Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - TMMOB Şehir Plancıları Odası, Harita Mühendisleri Odası ve Yerel Yönetim Araştırma, Yardım ve Eğitim Derneği'nin (YAYED) ortaklaşa düzenlediği Kentsel Dönüşüm Çalıştayı İzmir'de gerçekleştirildi.
Toplumcu Belediyecilik Çalışmaları adıyla Ahmet Piriştina Kent Arşivi Müzesi'nde gerçekleştirilen çalıştaya CHP İzmir Milletvekilleri Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Prof. Dr. Oğuz Oyan, Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Necati Uyar, YAYED Genel Başkanı Sonay Bayramoğlu Özuğurlu, Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Zeki Yıldırım, Selçuk Belediye Başkanı Vefa Ülgür, Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Projeler Koordinatörü Muhittin Selvitopu, belediye yetkilileri, bürokratlar, sivil toplum kuruluları temsilcileri katıldı.
Toplumcu Belediyecilik Çalışmaları adıyla Ahmet Piriştina Kent Arşivi Müzesi'nde gerçekleştirilen çalıştaya CHP İzmir Milletvekilleri Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Prof. Dr. Oğuz Oyan, Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Necati Uyar, YAYED Genel Başkanı Sonay Bayramoğlu Özuğurlu, Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Zeki Yıldırım, Selçuk Belediye Başkanı Vefa Ülgür, Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Projeler Koordinatörü Muhittin Selvitopu, belediye yetkilileri, bürokratlar, sivil toplum kuruluları temsilcileri katıldı.
BUNUN ADI MÜSADERE!
Çalıştaydaki konuşmasına 'en çok sevdiğim belediye başkanları burada' diyerek Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç ve Selçuk Belediye Başkanı Vefa Ülgür'e katılımları için teşekkür ederek başlayan CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Birgül Ayman Güler kentsel dönüşüm yasasını diş ağrısına çözüm konusuna benzetti. Güler 'Dişiniz ağrıdığında dişçiye gidersiniz. Ağrının gitmesi için apse yapan, ağrı oluşan yeri aldırırsınız. Aslında genel olarak ağzın yapısına bakmak lazım. Genel olarak durum nedir? Tüm dişlerin etlerinde sorun var mıdır? Bunların hepsinin bakılması lazım. Belki cerrahi müdahale gerekir. Dişi, Hindistan'da sokak ortasında kerpetenle söken de var, laboratuarda analiz yaparak müdahale eden de var. Bu kentsel dönüşüm kanunu Hint dişçisinin uygulamasına benziyor. Soruna genel çözüm getirmiyor. AKP iktidarının yaptığı geçici diş çekme, ağızdaki kokuyu ortadan kaldırma girişimidir. Aslında akla ve mantığı uyan hiçbir şey yoktur. Biz, bütüne müdahale yapılmasını istiyoruz. Ortaya çıkan kanun ile kentsel dönüşümün mantığı sermayenin kriz, iktidarın ise fırsat projesi oldu. Kanun ile mülk sahibi ve tapu arasına idari yöntemlerle giriyorsunuz. Başbakan 'gerekirse mülkü alırız' diyor. Bunun adı Osmanlı dönemindeki mülkiyet hakkının olmadığı zamanda uygulanan müsadere (el koyma) sistemi yeniden getirmektir. Bunu biz yapsak kıyamet kopardı. Çıkıp 'komünizm çöktü ama bunlar getirdi' derlerdi. Mülkiyet hakkına el koyduğu gibi bölge hakkının yaşam hakkına da el koyuyor. İzmir Körfezi Bayraklı'dan çok muhteşem görünüyor. Orada dönüşüm yaparken vatandaşı başka yere gönderiyor' dedi.
SİSTEM SİYASETİ FİNANSE EDİYOR!
Kanun ile her türlü doğal vardığın ranta açıldığını ifade eden Güler, mera, zeytincilik, orman, sit gibi önemli kanunların bypass edilerek devre dışı bırakıldığını söyledi. Güler, 'Madencilik nedeniyle Bergama ölüyor. Kaz Dağları bitiyor. Ulaştırma Bakanlığı şirket kurmuş taş ocağından taş çıkartarak zeytinlikleri katlediyor. Bunlar zaten alışkınlar. TOKİ ilan vermiş 'bana olan borcunu toptan öde, sana yeni kredide yüzde 20 indirim yapayım' diyor. Aslında vatandaş yeniden bankalara borçlandırılıyor. Dünya genelindeki krizi artık biz 85 metrekarelik evlerimizde görüyoruz. Bu sistem açıkça siyaseti finansman ediyor. Sosyal yardım adı altında AKP'nin kasasından çıkan para yok. Değerleme konusu ile yan kuruluşlara kar yolları açılıyor. Hem siyaset finansa ediliyor hem de oy avcılığı yapılıyor. Maliyeti sıfır olmasına rağmen getirisi çok yüksek. AKP siyasetini temiz siyaset kapsamında yapmalıdır. Bizim aldığımız miraslarımızı gelecek nesillere koruyarak bırakmak zorundayız. Yalnızca sistemi eleştirmekle olmaz. Biz, eleştiri yaparken çözüm önerilerini de ortaya koymalıyız' diye konuştu.
AKP'NİN TRUVA ATI BÖLÜNMÜŞ YOL VE KONUTLAR!
Toplantıda konuşan CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Oğuz Oyan önemli açıklamalar yaptı. Oyan, 'AKP'nin en iyi bildiği şey inşaat işidir. Bunu İstanbul'dan biliyorlar. Altyapı, yol ve konut işini iyi biliyorlar. Gerek TOKİ eski Başkanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, diğer bakan Binali Yıldırım da Başbakan'ın eskiden beri gelen yakın çalışma ekibindedir. Bu alanlar, AKP'nin geniş kitlelere ulaşmak için kullandığı alanlardır. Bir de seçmene yönelik sosyal güvenlik ve sağlık politikaları var. Özel sektöre 'sen hastane yap, ben sana kira ödeyeyim' diyor. Bazı bölümleri de özelin işletmesini istiyor. AKP, görünür yatırımlar olduğu için yol, konut gibi işlere giriyor. Toplu konutların çoğu üst ve orta gelirlere yönelik olmasına rağmen alt gelir gurubuna yönelik satışları statlarda yapıyorlar. Halk da 'bize de düşer' anlayışında oluyor. Görünür yatırımları yaparken kamuyu yatırım alanlarından geri çektiler. İleriye iki Truva atı olan bölünmüş yol ve konut projelerini sürdüler. Aslında halk geri çekileni göremedi. Bunu vatandaşa anlatmak kolay değil. İktidar kendi denetiminde sermaye istiyor. Oluşan rant kanalları üzerinden var olanları denetlerken yeni rant kanalları açtılar. İpleri tamamen eline aldı' dedi.
BU YAKIT, BU GEMİYİ YÜRÜTMEZ
Rakamlar üzerinden bilgi veren Prof. Oyan, 'AKP'nin 10 yılda 15 bin kilometre bölünmüş yola 40 milyar TL para harcadığını ifade eden Oyan, 'Bu gerçekten az bir rakam değil. AKP'nin gelişinden önceki dönemde bütçelerin yüzde 15'i yatırımları ayrılıyordu. Şimdi yüzde 10'un altında kalıyor. Kalmasına rağmen AKP başarılı görünüyor. Yine iktidar toplu konut alanında da 2003 yılından bu yana kadar 550 bin 176 konutun yapımı başlattı. Bunlardan büyük bölümü bitirilemedi. Başlatılan konutlardan 125 bini satılamadan duruyor. Arz fazlası var. Satılanlardan yılda 25 milyar TL'lik bir satış var. Aslında bu yıla bölündüğünde çok yüksek oran değildir. İnşaat işlerinde göstere göstere yolsuzluk yaptıkları ortaya çıkınca başka alanlara kaydılar. Önümüzdeki yıllar içinde 20 milyon konutun üretilmesi konusu var. Bu da yeni yasa ile olacak. Yılda 300 bin konutun yapılması planlanıyor. Projenin toplam maliyeti 500 milyar TL'dir. Bu çalışma ile bir yılda yapılacak olan konut miktarı bu zamana kadar yapılan konutların toplamı kadar olacak. Bakan Erdoğan Bayraktar 'kentsel dönüşüm ranttır' denilince sinirleniyor. O kadar sermayeyi dağıtmak