HABERLER>GÜNCEL
6 Ağustos 2023 Pazar - 17:31

Çeşme'de ücretsiz halk plajı tepkisi: Beach clublar Anayasa'dan üstün!

Çeşme’de ücretsiz halk plajlarından biri olan Gücücek Koyu’nun ihaleye çıkılmasına karşı başlatılan eylemler sürüyor. Açıklamada “Çeşme’deki ve Türkiye’deki pek çok sahil beldesindeki beach club denilen plaj işletmeleri TC Anayasa’sının üstünde oldukları için 1000 TL ile 2500 TL arasında değişen giriş ücreti ödemeden Anayasal hakkımızı kullandırmıyorlar bize. Oysa ki seçkinler sınıfına dahil olmadığınız için girmenize izin verilmeyen o plajdaki her bir kum tanesine seksen beş milyonda bir hisse ile ortağız biz." denildi.

Çeşme de ücretsiz halk plajı tepkisi: Beach clublar Anayasa dan üstün!

EGEDESONSÖZ  – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Çeşme’de ücretsiz bir şekilde denize girilen sayılı koylardan biri olan Gücücek Koyu’nu kiralama ihalesi geçtiğimiz günlerde gerçekleşmişti.

2 bin 161 metrekare büyüklüğündeki halk plajının 3 yıllık kiralama ihalesine 6 talipli katılmış. İhaleyi, yöre halkının kurduğu Gücücek Koyu Doğal Yaşamı Koruma Derneği, KDV dâhil yıllık 67 milyon 440 bin TL teklif vererek kazanmıştı. Dernek, kira bedeli yüksek olduğu için koyun işletilemeyeceğini belirterek ihalenin iptal edilmesini isteyecek

Koyun kiralanmasını engel olmak için ihaleye girerek kazanan Gücücek Koyu Doğal Yaşam Koruma Derneği (GUDODER) bu sefer de ihalenin iptal edilmesi için ikinci kez eylem gerçekleştirdi.

İlçe merkezindeki Mehmetçi Parkı önünde toplanarak Çeşme Belediyesi’nin önüne yürüyen yüzlerce Çeşmeli ihalenin iptal edilmesini talebini yineledi.



Dernek Başkanı Av. Seher Gacar tarafından okunan basın metni şu şekilde:

Bugün  kalbimizin bir yarısı Akbelen’de. Orada da doğanın yaşam hakkını savunan güzel insanlar buluşuyor buradan hepsine selam ve saygılarımı gönderiyorum, var olsunlar. Ve onlar için bir alkış rica ediyorum.   

Değerli katılımcılar, kıymetli dostlar, geçen hafta Pazar günü Gücücek Koyu’nda Gücücek koyumuza kıyılmasın diye toplandık, derdimizi paylaştık. Bugün burada yine aynı amaçla birlikteyiz.

Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, “ hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır o satıh bütün vatandır” demiş ama biz şimdilik herkes kendi evinin önünü temizlesin diyerek hattımızı müdafaa etmek durumundayız. Bugün müdafaa hattımızda yine Gücücek Koyumuz var. Biz koyumuzu sonuna kadar korumaya,  yeni bir kıyım riskinin önünü almaya ve bunun yanında anayasa ile bize tanınan haklarımıza sahip çıkmaya kararlıyız…

