KKTC Konsolosu'ndan 'Türkiye daha demokratik' vurgusu

İZMİR - İzmir'e Kasım ayı başında atanan KKTC Konsolosu İpal Emin, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş'ı makamında ziyarete etti. 42 Yaşındaki Emin, 1974 yılında savaşın hemen ardından doğduğunu, gençlik yıllarının varoluş mücadelesiyle geçtiğini, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) iktisat eğitimi aldığını, borsacı olmak isterken konsolos olduğunu belirterek, "İş imkanları kısıtlı olduğu için böyle bir imkan açıldı ama görevimle gurur duyuyorum. 1963 yılında dedemi kaçırdılar. Onun cenazesini 2008 yılında kurulan kayıplar komitesi ile bulduk. Cenazesini alıp defnettik. Bu acılara şahit olmadım, ben doğmadan çok önce yaşanmış, ancak geçmişi bir noktada bırakıp ileriye bakmak zorundayız" dedi.

'SUYU BELEDİYELER DAĞITIMALI'
KKTC İzmir Konsolosu Emin, Türkiye'nin deniz altından askılı boru sistemiyle KKTC'ye götürdüğü suyu kimin işleteceği yönündeki belirsizlik nedeniyle yaşanan krize değinerek, "Önemli olan suyun oraya kadar götürülmesiydi. Kıbrıs'ın en büyük sıkıntısı suydu. Su demek her şey demek. Benim kişisel görüşüm suyu belediyelerin dağıtması. Hangi bölgenin suya ne kadar ihtiyaç olduğunu belediyeler bilebilir" diye konuştu.

'TÜRK ASKERİ VAZGEÇİLMEZİMİZ'
Kuzey ve güney Kıbrıs'ta önce elektrik şebekelerinin birleştiğini, bunun iki toplumun yakınlaşması için önemli bir adım olduğunu vurgulayan Emin, Türk askerinin garantörlüğü konusunda tartışmalar olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti: "Askerin garantörlüğü bizim için vazgeçilmez. Rum'un yaklaşımı Türk askerinin oradan biran önce çıkarılması yönünde. Biz Kıbrıslı Türkler için Türk askeri vazgeçilmezdir. Hem bizim güvenliğimiz hem de Türkiye'nin güney sahillerinin güvenliği açısından Türk askerinin garantörlüğü çok önemli. Kıbrıslı Türkler olarak daha ılımlıyız. Kıbrıslı Rumlar'da bize yapılan bazı ufak tefek sataşmalar, saldırılar var. Özellikle bizim milli günlerimizde feveran ettikleri oluyor. Biz barışa her zaman hazırız. Türk lirasından Euro'ya geçişle ilgili sıkıntılar var. Küçük işletmeler konusunda endişeler var. Birkaç yıl sancılı olur. Türkiye'nin desteğine ihtiyacımız olacak" dedi.

'KKTC'DE HERKES BİR ŞEYE BAĞLI KALMADAN OYUNU KULLANIR'
KKTC İzmir Konsolosu İpal Emin, dört yıl görev yapacağı kentte binin üzerinde Kıbrıslı Türk'ün yaşadığını, onlara yardımcı olacaklarını, İzmir'de ticari, ekonomik, kültürel, sağlık konularında Türkiye ile ilişkileri geliştirmeyi amaçladıklarını anlattı. Emin, İzmir halkının yapı ve kültür olarak Kıbrıslı Türk halkına çok yakın olduğunu ifade etti. Emin, KKTC'nin Türkiye'den daha demokratik bir ülke olduğunu ileri sürerek, "KKTC, Türkiye'den daha demokratik, çok seslilik var. Herkes kendini daha rahat ifade edebiliyor. Seçimlerde herkes bir şeye bağlı kalmadan oyunu kullanır. Bizde koalisyon kurulur. Çoğu da koalisyon hükümeti. Türkiye'de koalisyonun ekonomiye zarar vereceği anlayışı var. 'Koalisyon olursa ekonomi zarar görür' anlayışı var. Bunun için de 'Tek parti olsun istikrar olsun' deniyor. Bu Türkiye'nin tercihi" dedi.



'BARIŞ İÇİN DESTEK VERECEĞİZ'
İTO Başkanı Ekrem Demirtaş, su krizi konusunda Türkiye'deki modelin uygulanmasını belediyelerin suyu dağıtmasını önerdi. Demirtaş, Kıbrıs'ın iki yakasının biraraya gelmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:  "İki ada arasındaki dikenli tellerin, paslı demirlerin kalkması gerekir. Mülkiyet sorunu zaman içinde çözülür. Rum tarafı mali güç konusundaki güvenini de kaybetmiş durumda. Ekonomilerinin düzelmesi için iki tarafın birleşmesi, güçlenmesi, limanların açılması, ambargoların kalkması ticaretin serbestleşmesi, özgürleşmesi gerekir. Kıbrıs'a iki tarafta dikenli teller olursa eli silahlı askerler beklerse turizm olmaz. Bunun her iki tarafa da büyük faydası olacak. Ama Kıbrıs Türk tarafının geçmişte çektiği acılar kabul edilebilir şeyler değildi. Rum ticaret odası ile barışın planlanması konusunda çalışma yapacağız. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'yı davet ettik, İzmir'e bekliyoruz. Kıbrıs Türk kesimimin birleşmeden sonraki ekonomik ortamda güçlü olabilmeleri için bizim de onlara destek vermemiz gerekiyor. Onlarla birlikte program yürütmemiz gerekiyor. Kıbrıs'ta kalkınma ajansı kurulmalı. Küçük ve orta boy işletmeler desteklenmeli. Kıbrıs barış ve istikrar adası olmalı."