tabi ona göre rant değil. İnşaat sektörü sanıldığı kadar katma değeri yüksek bir sektör değil. Özellikle inşaat malzemeleri, çimento gibi birçok ürünü ithal ediyoruz. Bu durum daha da sorun hale gelecek. Yaptığınız konutları yabancıya gönderemediğinize göre elinizde olanları satmak zorunda kalacaksınız. Kentsel dönüşümde kamu binalarını yıktılar. Aslında yıkılan binaların bir bölümü kullanılabilirdi. Ama onlara gösteri gerekiyordu. Bu gösterilerini yaptılar. Kanun, sürgün fetvası gibidir. Bu durum yoksullaştırıcıdır. Ortaya çıkan durum tehdit ve şantaj anlayışıdır. Ayrımcı bir uygulamadır. Sadece fiziki alanların dönüştürülmesi konusu ön planda tutulmuştur. Çünkü iktidarın ve sermayenin acelesi vardır. Sağ belediyecilik planlamayı ret eder. Devletin planlama teşkilatını ortadan kaldırır. Sol belediyecilik planlama ile yürür. Piyasaya müdahale ederek yürür. Kısaca bu gemi bu yakıtla yürümez. Yani bu yakıt bu gemiyi yürütemez' diye konuştu. Prof. Oyan, kanunun önünde direniş gösterecek insanlar hakkında adli işlem başlatılması kararının da dehşet verici olduğunu söyledi.
DÖNÜŞÜM YANLIŞ YERDEN BAŞLADI
TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Necati Uyar toplantıda kentsel dönüşüm kanununu eleştirdi. Kanunun sadece belli pencereden baktığını ifade eden Uyar. 'Kentsel dönüşüm sadece yıkıp yapmak değildir. Yeniden planlama, yapma ve inşa etmedir. Bunun birçok sosyal yönleri vardır. Kentsel dönüşüm kavramı AKP iktidarının ortaya attığı bir sistemdir. Daha önce ortaya atılmayan konular atılıyor. Etkili iletişim yöntemleri seçiliyor. Bölünmüş yolların adı duble yollar oldu. Kentsel dönüşüm, hayırlara vesile olsun, kentsel dönüşüm projesi, yola devam, sıfır sorun gibi daha önce konuşulmayan fikir ve cümleler ortaya atılıyor.
Yeni kanunda ciddi düzenleme geldi. Bakanlığa zor kullanmaya kadar yetki verildiği durumlar var. Kentsel dönüşüm başladı ama bu yerler şehir merkezlerine ve rant değerleri yüksek yerlerde başladı. Aslında dönüşüm daha kenar mahallelerde yapılması gerekiyor. Türkiye'de ilk kentsel dönüşüm projesi Ankara Dikmen Vadisi'nde yapıldı ve Kuzey Ankara Projesi gerçekleştirildi. Ne yazık ki dönüşebilir alanlar dönüşemez alanlar olarak ortaya çıkıyor. Yaşanamaz alanlar ortaya çıkıyor. Tüm hesap rant üzerinden yapılırsa sonuçları kötü olur. Bir arsadan en yüksek rantı elde edelim anlayışı olmamalıdır. Bu sistemde rantın el değiştirmesi konusu en önemli bir durum. Dönüşüm projeleri ile 750 TL maaş alan insana yapılan binalarda 500 TL yakıt parası ödetme sistemi getirilmeye çalışıldı. İnsanlar bu duruma tepki gösteriyorlar. Barınma hakkını savunan insanlar eylemler yapıyorlar' dedi.
SANKİ KİRA YARDIMI EKSİK
Türkiye'nin kentsel dönüşüme ihtiyacı olduğunu ama bunun planlı ve programlı olması gerektiğini söyleyen Uyar, 'İnşaat sektörü zaten batma noktasına gelmişti. Kanun depremden koruma adı altında çıktı ama inşaat sektörünü ayakta tutmak için yapılıyor. Zaten kanunda devletlere veren zor kullanma yöntemi de bunun önünü açıyor. Türkiye'de bir milyonun üzerinde yeni konut stoğu var. Her yıl bu durum artıyor. Bunların satılması lazım. Her gün devletten 'kira yardımı, nakliye yardımı vereceğiz' açıklamaları geliyor. Sanki insanlar evlerini taşıdı da nakliye parasını veremiyormuş gibi davranıyorlar. TOKİ, ikinci kredi alanlara yüzde 20 indirim sistemi getirerek süreci ayakta tutmaya çalışıyor. Büyük şirketlerin reklamları zaten televizyonlarda görülüyor. Vatandaşa 'evinizi verin, yıkıp yerine yenisini verelim' diyorlar. İnşaat sektörü zaten yaptığını satamıyor. Ciddi sorun var' diye konuştu.
SİSTEMDE ARAZİ RANTI VAR
Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Süheyla Alıca da kentsel dönüşüm yasasının hukuki boyutuna değindi. Yasanın vatandaşı mülksüzleştirme yasası olduğunu ifade eden Alıca, 'Sistem arazi rantı üzerinden yürüyor. Mağduru çok alacak. Uyuşmazlık kararları çok çıkacak. Kanunda altyapıya yönelik hiçbir şey yok. Sadece yıkım ve yapım var. Türkiye'nin büyük bölümü birinci ve ikinci derece deprem bölgesi olduğundan dolayı ülke genelini kapsıyor. Kanunun uygulanmaya başlandığı yerde 10'un üzerinde uygulanmayacak başka kanun var. Bu kanun engel tanımıyor. Türkiye'nin en verimli, rantı yüksek yerler dönüşüme açılacak. Uluslar arası sözleşmeler ve anlaşmalarla korunan alanların yapılaşmaya açılması söz konusu olacak. Yıllarca kanun yapan, yönetmelik yapan kurumlarda çalıştım. Bundan önce böyle bir kanun görmedim. Yapılanlar kanun yapma tekniğine bile aykırı. Kanun maliklere adeta gözdağı veriyor' dedi.
BELEDİYELERE 'YÜK' GELECEK
Yerel Yönetim Araştırma, Yardım ve Eğitim Derneği (YAYED) Yönetim Kurulu Üyesi Av. Zuhal Sirkecioğlu Dönmez de kanun hakkında eleştirilerde bulundu. Aynı zamanda CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi de olan Dönmez, bakanlığın yetki verdiğini söylediği belediyelerin çalışmalardan haberdar olmadığını söyledi. Dönmez, 'Bakanlık istediği belediyeye devrederken istediğine bedelsiz arazi devrini yapmayacak. Yapmayacağı illerin başında da İzmir geliyor. Bakanlığın belediyeye verdiği yetki aslında yük verme şeklinde. Vatandaş yıkmazsa belediye yıkacak. Belediyeler parasal ve işlev anlamında yük getiren işleri yapmaya zorlanıyor. İmar harçları belediyelerin en büyük geliridir. Bu kanun ile belediyenin toplayacağı paralar dönüşüm kasasına gidecek' dedi. Hükümetin dava açılmasının önüne geçmek için kamu arazilerini özelleştirme idaresi bünyesinde değerlendirip ihaleye çıktığını da sözlerine ekledi.
ALTINDA BAŞKA İŞ VAR!
Ankara Çankaya Belediyesi Danışmanı ODTÜ Öğretim Görevlisi Şehir Plancısı Ahmet Müfit Bayram da kentsel dönüşüm yasasının keyfi uygulamalar içerdiğini söyledi. Bayram, 'Sistemde müşavirlik yönteminin nasıl yapılacağı belli değil. Yasa, daha sağlıklı yapılar ve güvenli binaların oluşmasına olanak vermiyor. Peki biz 8 yıldır ne için uğraşıyoruz? Yasa metni son derece açık. Kamusal deneyimi arttıracak hiçbir hüküm yok. Bunun altında başka bir iş var. Hep birlikte arayacağız' ifadelerini kullandı.
Toplantıda ayrıca, YAYED Genel Başkanı Sonay Bayramoğlu Özuğurlu 'toplumcu belediyecilik ve kentsel dönüşüm' konusunda konuşma yaparken 9 Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Göksu da 'İzmir planlaması ve İzmir'de dönüşüm ihtiyacı' konusunda açıklamalarda bulundu. İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Projeler Koordinatörü Muhittin Selvitopu da belediyenin Bakanlar Kurulu'ndan onay alan, bekleyen kentsel dönüşüm alanları hakkında bilgi verdi.