HAK-İŞ'e bağlı Öz Büro İş Sendikası yöneticileri, işyeri temsilcileriyle Hilton Garden Inn Otel'de düzenledikleri toplantıda bir araya geldi. Toplantıya katılan Genel Başkan Baki Gülbaba da, çalışma şartları ve kadro çalışmaları hakkında işyeri temsilcilerine bilgi verdi. Basına açık yapılan toplantının ilk bölümünde genel değerlendirmelerde bulunan Baki Gülbaba, ülkemizde özellikle çalışma yaşamı anlamında sıkıntılar zorluklar bulunduğunu söyledi. Çalışma yaşamının kanayan yarası olan taşeron olusunun bulunduğunu kaydeden Baki Gülbaba, "Yıllardır adına taşeron denilen ama çalıştığı kurumların her hizmetini yapan bütün arkadaşların sorunları çözülemiyor. Türkiye'de, bu günlerde son derece yapay bilimselliği olmayan bir süreç işliyor. Bu bizi üzüyor canımızı yakıyor. Aylarımızı yıllarımızı alıyor. Bayramda tatil vardı ama tatil yapamayan çalışmak zorunda olan birileri daha vardı. 3 Temmuz'da bayramdan iki gün önce yer Ağrı 19 yaşında bir taşeron çalışanı Mahmut Tuncer elektrik akımına kapılarak öldü. 4 Temmuz Muğla Adil Çarkal, spiral taşının göğsüne saplanması sonucu öldü. 5 Temmuz Kahramanmaraş Halil İbrahim Toptaşlı vidanjörle duvar arasında sıkışıp can verdi. 6 Temmuz Bursa İsmail Güleryüz inşaattan düşüp öldü. 9 Temmuz Aydın jeotermal işletmesinde Birol Deniz, vinçten düşüp öldü. Herkes tatil yaptığı sırada, tatili nerede geçireyim derdine düştüğü sırada bu insanlar çalışmak zorundalar" dedi. Yaşanan ölümlerin iş kazanı değil cinayet olduğunu da vurgulayıp Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na çağrıda bulunan Baki Gülbaba, "Çalışma bakanına çağırıda bulunuyorum. Vakit geçirmeden bu cinayetlerin sonlandırılmasıyla ilgili çalıştayı ivedilikle gerçekleştirilmesi gerekiyor. Hayatını kaybeden arkadaşlarına statülerine, yaşlarına bakılmaksızın tamamının emekli olmaları gerekli. O da yetmez ailelerine ciddi miktarda tazminat verilmelidir.Özel sektör vermelidir, kamu vermelidir. Sorumlu kimse o vermelidir" dedi.
TAŞERONLAR BU ÜLKENİN ASLİ YURTTAŞLARIDIR
Türkiye'de bugünlerde 700 bine yakın insanın geleceğiyle ilgili süreç yaşandığını anlatan Baki Gülbaba, "Taşeron çalışanlarının ülkemizde, çağdaş bir ülkede, yeni Türkiye'de ilerlediğini iddia eden, ekonomik sorunlarını çözdüğü söyleyen Türkiye'ye yakışmıyor. Yıllardır Türkiye'de bir şeyin kavgasını veriyoruz. Taşeron bu ülkenin asli yurttaşları asil insanlarıdır. Lütfen bu insanların hakkını verin, asıl iş, yardımcı iş gibi yapay uyduruk kavramların arkasına saklanıp vicdansızlık yapmayın. Reel gerçeği görün" dedi. Çalıştıkları kurumlarda emekli olmak istediklerini de söyleyen Baki Gülbaba, "Asıl iş, yardımcı iş ayrımı varmış ve biz yıllarca bu ülkede bir kısım insanlarla bunu tartışa geldik. Mücadelede bir yere geldik. Giden başbakanımız Ahmet Davutoğlu, açıklama yaptı 22 Mart'ta. O gün dedi ki 'asıl ve yardımcı iş olduğuna bakılmaksızın kamuda çalışan işçileri kadroya alıyoruz' dedi. O gün biz arkadaşlarla izledik. 22 Mart'ı bayram ilan edeceğiz dedik. Bir yanlıştan dönülmüştü. Taşeron çalışanları kadroyla alınacaktı. Sonra çok zaman geçmedi. Pandoranın kutusu açıldı ki aman Allah'ım kadro filan yok. Geldiğimiz nokta itibariyle iki şeyi kazandık. Bu saatten sonra iki şey olmayacak bir tanesi taşeron sözcüğünü unutuyor olacağız. Yıl sonunda hizmet alım ihaleleri yapılmıyor olacak. Çalıştığımız kurumların asli çalışanları olarak emekli olana kadar çalışacağımız durumu kazandığımızı düşünüyorum. Şu anda bu tasarı hazırlanıyor. Emekli olana kadar hastanelerde çalışmaya devam etsinler. Kamu kurumlarında çalışana pozisyonu bizle aynı olan herkese kadro verilmeli. Öncelikli ve vazgeçilmezimiz emekli olana kadar devletini çalışanı olmaktır istediğimiz bunun görüşmelerini sürdürüyoruz" dedi. (dha)
.jpg)
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri