İnşaat Mühendisleri Odası Hasar Tespit Komisyonu'nda çalışmalarını yürüten Yüksek İnşaat Mühendisi Mutlu Burak Paksoy, depreme dayanıklı bina tasarlarken zemin seçiminin önemine dikkat çekerek açıklama yaptı. Paksoy, 'Bulunduğumuz bölge alüvyon zemin. Tarihler öncesinde dere yatağıymış. Eskiden bir ovaydı ve çok yakınımızda Halkapınar var eskiden sulak bir araziydi. Buralar sazlık bir bölgeydi. Buralara meslek odaları az katlı imar planları önermektedir. Yüksek katlı binalar depremde zemini artırıcı etkisinden dolayı oldukça sallanmaktadır ve taşıyıcı olmayan duvarlar da hasar görmektedir. Yeni yönetmeliğimize göre, kolon ve tuğla duvarlar arasında özel bir detay uygulanması gerekiyor fakat bu uygulanmadığı için yeni binalarda tuğla duvarlarda büyük hasarlar oldu' dedi. Altında alışveriş merkezi olan ve duvar olmayıp tamamen camlardan oluşan binalarda da yumuşak kat etkisi bulunduğunu ifade eden Paksoy, 'Üzerindeki katlar duvarlardan dolayı ağır ama alt katlar yumuşak dolayısıyla bu da binalara büyük hasarlar vermektedir. Hasar görmeyecek şekilde mimarı tasarımlar, denetim, proje denetimleri, inşaat sırasındaki betonların denetimi bu konularda da sıkıntı olabiliyor' diye konuştu.

Bayraklı'da doğup büyüyen Kemal Sarıyar (70) yaklaşık 40 yıl önce Barış Sitesi yakınlarında çevrenin tarla ve bahçelerle kaplı olduğunu dile getirerek, bölgenin en eski sakinlerinden biri olarak zamanla yapılaşmaya teslim olduklarını söyledi. Sarıyar, 'Burada yapılan binalarda çok yeni değil. Yer yani zemin oynak. Buralar tarım arazisiydi. Dolayısıyla binaların çok sağlam olması gerekiyor. Binalar sağlam olmazsa buna benzer depremlerde çok kötü felaketler yaşanabilir. Burada genellikle patates, karnabahar, marul ve bamya gibi sebzeler üretilirdi. Bahçeler de vardı. Bahçelerde mandalina ve erik yetiştirilirdi. Barış Sitesinin yakınlarından adliye binasının olduğu yere kadar erik bahçesi olduğunu hatırlıyorum. O günleri çok iyi biliyoruz' dedi. Sarıyar son 50 senede yavaş yavaş yapılaşmaların arttığını söyleyerek şunları anlattı:

'Önce birkaç katlı binalar vardı. Daha sonra müteahhitler tarlaları alarak siteler kurdular. Ben hala müstakil bir evde oturuyorum. Bizim evlerimiz daha sağlam olduğu için bir çatlak dahi yok.' (DHA)