Soner Çağlar/Egedesonsoz - İzmir Büyükşehir Belediyesi üst düzey görevlileri ve belediye iştiraki şirketleri hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcıları Özel Yetkili Savcılarınca suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, suç örgütüne üye olmak gibi CMK 250. Madde kapsamında başlatılan soruşturmada, şüphelilerin savunmalarını üstlenen İzmirli avukatlar Adliyes önünde geniç yaklaşık 200 avukatın katılımıyla bir basın açıklaması yaptılar ve Savcılığa dilekçe verdiler.

Açıklamayı Gönüllü Avukatlar Koordinasyon Kurulu adına Karşıyaka Eski Belediye Başkanı Av. Cihan Türsen, yazılı açıklamayı okudu. Gelişmeleri endişe ile izlediklerini kaydeden Türsen, 'Milletvekili genel seçimlerinde, AKP'nin kompleks halinde getirdiği İzmir seçimlerine günler kala başlatılan bu soruşturma ve operasyonlar, tüm kamuoyunda zaman yönünden haksız bulunmaktadır. Demokratik ülkelerde akla dahi gelmemesi gereken bu yöntem ve uygulamalar sadece zamanlaması değil, evrensel ve ülke hukuk kurallarına ayrıkırılığı ile de vahimdir.'


Türsen, 'Demokratik toplu düzeni gereklerine, ölçülük ilkesine aykırı, hedeflenen amaca göre orantısız, özel hayata ve aile hayatına saygıyı, gizliliği ihlal eden, kanun ve uygulamaların istismara karşı bireylerin yeterli ve yeterli korumayan ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerden sayılmayan uygulama, hukuk tam bir aykırılık halidir. Olayımızda şüpheliler hakkında yapılan suçlamalar, soruşturma konu ve içerikleri CMK 250. Madde kapsamında değildir, bu kapsama sokulma gayreti açıkça görülmektedir' diye konuştu.
İdari, mali geniş inceleme yetkileri ile donatılmış Mülkiye Müfettişi, Sayıştay Denetçilerinin alanlarına giren soruşturma konusu iddiaların bu kişi ve kurumlarca incelenip, bir kısmı raporlamaya dahi konu edilmediğini anımsatan Türsen, şunları söyledi:
'Bir kısmı ile ilgili de müfettişlerce detaylı araştırma yapılması mümkünken, konunun suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, suç örgütüne üye olma gibi tanımlanması CMK 250 kapsamında soruşturma yapma ve memurların yargılanmasına ilişkin yasa kapsamı dışında kalma gayretidir.'
Türsen, müvekkillerinin tek tesellilerini şöyle anlattı:
'Öğretmenlere bir şükran projesi olarak öğretmenler gününde şal anısı dağıtan, üretici-beleiye projesi ile öğrencilere süt, mandalin veren, sivil toplum örgütlerinin kentli sanatçıların özendirilmesi projelerinde ağırlama nezaketini duyan, hatta 9 Eylül İzmir'in Kurtuluş Günü'nün, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın çoşkuyla kutlandığı şenliklerin hesabı sorulan bir kentte, yöneticisi olmaları, bu vb. nedenlerle soruşturmaya uğramış olmalarıdır.
Türsen, 'Telafisi çok güç manevi ve hukuki zararlara uğratıldık. Emniyet İfadelerinin tamamlandığı, müvekkillerimizle ilgili hürriyetleri bağlayacak vehamette kararların görüşüleceği süreçte kısıtlama kararının kaldırılması bir ölçüde zararları aykırılığı azaltabilir. Bu nedenle hukuka aykırı kısıtlama kararının kaldırılması, kısıtlamaya tabi olmayan evrakın listesinin ivedilikle verilmesi taleplerimizi gerekçeli olarak mahkemeye sunacağız' şeklinde konuştu.


Açıklama sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlandıran Cihan Türsen, 9 Eylül ve 29 Ekim törenleri için yapılan harcamaların soruşturma kapsamına alındığını ifade etti. Türsen, öğrencilere diş fırçası ve macunu dağıtılması, mandalina dağıtılması, payton kiralanması, üstü açık turist otobüslerinin yapımı, süt dağıtımı gibi konuların soruşturma kapsamında olduğuna dikkat çekti.
Şüpheli sıfatıyla savcıya ifade verilmesinin ardından mahkemeye çıkacak müvekillerine yönelik operasyonu hakla göstermek için haksız tutuklamalarla karşılaşabilecekleri endişesini taşıdıklarını belirten Türsen, 'Her türlü olumlu yada olumsuz gelişmeye hazırlıklıyız. Şuanda müvekkillerimizi soruşturmaya ilişkin delileri, belgeleri, evrakları bilmemiz nedeniyle savunamuyoruz. Ayrıca dinlemeler, görüntü kayıtları ile soruşturmanın haklılığın savunulması dikkat çekicidir' dedi.
Gönüllü Avukatlar Kurulu'nun basın açıklamasından satır başları:
-200'ü aşkın avukat yapılan basın açıklamasına katıldı. İzmir Barosu tarafından dağıtlan cübbe odasında cübbe kalmadı çoğu avukat cübbesiz açıklamaya katıldı.
-Müdafi olarak 15 avukat davaya bakıyor. 60'ın üzerinden avukat davaya Müdafi olmak istedi. Bu sayının artması bekliyor
-Belediye çalışanları da açıklama destek verdi. Açıklamanın ardından İzmir Laiktir, Laik Kalacak sloganı atıldı.
Dilekçede neler var?
Avukatların İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne verdikleri kısıtlama kararının kaldırılması dilekçesinde, 'Kısıtlama kararının kaldırılması, kısıtlamanın istisnası niteliğindeki (CMK) m.153/3 kapsamındaki) belgelerin bir listesinin çıkarılarak müdafi avukatlara verilmesi' istendi.
Dilekçede, 'İletişime müdahale ve teknik izleme ve bilgisayar ve kütüklerinde yapılan aramalara ilişkin kararlar ve bu kararlar neticesinde elde edilen deliller hukuka aykırıdır' ifadesi dikkat çekti. Söz konusu dilekçede, savunma hakkının ihlal edildiği vurgulandı.

BİR İLK YAŞANIYOR
İzmir'de ilk defa işçiler, Adliye'ye gelip slogan atarak, Başkan Kocaoğlu'na sahip çıkıyor.