HABERLER>GÜNCEL
14 Mart 2022 Pazartesi - 14:28

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sağlık çalışanlarına 5 müjde

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mart Tıp Bayramı etkinliğinde konuşuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dan sağlık çalışanlarına 5 müjde

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;

Hekimlerimizin ve tüm sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramını şahsım milletim adına tebrik ediyorum. Salgın döneminde sağlık sistemimizin ayakta tutulması için gece gündüz gayret gösteren hekimlerimiz ile sağlık çalışanlarımızın tamamına şükranlarımı sunuyorum. Aynı şekilde yerli aşımız TURKOVAC'ın geliştirilmesi başta olmak üzere ülkemizi uluslararası alanda öne çıkaran pek çok başarıya imza atan hekimlerimizi araştırmacılarımızı tebrik ediyorum.

Bizim kültürümüzde her işin başı sağlıktır. Öyle ki ülkemizde hekim, doktor, tabip temalı binlerce türkü, binlerce deyim vardır. Devrinin en büyük fatihi, en kudretli hükümdarı olan Kanuni Sultan Süleyman'ın dünyadaki en büyük mutluluğu bir nefes sıhhat olarak tarif etmesi boşa değildir.

Dünya Sağlık Örgütü ise sağlık kavramını fiziksel ruhsal ve sosyal açıdan tam bir iyilik hali olarak tanımlıyor. Tabi bu yaklaşım aynı zamanda sağlık hizmetlerini dünyanın en büyük sektörlerinden biri haline de getirmiştir. Bilginin ve verinin en önemli değer haline geldiği bir dönemde sağlık sektörü bu yönüyle giderek güçlenmektedir. Ülkemizi küresel sağlık sistemi içinde mümkün olan en iyi yere getirmek istiyoruz. Elbette sağlık denince akla ilk gelen hekimdir. Bilindiği gibi hekim ve hakim kavramları aynı kökten geliyor. Bu iki kavramın ortak özelliği ilmi hikmette mütahassıs bu tür kişileri ifade etmesidir. Hakimliğin ve hekimliğin binlerce yıldır en muteber meslekler olmasının gerisinde bu meslekleri icra edenlere atfedilen hikmet kavramı yatıyor. Nitekim bugünkü tıp ve eczacılık alanlarını kapsayan hekimlik mesleği insanların sağlığını muhafaza yanında onların yanlış bilginin ve cehaletin yol açtığı hastalıklardan da korumak anlamında kullanılmıştır.

Milletimizin Kur'an-ı Kerim'deki lokman kıssasını ölümden gayrı her derde deva bulan hekimlikle irtibatlandırması bu mesleği icra edenlerin ne derece muteber bir konuma yerleştirdiklerini göstermektedir. Hz. İdris'in de insanların hastalıklarına bulduğu çareler ve kullandığı yöntemlerle mesleği hekimlik oyan tıp ilmi ile mücehhez peygamber olduğu kabul edilmektedir. Doktor ile eş anlamlı kullanılan tabip kelimesi ise işinin ehli olma hakiki bilgi ile ve beceri ile donanma halini tanımlamaktadır. Buna karşılık batı dillerindeki doktor kavramı insanın fiziksel unsurlara dayalı hastalıkları ile ilgilenen kişilerin uzmanlığı ile sınırlıdır. Görüldüğü gibi bizim medeniyetimizde ve kültürümüzde hekimlik mesleği hikmet dediğimiz en üst seviye bilginin içinde değerlendiriliyor. Buradan hareketle özellikle çok çok kıymetlidir. Böyle olduğu için de batı toplumlarında hekimler ile dini değerlerin temsilcileri genellikle çatışma halindeyken bizim medeniyetimizde hizmetlerini beraberce yürütmüşlerdir.

Tıp alanında eser veren büyük alimlerimizin hemen hepsinin dini konularda da söz sahibi olmalarının temelinde işte bu hakikat yatıyor. Hekimlik mesleğini ve ilmini beraberce ifade eden tıp kelimesinin günümüzde bu işin eğitimini veren okullarımızda yaşıyor olması da ayrıca önemlidir. Hekim, tabip, doktor kavramları ile ilgili bu kısa hatırlatmaları şunun için yaptım; sizler herhangi bir uğraşın değil insanoğlunun sahip olduğu ve olabileceği bilginin en üst derecesi içinde görülen ulvi bir mesleğin mensuplarısınız. Herhangi bir meslekte hata genellikle maddi kayıp anlamına gelirken hekimlikteki hatanın bedeli doğrudan insan hayatı olabilmektedir.