Hafızasızlık başa bela. O yüzden biz 2017 de Gücücek Koyunda yaşananları tekrar tekrar anlatıyor, tekrar tekrar hatırlatıyoruz, hatırlatmaya devam edeceğiz.   2017 de Gücücek koyu yine Çevre Şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı TVK  Genel Müdürlüğü tarafından ihale ile bir işletmeye kiralanmıştı.  Onlarca yıldır bu çevrede yaşayan, özgürce bu sahilden denize giren insanlara sahilin en kıyısında küçücük bir alan bırakılmış,  sahilin tamamı o dönemde basında çıkan bir haberdeki tanımlamayla “cezaevi duvarı”  gibi taş duvarla çevrilmişti. Devasa iş makineleri ile koyumuza dalmışlar,  betonu, demiri, plastik boruları ile doğal sit alanında olmaması gereken bil cümle inşaat malzemesini yığmışlardı. Koyumuzun doğal yapısından, kimliğinden geriye hiçbir şey bırakmamışlardı.  Ve arsızca bize demişlerdi ki:  “ bir tuvaletiniz, bir duşunuz bile yoktu size medeniyet getirdik.”  Hep birlikte direnmiş,  çalmadık kapı bırakmamıştık. O dönemdeki kurucu başkanımız sahile konulmak istenen konteynerlerin altına oturmuş “ getirin üzerime bırakın “ demişti. Taşlı sopalı kavgalar bile yaşanmıştı. Böylesi bir direniş ile kurtardık koyumuzu.   O işletmeyi defettik. Sonra gördük ki  medeniyet dedikleri tuvaletlerin atıklarını daha az maliyet için delik deşik ettikleri fosseptik tankından denize akıtmışlar. balık yumurtlama alanına döktükleri  beton yüzünden balıklar yuvalarından oldu, 2 yıl koya uğramadılar..Gücücek koyu 6 yılda ancak kendini rehabilite  etti, eski doğal kimliğine kavuştu. Derken bu yıl yeni bir ihalenin şoku ile sarsıldık.

Sahillerimizin kiralanmasına sonuna kadar karşı olsak da yeni bir facianın önüne geçmek için, gönüllülerimizden ihale bedelini toplayıp, içimize sinmese de kendi koyumuzu kiralamaya razı olduk. İhaleye katıldık. Gelin görün ki ihale tutarı 56 milyon TL yi aştı. Biz koyumuzu korumak için en yüksek teklif olan 56 milyonu aşan  tutarı teklif ettik.  Sonrasında yaptığımız toplantılar, teamül yoklamaları filan yıllık KDV dahil 67 milyon TL’yi aşan bu tutarı temin etme imkanımızın olmadığına kani olduk. Bu 56 milyonluk bedeli veren diğer katılımcıların,    burayı almış olsalardı  yüzde 25’lik ilk taksitten  sonra kalan tutarı ödeyeceklerini hiç sanmıyorum. Zira onların bakış açısıyla ticari değil. Ama bizim dernek olarak öyle bir şansımız yok, kuruluş olarak da zihniyet olarak da ilke olarak da o yapıda değiliz. Biz orada yaşayan insanlarız, bizim sorumluluğumuz var. Ve yine bizim açımızda orası paha biçilemez. Biz o ihaleye ticari bir kaygıyla girmedik.  Bizim o ihaleye girişimizdeki motivasyonla diğerlerininki çok farklı.  Onlar için Gücücek Koyu demek, para demek. Bizim için oranın değeri parayla ölçülemez.  Ancak Bizim de ekonomik gücümüz sınırlı. Üstelik bu bedel her yıl enflasyon oranında artarak tekrar ödenecek. En nihayet biz de koyumuzu kurtarmak/korumak için yeni bir mücadelenin startını verdik. İlk dertleşmemiz geçen hafta  Gücücek Koyundaydı,  bu hafta da buradayız.

 Meseleye doğru bir bakış açısı kazandırmak için her platformda, her fırsatta tekrarladığım bir itirazımı yinelemek istiyorum. “Halk plajı”  tanımlaması, “Halk Plajı”  ibaresi. Bu yıl yapılan ihalenin şartnamesinde 870 m2 bir alan “halk plajı” ibaresi ile ayrılmış, kiralama dışı bırakılmış. .Devletimiz, 3 bin metre kare alana sahip koyun 870 m2 sini  halka,  2 bin küsur metrekaresini işletmeye ayırmış.  peki. 870 m2 alan halkınsa 2 bin küsur m2 alanı kullanacak olanlar kim? Onlar halk değil mi? Devlet en baştan bu ayrımla kiralanan alanın kendini halkın üstünde gören seçkin zümreye aidiyetini tescillemiş olmuyor mu?  İşte bizim sınıfsal eşitsizliği normalleştiren bu ayrımı reddetmemiz lazım.  Lütfen, gelin hep birlikte bu “halk plajı” kavramını dilimizden,  zihnimizden, her türlü kullanımdan kaldırıp atalım.. bu tanımlamayı hep birlikte reddedelim.  Halk ormanı, halk gölü,  halk nehri diye bir tanımlama nasıl ki yoksa halk plajı diye bir tanımlama da olamaz.  Halk plajı diye bir tanımlama , ayrım yoktur bütün plajlar, bütün sahiller  halkındır.  

Anayasamızın 43 maddesi ve bu maddenin göndermesi ile kıyı kanunu 5. Maddesi. Bize bu hakkı verir : “ Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır.”

. amma ve lâkin Çeşme’deki  ve Türkiye’deki  pek çok sahil beldesindeki beach club denilen plaj işletmeleri TC Anayasa’sının üstünde  oldukları için 1000 TL ile 2500  TL arasında değişen  giriş ücreti ödemeden  Anayasal hakkımızı kullandırmıyorlar bize. Oysa ki seçkinler sınıfına dahil olmadığınız için girmenize izin verilmeyen o plajdaki her bir kum tanesine seksen beş milyonda bir hisse ile ortağız biz.

Bakınız geçtiğimiz günlerde benzer bir eylem ve itiraz komşumuz Yunanistan’da başladı. sahiller halkındır dediler sahilleri kiralayan işletmeleri protesto ettiler. Yalnız oradaki durum bizden o kadar farklı ki. orada itiraz edilen, işletmelerin sahile yasal sınırdan daha fazla şezlong koyması, havlu serecek yerin az kalması. sanırım yunan halkı bizdeki uygulamayı yani bir sahilin tamamen girişe  kapatılıp sahile erişimin ücretli hâle gelmesini tahayyül bile edemez ve yine Yunanistan da Anayasa Mahkemesi başkanının Anayasaya aykırı olarak yasal sınırın üzerinde sahile şezlong koyan işletmeler hakkında cezai işlem uygulanması için savcılara gönderdiği yazı var.

Bizde, sahillerin özel sektöre kiralanmasının önünü açan yönetmeliğin gerekçesi şu: Halkın plajı kullanımı sırasında tuvalet ve duş ihtiyacı var, duş ve tuvalet konulduğunda temizliği sorun. Plajda yiyecek içecek satacak bir büfeye ve şemsiye şezlong kiralamaya izin verilsin,  bu kişiler de karşılığında plajın, tuvaletlerin temizliğini üstlensin. kıyıların kiralanmasında devletin amaç ve gerekçesi bu. sözleşmeler standart, sökülebilir basit malzeme, sınırlı basit yapı ve gölgelik  yapılabilir, etrafı çevrilemez, kapatılamaz. Evet teori bu olsa da uygulamada 3 kişilik bir aile olarak o tuvalet ve duşu kullanabilmek için cebinizde bir günde harcayabileceğiniz en  az bir aylık emekli maaşı tutarında paranızın  olması gerekiyor. Halkın sahilde kullanabileceği duşu/tuvaleti olsun diye yapılan yönetmelik halkı   o duş ve tuvalet için kişi başı en az 1000 TL ödemek zorunda bırakıyor.

Mesele sadece ücretli giriş de değil. Bu işletmeler doğal sit olanı olan koyları, bir avuç seçkinin eğlencesi için betona, demire boğarken, tropik adaların sahillerine benzetmeye çalışıyorlar, ama ortaya diskotekle karışık, kimliksiz, doğallığını tamamen yitirmiş  hiçbir şeye benzemeyen ucube yapılar çıkıyor. Çevreye yaydıkları fiziksel kirlilik yanında çevre kirliliğinden ayrılmaması gereken büyük bir gürültü kirliliği de cabası. 

Doğa severleri, çevre duyarlılığı olan vatandaşları,  körü körüne her şeye karşı çıkan “istemezük” çü sevimsiz insanlara   benzetmek isteseler de o iş öyle değil.  Bizim karşı duruşumuz can yakan pratiklerden geliyor. Misal,  Ovacık’ta ünlü bir plaj işletmesi, formaliteden de olsa kiralama yapmaya dahi gerek duymadan halka açık sahili işgal edip kapattı.  Doğal sit alanına binlerce ton beton dökerek kaçak yapılar yaptı. Yetmedi, sahil kenarından geçen yolu iptal edip kendi işletmesinin içine kattı, dere üstüne ne IZSU ya ne DSI ye sormadan köprü yaptı. Daha neler neler…

Biz, bu günlerde Yunanistan’da başlayan halk eyleminin benzerini 2019 da yaptık. Çeşme ahalisine “ cüzdanını evde bırak havlunu alıp gel” çağrısı yaptık, basını davet ettik. Yaklaşık 100 kişilik bir grupla işgal altındaki sahile gittik, yanımızda basın mensubu arkadaşlar da olmasına rağmen güvenliği güç bela aşarak sahile erişebildik. Yalnız gitseniz dayağı yerseniz. ve asla giremezsiniz. Burası ile ilgili  yıkım kararları var, tahliye kararları var ama uygulama derseniz maalesef.2019 dan bu yana yıkım kararlarına rağmen tek bir çivi sökülmedi işgal sonlandırılmadı. Çeşme Belediyesi buranın işletme ruhsatını nasıl iptal etmez,  gerçek anlamda tahliye etmez, kapatılan yolu açmaz  bu da yanıtlanması gereken bir soru.  Göstermelik 10-15 şezlong yerinden kaldırılıp tahliye yapıldı deniyor, 15 dakika sonra o şezlonglar da yerine geri konuyor.

Bunları anlatıyorum bunlar güncel sorunumuzdan bağımsız değil, bunlar Gücücek ten bağımsız değil. Çünkü teori ve mevzuat halkı kollar gibi görünse de uygulama ve realite bambaşka.

Yine Gücücek koyumuza dönelim. Doğal sit alanı olan koyumuz ile ilgili tüm yetki Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nde. Kurumun adı ve kuruluş amacı tabiat varlıklarını korumaya dair olsa da ne yazık ki sistem çoğu zaman buna izin vermiyor, ne ironiktir ki vatandaş olarak bizler tabiat varlıklarını idareden korumak için mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Oysaki halk doğayı devletten korumamalı devlet ile birlikte doğayı korumalı. Ancak, merkezden yereli yönetmede karşılaşılan sorunlar burada da aynı,  hatta daha fazla . Bu ve benzeri koylara halk ve belediye iş birliği içinde bakıyor temizliyor, merkezi idare Ankara’dan kaderini belirliyor. Merkezden yerelin denetimi deseniz çok güç. Ben buradan Sayın Bakanımız Özhaseki’ye yaptığım daveti bir kez daha yineliyorum. Lütfen yarımadamıza teşrif etsin, birlikte tebdil-i kıyafet yarımadamızdaki özel işletmelere kiralanan plajları gezelim. Kiralama şartnamesini ihlal etmemiş tek bir işletme çıkmayacaktır… En başta vatandaşın  ücretsiz girişine engel çıkarmayan tek bir işletme bulamayacaktır.

Biz her kanaldan, her platformdan merkezi idareye sesimizi duyurmak istiyoruz. Gücücek koyu ile ilgili kiralama ihalesinden vazgeçilmesini istiyoruz. Sahillerin halka bırakılmasını istiyoruz. Bakanlık ve genel müdürlüğün elinde mevzuat ve şartname var, bizde ise az evvel bahsettiğim somut gerçekler ve çok can yakan pratikler var. Biz TVK’ ya ,bakanlığa “  Biz bu filmi gördük. Tekrarını da yeni versiyonunu da görmek istemiyoruz.” diyoruz. .Gücücek koyu önünüzdeki   bir dosyadan, haritadan bir uydu fotoğrafından    ibaret değil diyoruz. Gücücek,  Ovacık halkı ile yaşayan, bütünleşen bir doğa parçası.  . Bırakın bu doğal güzellik doğal kalsın, kar hırsı ile bir kez daha talan edilmesin diyoruz.. Ve yine bırakın geçim derdindeki dar gelirli vatandaşların ücretsiz günü birlik tatil yapabileceği, denize girebileceği, nefes alabileceği sınırlı sahillerden biri daha halkın elinden gitmesin diyoruz. Bu koyun doğal haliyle kalmasını istiyoruz. İlla ki bir düzenleme yapılacaksa Turizm bakanlığı tarafından başlatılan halkın kullanımına tahsisli plaj projesi kapsamına Gücücek Koyu’nnda alınmasını ya da belediyeye tahsis edilmesini istiyoruz. Vatandaş olarak Devlet ile yaptığımız toplumsal sözleşmeden doğan hakkımızı, bize ait olanın bizde kalmasını istiyoruz.

 

 

 
Gediz'de otomobille çarpışan motosikletli yaralandı
 
Afetzede çiftçilere 8,8 milyar lira yatırıldı
YORUMLAR
Toplam 5 yorum var, 5 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen 1 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Gulru 7 Ağustos 2023 Pazartesi 14:15

Ilıca plajı delikli koy altinkum berbat günübirlik ci gelip kirletsin dahami iyi belediye işletmesi şart tüm kıyılara başıboş bırakılması sahillerini berbat etti denizinde cam kırıkları çocuk bezi ve plastik ler berbat tüm kıyılar bu kalkışanlar belli grup avantaci takımı hersey bedavaya gelsin ben pisleteuim belediye temizlesin diye aciz tipler zaten hasbelkader yazlık alan buraya sahip çıkmaya çalışıyor cesmeli bunları istemiyor yoldaş tip tkp yatırım karşıtı canlar diye başlayan dersim takımı bunlar görevleri devlete karşı pravakasyon yapmak

Yorumu oyla      2      4  
eskiköy 7 Ağustos 2023 Pazartesi 09:50

yerel yönetimler ve kamu acizlik içinde ..

Yorumu oyla      6      4  
7 Ağustos 2023 Pazartesi 09:39

bu işletmelere gidilmesinin en büyük sebebini ılıca plajında görebilirsiniz asayiş olayları ,taciz , pislik (insan dışkısı bile görebilirsiniz).Bütün yıl çalışıp 1 hafta Çeşmeye gelen bir yurttaş ailesiyle yada kız arkadaşı ile sıkıntı yaşamak istemiyor ücret karşılığı hijyen,hizmet ve güvenlik satın alıyor ,bırakın plajı bayramda Çeşmede ki sitelerin içinde piknik yapan yabancı uyruklu vatandaşlar vardı millet terasıda oturamadı

Yorumu oyla      3      7  
7 Ağustos 2023 Pazartesi 08:50

o beachlere giden zibidiler gitmeyip destek olsalar hiçbir yere beach denen uyduruk yerler açılmaz.

Yorumu oyla      8      4  
Levent 6 Ağustos 2023 Pazar 22:19

Son zamanlarda gördüğüm en zeki ve en anlamlı toplumsal hareket...İhaleyi almak ve örgütlü bir halk tepkisi oluşturmak... Çoban ateşi misali herkes önündeki yanlışa böyle tepki gösterse sorunlar daha çabuk çözülür... Hiç bir iktidar bu kadar haklı ve halk desteği almış ANAYASAL hakkın önünde durmaz durmak istemez... Bu ateş büyürse dalga dalga yayılır

Yorumu oyla      9      4  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplanıyor... Gündem terör!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın Beştepe'de Kabine toplantısına başkanlık ...
LGS ikinci nakil sonuçları yarın açıklanıyor
LGS kapsamında yerleştirmeye esas ikinci nakil sonuçları yarın açıklanacak.
Yasa dışı yollarla Türkiye'ye girmek isteyenler yakalandı
Yasa dışı yollarla Suriye'den Türkiye'ye geçmek isteyen 6 kişi yakalandı. ...
 
Ailesi perişan... Ebru Öğretmen sır oldu!
İzmir'in Çeşme ilçesinde emeklilik dilekçesini verdikten bir süre sonra ...
Uzmanlardan sıcak havalara karşı uyarı!
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Araştırma Uygulama Hastanesi uzmanları, ...
660 yıllık hamama uluslararası dokunuş
İzmir Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı öğrencileri ile ...
 
Bedelli askerlikte yeni dönem!
Milli Savunma Bakanlığı “Askeralma Yönetmeliği”nde değişikliğe gitti.
Meteoroloji uyardı... Ateşten pazar!
Meteoroloji'den yapılan açıklamada sıcak havanın, Ege ve Akdeniz kıyıları ...
Mehmet KARABEL yazdı... Son bayram!
Mehmet KARABEL yazdı... Son bayram!
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
50 yıl önce nasıl katil oldu?
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Metanoya!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (2)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türkiye'nin İslam’la sınavı
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kamu yararı Çeşme Projesi’nin neresinde?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
12 Eylül ve yeni Anayasa
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da feodalizmin tasfiyesi uğraşısı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Siber ve milli!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Müzik ve mandolin
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva