İzmir'de İhsanoğlu rüzgarı: Yüzde 60 bekliyor!

Fatih YAPAR / EGEDESONSÖZ - Türkiye 10 Ağustos’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine kilitlenirken, İzmir sandığa 19 gün kala CHP ile MHP’nin çatı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nu ağırladı.
 
- FOTO GALERİ: ÇATI ADAY İHSANOĞLU İZMİR'DE

- KARŞILAMADA NELER YAŞANDI?

- İHSANOĞLU'NA REKOR BAĞIŞ

Seçim yolunda toplam 7 partiden tam destek alan ‘Çatı Aday’ İhsanoğlu, kanaat önderleri ve STK’larla görüşeceği yoğun program için öğle saatlerinde İzmir’e geldi.

Adnan Menderes Havaalanı’nda CHP ve MHP heyetinin yanı sıra vatandaşların büyük ilgisiyle karşılanan Ekmeleddin İhsanoğlu kısa bir şehir turunun ardından Karşıyaka’ya geçti.

ZÜBEYDE ANA ZİYARETİ
Çatı adayı İhsanoğlu, Alaybey semtindeki Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın aıt mezarında efeler ve gaziler tarafından karşılandı. Efeler, İhsanoğlu'nun omuzuna yöresel şal atarken, gaziler de başına dernek logolu şapka taktı.



Termometrelerin 42 derece sıcaklığı gösterdiği İzmir'de, Zübeyde Hanım Anıtı ziyaretine yüzlerce İzmirli katıldı. Karşıyakalı kadınlar üzerinde, 'İzmirli kadınlar yurtta barış dünyada barış elçisi İhsanoğlu'nun yanındadır', 'İzmirliyiz yaparız, İhsanoğlu'nun seçimi için sandıklardayız', 'Özgür yaşama hakkı için 10 Ağustos'ta tatilde değil sandıklardayız' yazılı pankartlar açıldı. 



AK Parti'den istifa eden bağımsız milletvekili Erdal Kalkan da anıt girişinde karşıladığı İhsanoğlu'nu öperek kutladı.

İhsanoğlu Zübeyde Hanım'ın mezarına karanfillerden oluşan çelenk bıraktı. Çoğunluğunu CHP'lilerin oluşturduğu partililer de 'Türkiye seninle gurur duyuyor' sloganı attı.



İhsanoğlu Latife Hanım Köşkü'nün Bahçesi'nde basın mensuplarının karşısına çıkarak ülke gündemi ve seçim yarışına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Söze ‘İzmir mesajları’ vererek başlayan İhsanoğlu, ‘paralel emniyet’ operasyonunu değerlendirirken, başkanlık sistemi topuna da girdi. İhsanoğlu’nun soru cevap bölümünde güne damga vuran açıklaması ilk turdaki oy beklentisi üzerine oldu.

İŞTE İHSANOĞLU’NUN AÇIKLAMALARI

İZMİR’E BAKIŞ
İzmir artık kararını vermiş. 10 Ağustos’ta bize mührü basacağının kararını vermiştir. İzmir’e gelmekten dolayı mutluyum. Bizim ailemiz Rodos’lu. Annemin ailesi başka yerde, dayım burada. Askerliğimi Bornova’da yaptım. Hem ailevi hem de şahsi hatıralarım var. Bir Türk aydını olarak İzmir’in hepimizin bilinçaltında yeri vardır. İzmir eski bir medeniyet merkezidir. Akdeniz’e açılan liman kentidir. Ticaretin, sanayinin, turizmin merkezleri buradadır. İzmir, İstiklal Savaşı’nın son durağı, Mustafa Kemal’in kumandanlığında düşmanın denize atıldığı bir yerdir. İzmir her zaman o tarihi anılarına, Dünya’ya açılma fikri ve kültürü ile önem yer arz etmektedir. İzmir, Türkiye’de modernleşme bayrağının çekildiği ilk yerdir. Balkonlara çıkan İzmirlilere, bizi yollarda durduranlara şükranlarımızı sunuyoruz. Eminiz ki İzmir, Ege bütün yazlıklar ve kışlıklar oyunu kullanacak. Sandığa sahip çıkacak. Sandığa sahip çıkmak yetmez.
 
Şişko kediler, fareler trafolara gidiyor. Girince, karanlık olunca siz biliyorsunuz neler oluyor. Fakat biz bu sefer halkımızın oyuna sahip çıkacağız. Verdiğiniz her oya anneniniz helal sütü gibi sahip çıkacaksınız. Siz, üç isimden birisi ilan edilene kadar sandıkları gözleyeceksiniz. Kim gönüllü ise sandık yetkilileri olsun.
 
ŞEHİTLER
Suriye sınırında iki evladımız şehit oldu. PKK’lılar da öldürüldü. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
 
YARIŞ VE REKABET
Önümüzde çok kısa bir zaman kaldı. 10 Ağustos’ta seçime gidiyoruz. Bu yarış adil değildir. Birisinin vücut ölçüsüne göre biçilmiş bir sistem var. Bir konuttan, diğer konuta taşınma gibi yapılanmış. CHP ve MHP’nin uzlaşısı oyunları bozdu. Bu uzlaşma tepede olan bir uzlaşma değildi. Bugün, 10 parti ile destek veren parti var. Türkiye’de görülmeyen bir mutabakat var. Bu mutabakat milli mutabakattır. AK Parti’den de destek ver. Onlar devletin tepesinde, yukarıda kavga, kibir istemiyor. Milleti tekmeleyen, tersleyen insan istemiyor. Millet Cumhurbaşkanı arıyor ama yarısının başkanı değil, tamamının başkanını arıyor. Çıkıp ‘ben yüzde 50 oy aldım, gerisini elimin tersiyle iterim, beni getirenlerin icraatını yaparım’ diyenleri istemiyor. Devletin tepesine sorun yaratacak olanları taşımayalım.


 
SEÇİMLERİN ÖNEMİ
Bu şerefli yarışa başlarken yarışı o makama uygun bir şekilde yürütelim. Devletin başına Cumhurbaşkanı seçiliyor. O makama seçilenin de uygun davranması gerekir. Siz bu makama gidersen mahalle kavgası yaparsanız o makama layık bir şekilde oturabilir misiniz? Günlük siyasi tartışmalar, seviyesi düşmüş ithamlarla devam ederseniz oy verenlerin yüzüne nasıl bakarsınız. Cumhur demek halk demektir. Size oy vermeyenleri ötekileştiriyorsanız, oy verenleri vatanperver, vermeyenleri vatan haini derseniz olmaz. Bu korkunç bir durumdur. Türkiye’de vatanını seven, milletini seven bir kişi böyle bir teşebbüste bulunur mu? Bizim ısrarımız karşısında yarışın seviyesi yükseldi. Herkes onu öğrenecek. Yapacağımız birinci hizmet uzlaşı, ikinci hizmet de yarışın kalitesini arttırmaktır. Mesele bir şahsın seçilmesi, seçtirilmesi değildir. Millet dönüm noktası yaşıyor. Eski tas eski hamam artık yok. Seçimler artık yerel ya da genel seçim gibi değildir. Tam 76 milyon kişi bir kişiyi seçeceğiz. Ya kavgayı bitirecek ya da ateşi Çankaya’ya sıçratacak bir kararı vereceğiz. Bu mücadeleyi ben hizmet olarak görüyorum.
 
BAŞKANLIK MI, BAŞBAKANLIK MI?
Süreç ilk başladığında ‘güçlü cumhurbaşkanı’ deniliyordu. O iddialar temele dayanmıyor. Türk siyasi yapısına, milletin taleplerine uygun değildir. Kişi, zümrelerin taleplerine uygun bir modeldir. Şimdi bizim dediğimiz gibi Anayasa’nın 104. Maddesine geldiler. Bizim sistemimiz parlamenter sistemdir. Parlamentoya dayalı bir sisteme dayalı, meclise karşı başbakanın sorumlu olması Atatürk ile başlamadı. İkinci meşrutiyet döneminden itibaren başladı.  Atatürk büyük istiklal mücadelesini yürüttü ve geldi. Meclisle birlikte savaşı bitirdi. Bütün yetki başbakandaydı. Koskoca Atatürk, yetkileri kendisinde toplayamaz mıydı? Saltanat devrinden bu güne kadar sistem çalışıyor siz geliyorsunuz ‘başkanımız tüm yetkileri alacak’ diyorsunuz. Her şeyi bir kişinin iki dudağı arasında yapmak istiyoruz.  Biz Cumhurbaşkanlarının köprüler yapan, partilerde genel başkanlık yapan isimler olsun istemiyoruz. Cumhurbaşkanı için ‘yol yapmaz, yol gösterir’ dedik. Bizim mücadelemiz çok iyi gidiyor.
 
SORU VE CEVAPLAR
 
CUMHURBAŞKANI OLURSANIZ NELER DEĞİŞECEK?
Biz yarışa seviye getirdik. Milletin ayağı artık yere basıyor. Herkes anayasaya saygılı konuşmaya başladı. Biz belge ve manifestolar dağıttık. Huzuru sağlamak istiyoruz. Toplumumuz def gibi gergin oldu. Bu defi yanlış çalanlar var. Gerginliği bitirmek lazım. Biz istikrarı devam ettireceğiz. Kutuplaşmayı, cepheleşmeyi sona erdireceğiz. Büyük millet olarak birliği, dirliği sağlayacağız. Sevgi ve saygı ekerek bunun tohumlarını ekeceğiz. Birbirimize sevgi ve saygılı davranmazsak kutuplaşma artar.
 
Bu kardeşiniz çok uzun zaman uluslararası ilişkilerde yer aldı. Dış ilişkilerin neden bozulduğunu çok iyi biliyoruz. Devlet terbiyemiz her şeyi uluorta konuşmamıza mani oluyor. Komşularımızla ilişkilerimizi düzelteceğiz. Gündemimizin en önemli konuları arasında hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı olacak. Artık yargının bağımsızlığı yok. Askeri dikta yönetiminde bile bu kadar yargıya müdahale, kanunların değişmesi yoktu. Onun için yargının bağımsızlığı ve sosyal adaletin gelişmesi için çalışacağız. Türkiye’de yoksulluk sınırının altında yaşayan çok insan var. Dertlere derman, çaresizliklere çare bulmamız gerekiyor. Kredi borçları, kart faizleri olanlar milyonlarca insan var. Bunu muhakkak mevcut hükümet, ekonomistlerle çaresini bulacağız. Faiz konusunda sorun var. Kendilerinin tayin ettiği merkez bankası başkanı bile azarlanıyor.
 
Kadınlar ve engelliler benim için çok önem arz ediyor. Biz bu şerefli yolculuğa çıktığımız zamandan itibaren kadınlarımızın rolünü keşfettik. Kadınlarımız, kızlarımız, teyzelerimiz başı açık yada kapalı, tahsili farklı da olsa bu konuda çok ileri fikirdeler. Türkiye’yi birleştirecek Cumhurbaşkanına lazım olduğunu söylüyorlar. Ben yarışı hanımlar, engelliler ve yaşlılarımızın desteği ile kazanacağım. Bu konuda bir istişare konseyi kurarak dernekleri bir araya getirmek istiyorum. Tavsiyelerini izlemek, dinlemek istiyorum.


 
SAHUR VAKTİ EMNİYET OPERASYONU
Maalesef sabah saatinde haberdar olduk. Çok üzüldüm. Adli takip intikam duygusu ile olmaz. Devletin hangi görevinde kim olursa olsun kanun karşısında eşit muamele almalıdır. Adil yargılanmalıdır. Uzun zamandan beri emniyet mensuplarına, savcılara, polislere lekeleme kampanyaları başlatıldı. Kanun yazanların, hukukçuların bile bilmediği suçlamalar var. Hiçbir kimse tutuklanmadı. Her şeye rağmen bizde vicdanlı hakimler var. Polislere birbirlerini kelepçelettiriyorlar. Bu bize yakışmaz. Biz bin yıllık devletiz. Arkamızda Osmanlı, Selçuk, beylikler var. Bu ülkeyi yeni kurmadık. Yakışmaz. Bunu yapanlar ve yaptıranlar yarın pişman olduklarında Türk adaletine ihtiyaç duyacaklar. Adalet mülkün yani devletin temelidir. Bu adaleti çökerse temeli çöker.
 
Yargı meselesi çok hassas bir meseledir. Yargıya siyasetin karışmaması lazım. Biz 90 senedir laiklik diyoruz. Laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Radikal guruplar var ama sapma yok. Yargı siyaset ilişkisini iyi ayarlamamız gerekiyor. Birbirine karışıyorsa orada adalet olmaz.
 
GAZZE SALDIRILARI
Hükümet yas ilan etti. Saygı ile karşılıyoruz. Onun dışında nutuk attık. Telefonlar açtık başka iş yok. Bir konserve kutusu, bir battaniye göndermedik. Herkes ile kavgalıyız. İki kapı var. Siz iki devlet ile da kavgalısınız. İsrail’in zalimce saldırıları devam edecektir. Bunlar sürecektir. BM Güvenlik Konseyi’nin kapısında kilit var. BM İnsan Hakları Komisyonu vasıtasıyla yol söyledim ama küfür ediyorlar. Yalan söylüyorlar. Gazze’deki kardeşlerimizi ile dayanışma içindeyken Irak Türkleri’nin uğradığı katliamlar ve tecavüzler unutuluyor. Sırf Filistinli mi olmak lazım. Allah rızası için Türklere bakın. Türkmen liderleri geldi bize öyle kötü şey anlatıyorlar ki… Kızlara tecavüz ediliyor. 50 bin kişi barınaksız. Varsa yoksa Gazze ama yapılan orada da bir şey yok. Yoksa sonumuz kavgalı olacak. Biz kavga değil vatanımızda huzur istiyoruz. Yurtta sulh cihanda sulh istiyoruz.
 
BAŞBAKAN ‘BENİM OYUM YÜZDE 56” DEMİŞTİ SİZİN NEDİR?
Bizim tespitimiz yüzde 60 oranında bir oydur.
 
SEÇİMLERİN VE KANUNLARIN UYARLANMASI
Başbakan her şeyi bu seçime göre ayarlamış. Seçim kanunundaki değişiklik bile buna işaret ediyor. Dünya’nın hangi ülkesinde Cumhurbaşkanlığı seçimi bir ay sürede olur. Bir kişinin ölçülerine göre yapılmıştır. Bir yerden başka yere taşınma süresi bile bir aydır. Çok büyük bir kampanya var. Gerçekten Amerikanvari ama eşit ve adil değildir. TRT’nin yaptığı TRT tarihinde kara leke olarak geçecektir. Bunu da millet sorgulayacaktır.



KOCAOĞLU'NA KONUK OLDU
İhsanoğlu basın açıklamasının ardından Konak'a geçti. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde Başkan Aziz Kocaoğlu'na konuk oldu. Kocaoğlu'nun İhsanoğlu'nu makamında ağırladığı ziyaret basına kapalı gerçekleşti.

MAKAM, İHTİRAS PEŞİNDE DEĞİLİM
İhsanoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu ziyaretinin ardından Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde STK, dernek ve basın yayın kuruluşları temsilcileri ile bir araya geldi. Konuşmasına İzmir ile ilgili fikirlerini belirterek başlayan İhsanoğlu, İzmir’in tarihteki öneminden ve yerinden bahsetti.
 
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik yapıdan bahseden İhsanoğlu, dar gelir ile yüksek gelirliler arasında adaletsizlik olduğunu ifade etti. Gelir adaletsizliği olarak bilinen yapının birçok sorunu beraberinde getirdiğini anlatan İhsanoğlu, “Türkiye büyük bir imtihanla karşı karşıya. Bu imtihanın tarihi 10 Ağustos’tur. Sadece Cumhurbaşkanlığı seçimi için değil istikrar için seçimini yapacaktır. Biz diyoruz ki ‘istikrarı yakalamak lazım’. Türkiye gerginlik, zıtlaşma istemiyor. Ülke tek vücut olsun istiyor. Toplumun yarısından biraz fazlasının destek vermesi yeterli değildir. Böyle bir riskimiz yok. Türkiye’nin kararını vermesi lazım... Kararı mutlaka istikrar ve huzurdan yana olarak vermesi gerekir.


 
Bu görev bana söylendiğinde iki genel başkan tarafından milli görev olarak algıladım. Hiçbir zaman makam peşinde olmadım. Memleketime döndüğümde farklı görev düşünürken bu durum oldu. İkbal, ihtiras ve güç elde etmek için kesinlikle göreve talip olmadım. İki parti ile çıkılan yolda parti sayısı 10’a çıktı. AK Parti içinde de büyük destek verenler var.
 
Biz bu yarışa çıktığımızda ‘medeni yarış olsun’ dedik. Bin yıllık geleneği olan ülkede devlet başkanlığı makamına gelecek insan çoktur. Türkiye öyle bir hale geldi ki her şey belirli kadronun insiyatifinde. Bu kadro devletin görevlerini dağıtır hale geldi. Bu tabloyu dağıtıp meydan okumak gerekiyordu.  Siz bu seçimde oylarınızı istikrardan yana, devletin tepesinde huzuru seçerseniz ekonomi sağlıklı bir şekilde kalkınır. Bundan önce Anayasa kitapçığı fırlatıldı ve ekonomi çöktü. Herkesin cebindeki para değer kaybetti. Bunu düzeltmek zaman aldı. Biz bu kampanyada sevgi, saygı ve sevgi ekmeğe geldik” dedi.
 
GÜL’DEN Mİ DEVRALACAĞIM?
İhsanoğlu, kendisine yöneltilen sorulara da içtenlikle yanıt verdiğini söyledi. İhsanoğlu, “Her gün bangır bangır bağırıyorlar, ‘güçlü bir başkan istiyoruz’ diyorlar. Türkiye'de vesayet vardır diyorlar. Siz vesayetin temsilcisisiniz diyorlar. Ben seçilirsem cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den göreve devralacağım, Gül vesayetin temsilcisi mi? Şaşıyorum, bazı aydınlarımız bunu destekliyor. Hak diniymiş gibi bunu met ediyorlar” diye konuştu.  İhsanoğlu konuşmasında, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bu millet sahipsiz değildir” sözlerini söyledi.



‘AZİZ İZMİR’
İhsanoğlu, İzmir Sivil Toplum Kuruluşları Birliği’nin öncülüğünde bir araya gelen STK ve derneklerle buluştu. Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen iftar programında konuşan İhsanoğlu, “Aziz İzmir’in Türkiye açısından önemi büyüktür. Milli mücadelenin bittiği ve düşmanın denize döküldüğü yerdir.  Türkiye zor günlerden geçiyor. Ülkemizi ayrıştıran, cepheleştiren bir yola mı gideceğiz yoksa barışa giden yolu mu tercih edeceğiz. Türkiye bu eşiğe gelmiştir.  Devletin sigortası atarsa devlet çöker. Ülkemizi yabancı tehditlerden koruyacak Cumhurbaşkanına ihtiyaç var. Herkesi kucaklayacak aile reisine ihtiyaç var. Birisini tekmeleyerek, diğerini kovarak, ayrımcılık yaparak olmaz. Bu millet sahipsiz değildir. Millet zekidir ve milletimiz zorlukların üstesinden gelmiştir. Yeter ki Allah bu millete zeval vermesin” dedi.