçekleştirdiği eyleme katılan Ali Faik İnter'in, yürüyüşlerini engelleyen polislere yönelik yaptığı konuşmalara hafızlarda yer aldı. Bağımsız Maden İş Sendikası'nın sosyal medyasında yer alan görüntüde Ali Faik İnter polislere yönelik konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Buraya binlerce polis yığıyorsunuz, sesimizi çıkarmak, devlet yetkililerine ve halka kendimizi anlatmak için. 2002 yılında ölen babamın icrasını gerçekleştirmek için bir tane polis kapıya yollamıyorsunuz. Biz geçen sene de şikayet ettik mallar gizlice çıkarılıyor madenlerden diye. Ama bir sonuç elde edemedik. Jandarmayı, polisi aradık. Ama hiçbir şey olmadı. Aynı şeyi neden onlara uygulamıyorsunuz? Devlet niye eşittir değil. Devlet, patron, işçi neden eşit değil. Bize bunu açıklayın. Devletten eşitlik istiyorum.”