Kanser tedavisine yönelik araştırma yürütürken karşılaştığı bir zorluğu 3D yazıcılarda ürettiği mikroçiple çözen Türk akademisyen, dünya genelinde hücre araştırmacılarının gösterdiği ilgiyle iş kadını oldu.

ABD'de başladığı kanser araştırmalarını Türkiye'de sürdüren İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Devrim Pesen Okvur, kanser hücreleriyle bağışıklık sistemi hücrelerinin nasıl iletişim kurduğunu ortaya çıkarmak için AB destekli proje yürüttü.

Mevcut hücre çalışmalarında iki boyutlu ortamda yürütülen çalışmanın doğru sonuçları vermediğini gören Okvur, hücrelerin aynı insan dokusunda olduğu gibi yaşayabilecekleri doğala yakın ortamlar oluşturmak için yöntemler aramaya başladı.

Laboratuvarlarda kullanılmaya başlanan mikroçiplerin hücrelere üç boyutlu yaşam ortamı sunabildiğini ancak çok pahalı olması, üretiminin uzun sürmesi ve çeşitli zorluklar içermesi nedeniyle kullanılabilir olmadığını gören Okvur, son dönemde popülerleşen 3D yazıcıları mikroçip üretiminde denedi.

Mevcut üretim yöntemlerinden yaklaşık 10 kat daha düşük maliyet ve daha az zamanla mikroçip üretmeyi başaran Doç. Dr. Okvur, meslektaşlarının da talep etmesi üzerine bu alanda üretim yapmak üzere proje geliştirdi.

İYTE İzmir Teknoparkı içinde kurduğu şirketle mikroçip üretimine başlayan Okvur'un ürününe yurt dışından ilk talep ise ABD'den geldi.

DOĞRU HASTAYA DOĞRU İLAÇ
Doç. Dr. Devrim Pesen Okvur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üç boyutlu yazıcılarla ürettikleri mikroçiplerin tüm dünyada hücre araştırmalarında yaygın olarak kullanılacağını düşündüklerini belirtti.

Mevcut iki boyutlu yöntemlerle yapılan ilaç araştırmalarında çok büyük sıkıntılar bulunduğuna dikkati çeken Okvur, şu bilgileri verdi:

'İlaç geliştirmek için milyarlarca dolar para, on yıllarca zaman harcanıyor ve bunun için yaşamlar da harcanıyor. Bu araştırmaların en zayıf halkası iki boyutlu hücre kültürü dediğimiz kısım. Masrafların yüzde 30'u burada yapılıyor ancak artık araştırmalar gösteriyor ki bir hücrenin ilaca tepkisi iki boyutla üç boyut arasında çok farklı olabiliyor. Araştırmacılar üç boyutlu çalışarak buna çözüm bulmaya çalışıyor.

Mikroçipler insan hayatı açısından da büyük önem taşıyor. Örneğin doktorlar bazen size hangi ilacın iyi geleceğini bilemiyor. Bir ilaç bir kişiye iyi geliyor ama diğerine iyi gelmiyor. Şu anda bunu test etmenin tek yolu o ilacı hastaya vermek. Halbuki bu çiplerle hastadan alınacak bir doku veya kan örneğiyle öncesinden bu ilacın o hastanın hücrelerine nasıl etki ettiğini belirleme şansımız var. Bu sorunun çözümü olan ve hücre için doğal ortam yaratmayı amaçlayan mikroçiplerin üretimi ise ayrı bir zorluktu. Temiz oda gerekiyor, kurulumu, malzemeleri çok maliyetli. Bulduğumuz yöntem bu alanda maliyetleri oldukça düşürdü. Artık araştırmacıların taleplerine göre üç boyut yazıcılar kullanarak hücrelerin doğal ortamlarını taklit eden mikroçipler üretebiliyoruz.'

KOZMETİKTE HAYVAN DENEYLERİNİ AZALTACAK
Sadece kanser ile ilgili değil hücreyle ilgili tüm çalışmalarda da kullanılabilen mikroçiplerin üretimi için İYTE Teknoparkı içinde bir firma kurduklarını, araştırmacıların taleplerine göre seri üretime başladıklarını dile getiren Okvur, haziranda ABD'nin San Diego kentindeki biyoloji kongresinde ürünlerin ilk uluslararası sunumunu yaptıklarını aktardı.

İlaç şirketleri ve yatırımcıların mikroçiplere ilgisinin çok sevindirici olduğuna işaret eden Okvur, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bir ilaç firması ilk siparişini verdi hatta başka ürünlerle karşılaştırıldığında bizim ürünlerimizin daha işlevli olduğunu, aynı anda pek çok testin yapılabildiğini belirterek beğenilerini ilettiler. Yurt dışı satışlar yakında başlayacak. Hedefimiz hücre üzerinde araştırmalar yapılan tüm laboratuvarlara girebilmek. Herhangi bir hastalık modelini çalışan araştırmacılar, ilaç şirketleri veya ilaç taraması yapmak isteyen laboratuvarlara ulaşarak onların sonuçlara daha hızlı ulaşmalarını sağlamak, başarı oranlarını artırmak istiyoruz. Sadece kanser araştırmaları değil deriyi taklit eden bir çip geliştirdik, bu özellikle kozmetikte işe yarayacak. Hayvan deneylerini en aza indirgeyecek. Artık iki şapka takıyoruz akademisyen şapkası bir de girişimci şapkası ama ikisi birbiriyle örtüşüyor. Akademik çalışmalarımız devam edecek ama öbür tarafta ürün çeşitliliğimizi de sürekli artıracağız. Şu anda 5 patent başvurumuz var. Biz bu alanda uluslararası bir şirket olmak istiyoruz.'