Bu da hekimlik mesleğinin eğitiminden icrasına her aşamasında bilginin becerinin, ahlakın ve insan merkezli bakışın en üst seviyede tutulmasını mecburi kılmaktadır. Osmanlı'nın en ünlü hekimbaşılar ailesinden gelen bu alanda çok sayıda eser veren Hayrullah Efendi hekim kendi fiillerinde yalan ve dolan kabul etmeyeceği gibi böyle kimselerle de düşüp kalkmamalıdır diyor. Ülkemizin dört bir yanında işte bu şekilde tarif edilen erdemli hekimlerimizin insanı ve insana hizmet etmeyi her şeyin üzerinde tutan hikayelerine rastlamak mümkündür.

Salgın döneminde faaliyete geçirdiğimiz hastanelere isimlerini verdiğimiz Feriha Öz'den Murat Dilmener'e, Niyazi Kurtulmuş'tan Cemil Taşçıoğlu'na kadar tüm hekimlerimiz bu ortak özellikleri ile ön plana çıkmışlardır. Ben bu vesileyle ebediyete uğurladığımız tüm hekimlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.  

19 Şehir Hastanesi ile biz dünya ile rekabet eder durumdayız. Bunun daha devamı gelecek. Derdimiz şu, istiyoruz ki adeta dünya hastalarını ülkemize göndersin, gelsinler burada inşallah şifa bulsunlar. Türkiye'nin potansiyeli ve imkanları hamdolsun ihtiyacı olan hekim gücünü yetiştirmeye yettiği gibi ülkemiz cazibesi giderek artan küresel bir sağlık merkezi olma yolunda da ilerlemektedir. Salgın döneminde gelişmiş ülkelerin sağlık hizmetleri konusunda ne kadar köhne ne kadar yetersiz ne kadar kırılgan bir alt yapıya sahip olduklarını hep birlikte gördük. Biz ise aynı dönemde hastanelerimizle, hekimlerimizle diğer sağlık personelimizle, araç gerecimizle insanlarımıza en iyi hizmeti verebilecek seviyede olduğumuz ispatladık. Hiç Şüphesiz bu başarının gerisinde sağlık sisteminde yaptığımız reformların ve kurduğumuz güçlü alt yapının çok büyük payı vardır.

Seferberlik ruhu ile yaptığımız çalışmalar sayesinde dağınık, verimsiz, yetersiz, niteliksiz sağlık faaliyetleri yerine insanlarımıza layık oldukları hizmetleri verecek bir sistem inşa etmeyi başardık. Binasından cihazına kadar alt yapısını büyük ölçüde iyileştirdiğimiz artık 1 milyon 300 bine yaklaşan personel sayısıyla insan kaynağını da güçlendirdiğimiz sağlık hizmetleri ülkemizin en önemli iftihar alanlarından biridir. Diğer pek çok alan gibi sağlıkta da artık kaliteye odaklanmamız gereken bir seviyeye ulaştık.

Elbette her alanda olduğu gibi sağlıkta da hala sıkıntılarımız vardır, eksiklerimiz mevcuttur, çözüm bekleyen sorunlar bulunmaktadır. Ülke olarak bir süredir kesintisiz şekilde yaşadığımız saldırılar verdiğimiz kritik mücadeleler ister istemez önceliklerimizi değiştirdi. Buna rağmen milletimize sunduğumuz hizmetlerin çıtasını sürekli yükseltecek çalışmaları asla ihmal etmedik etmiyoruz. Hekimlerimizin de işlerini çalışma ortamlarının alt yapısını geliştirerek yardımcı personel sayısını artırarak hep kolaylaştırmanın gayreti içinde olduk. Ülkemiz hastanelerindeki araç gereçler hem sayı hem nitelik bakımından dünyada eşine az rastlanır seviyededir. Neredeyse her 3 kamu çalışanından birinin sağlık alanında görev yaptığı bir personel dağılımına sahibiz. Biz ülkemizin büyük fedakarlıklar ve sabırla yetiştirdiği her bir hekiminden azami derecede istifade edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Tıpkı siyasette tıpkı iş dünyasında tıpkı diğer pek çok alanda olduğu gibi. Sağlık sektöründe de gözü ve gönlü kendi ülkesinde kalmak yerine dışarıya kayan kişiler olabilir. Bu anlayışla hareket edenlerin de çok uzak olmayan bir gelecekte istikametlerini yeniden kendi ülkelerine çevireceklerinden şüphe duymuyorum.

Çünkü dünyada bizim kadar büyük potansiyeli olan dolayısıyla her meslekten insana bizim kadar parlak gelecek vaad eden pek az ülke vardır. Önüne serilen imkanlar ne olursa olsun tercihini kamuda veya özel sektörde kendi halkına hizmet etme yönünde kullanan tüm hekimlerimize şahsım milletim adına özellikle şükranlarımı sunuyorum.

Bugüne kadar gösterdiğimiz çabalara rağmen halen çözüme kavuşturulamamış hususlarda hekimlerimizin beklentilerini biliyoruz. Bir süredir beklentileri mümkün olan en üst düzeyde karşılayacak bir paketin hazırlıklarını yürütüyoruz. Bugün burada sizlerle bu paketin ana hatlarını paylaşmak istiyorum. İlk müjdemiz sağlık çalışanlarına yapılan saldırılarla ilgili sıkıntıları kati olarak çözecek bir düzenleme ile ilgilidir. Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu CMK kapsamında katolağa dahil ediliyor. Böylece bu tür suçlr konusunda izlenecek yol uygulayıcı hakimler ve savcılar bakımından görünür hale getiriliyor. Bu düzenleme ile kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi suçuna verilen ceza sağlık hizmetleri söz konusu olduğunda artırılıyor.

İkinci müjde olarak sağlık çalışanları ilgili bir mesleki sorumluluk kurulu oluşturuyoruz. Tüm sağlık mensuplarının mesleklerinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle ceza soruşturması açılabilmesi bu kurulun iznine bağlı olacaktır. 

Kamu kurum ve kuruluşları ile devlet üniversitelerinde görev yapan sağlık personeline idare tarafından ödenen tazminatın rücu edilip ettirilmeyeceğine de bu kurul karar verecek. Rücu da ancak kasıt durumunda yapılabilecek. Mesleki sorumluluk kurulu kararlarından dolayı idari ve mali açıdan mesul tutulamayacak. Böylece sağlık çalışanlarımızın bu iki önemli sorununu kökten çözüyoruz.

Üçüncü müjdemiz sağlık çalışanlarımızın ücret düzenlemesiyle ilgilidir. Sağlık çalışanlarımızın maaş ödeme sistemlerinde ve mali haklarında önemli iyileştirmeler sağlıyoruz. 

Ayrıntılar gelecek...

 
'Röprodüksiyon Minyatür Çalışmaları' Sergisi kapılarını açtı
 
Paylaşımları olay olmuştu... Soruşturma başlatıldı!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
'Röprodüksiyon Minyatür Çalışmaları' Sergisi kapılarını açtı
Kemalpaşa Ümran Baradan Güzel Sanatlar Lisesinin düzenlediği 'Röprodüksiyon ...
Milli Eğitim'den '10 bin okul' projesi!
Milli Eğitim Bakanlığı, okullar arası başarı ve imkan farklılıklarını ...
Erdoğan'la görüşmüştü... Miçotakis korona oldu!
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis koronavirüse yakalandığını açıkladı. ...
 
Kripto tosuncuk müştekiye 2 milyon gönderdi!
Kripto para borsası Thodex üzerinden binlerce insanı dolandırdığı iddia ...
Köy kara gömüldü, evden tünellerle çıkıyorlar
Muş'ta kar yağışı nedeniyle il genelinde 325 yerleşim yeri ulaşıma kapanırken, ...
Ankara'da da ekmeğe zam geldi
Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, Ankara'da ...
 
İzmir'de 15 adrese tefeci operasyonu!
İzmir'de tefecilik yaptıkları öne sürülen 10 şüpheli gözaltına alındı.
Kızını yumrukla öldürmüştü. O anneye ödül gibi ceza!
Tekirdağ'da, 3 yaşındaki kızı Şükran Nur İpek'in karnına yumrukla vurup ...
Kemal ANADOL yazdı... İnsanlığın baş belâsı: Neoliberalizm
Kemal ANADOL yazdı... İnsanlığın baş belâsı: Neoliberalizm
 
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
İzmirli kız ve Onur E. Yıldız meselesi
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Sinema dünyasına İzmirli iki yıldız!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İzmir’in sokakları hem kız hem deniz kokar… 
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çocuk nasıl şımarır?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (8) 'Sokak satıcıları'
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva