HABERLER>YEREL YÖNETİMLER
7 Temmuz 2022 Perşembe - 13:06

Başkan Soyer, üç yılını kalem kalem anlattı: İzmir’de neler yapıldı?

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Büyükşehir ve Ekonomi Muhabirleri Derneği ortaklığında düzenlenen “Geleceğin Türkiye'si İzmir” başlıklı programda konuştu. 3 yıllık dönemin değerlendirmesini de yapan Soyer, ayrıca basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Başkan Soyer, üç yılını kalem kalem anlattı: İzmir’de neler yapıldı?

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer “Geleceğin Türkiye'si İzmir” başlıklı toplantıda İzmirli basın mensupları ile bir araya geldi. Ekonomi Muhabirleri Derneği ile ortaklaşa düzenlenen etkinliğe İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi de katıldı. Düzenlenen toplantıda yaklaşık 1 saatlik bir sunum yapan Başkan Soyer basın mensuplarının da sorularını yanıtladı.

BU BÖYLE GİTMEZ
İstanbul Valiliği tarafında İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik, “Telefon görüşmesi dahil, yabancı ülke temsilcileriyle yapılacak görüşmelerin Dışişleri Bakanlığı'nın iznine bağlanmasını” öngören yazısını değerlendiren Soyer,  “Biz devlet memuruyuz. Emir demiri kesiyor. Ancak bu yasak anlaşılır bir şey değil. Şehir diplomasisi diye bir şey var. Şehirlerin birbirleri ile kurdukları ilişkiler var. Siz tüm bunları merkezi hükümet üzerinden sürdüremezsiniz. Bugüne kadar on yıllardır sürdürülen şeyi neden yok ediyorsunuz? Kendi yerel yönetimine bu kadar güvensizlik olabilir mi? Biz bu devletin memuruyuz. Bir şehrin büyükelçisi geldi nasıl bir iş birliği yapabiliriz, ticareti nasıl büyütebiliriz diye konuştuk. Bir bürokrat izin vermezse bunun üzerine konuşamayacak mıyız? Ancak az kaldı. Bu böyle gitmez" diye konuştu.

BASMANE ÇUKURU’NDA ÇOK AZ KALINDI
"Basmane Çukuru" ile ilgili de konuşan Soyer, “Çok çalıştık TMSF başkanın 4 defa gittim çok şey konuştuk. Bu konunun detaylarına hiç girmeyeyim ancak çok az kaldı. Bu çıban başını bu şehirden kurtarıyoruz” dedi.

EK BÜTÇE ÇALIŞMALARI YAPIYORUZ
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kendisine yönelik ‘İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ek bütçe yapma ihtiyacı var mı’ sorusuna yanıt verirken, “Her evde yangın var. Ancak emin olun Büyükşehir’deki yangın da büyük. Tabii ki çok olumsuz etkileniyoruz gelişmelerden. Büyükşehir’in yurt dışı borcu yerli bankalara göre daha yüksek. Biz kurdaki her yükselişten ciddi bir biçimde etkileniyoruz. Tabii ki mutlak ek bütçe çalışması yapıyoruz. Bizim olumsuz etkilenmemiz tek katmanlı bir şey değil. Bir ihaleye çıkıyorsunuz, ihaleyi yüzde 15’ini tamamlamamışsanız tasfiye etme yetkisi verdiği için hükümet firma tasfiye ediyor. İçinde bulunduğu belirsizlik yatırımcıyı son derece tedirgin ediyor. Bu da belediye olarak hizmet üretmemizin önünde ciddi bir engel. Her anlamda olumsuz etkileniyoruz. İzmirlilerin için rahat olsun Büyükşehir tüm bunları aşmaya muktedir” diye konuştu.

ADİL BİR PAYLAŞIM OLMADIKÇA…
İzmir’in arka mahallelerinde yaşanan uyuşturucu sorunları ile ilgili ise çalışmalarının olduğunu belirten Soyer, “Uyuşturucu meselesi sistem ve rejim meselesi. Hepimizin içini parçalayan bir tablo. Biz olsa olsa bir pansuman yapıyoruz. Yedi tane havuz, 10 bin çocuğa yüzme öğretmek… Yoksulluk ve yoksunluk uyuşturucuyu büyüten etki yaratıyor. Bu nedenle biz onlarla daha çok kitapla sanatla buluşturmaya çalışıyoruz. Bunlardan sonuç aldığımız yerler var. Aileler ile konuştuğumuzda bunların müjdesi yüreğimize su serpiyor. Bunları denizyıldızı misali kurtarıyorsunuz ancak arkada binler on binler var. Sistem değişmedikçe yani refahı adil bir biçimde paylaşan sitem olmadıkça büyümeye devam edecek” ifadelerini kullandı.

İZMİR DEYİNCE HERKESİN AKLINDA POZİTİF ŞEYLER VAR
İzmir’in geçmişteki dışa bakışı ile şimdiki bakışı arasındaki farkın sorulmasına da yanıt veren Soyer, “Vizyon dediğiniz şey dağın arkasındaki vahayı görüp çevrenizdekileri ona inandırmak ve oraya doğru yürütmeye ikna etmektir. İzmir dünyanın en güzel şehirlerinden bir tanesi. Bu tarih boyunca böyle olmuş. Ancak bu unutulmuş. Biz iade-i itibar peşindeyiz. Biz İzmir’i o görkemli yıllarına taşıma peşindeyiz. Biz sadece bunları görünür kılmak durumundayız. O yüzden dünyanın her yerinde İzmir ofisleri açacağız. 10 yıl öncesinden beri Brüksel’e defalarca gitmişimdir. Görüştüklerimizi odalarında kabul etmezdi bizi. Şimdi öyle değil. Şimdi alkışlarla komite salonuna girdik, alkışlarla konuşma yaptık. Bu değişti. İzmir deyince artık herkesin aklında pozitif bir şey var. Çünkü bunun üzerine bir şey inşa edebiliyorsunuz. Bir kentin ne kadar büyük zenginliklere sahip olduğunun siz onu dünyaya taşımadığınız sürece hiçbir kıymeti yoktur. Biz bu cennetin dünyada bilinmesi gerektiğine inanıyoruz. Tüm bu adaylılar bunun için” dedi.

SOYER: PROJELERİMİZ ORTAK AKLIN ÜRÜNÜ
Toplantıda sunumunu gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Aşık Daimî der ki “damlanın içinde evreni buldum”. Bugün sizlere Geleceğin Türkiye’sinde bir damla olarak İzmir’i anlatacağım. Geleceğin Türkiyesi diyorum, çünkü biz İzmir’de bir adım atarken kendimize iki kere soruyoruz. Birinci sorumuz, İzmirliler’e nasıl daha iyi hizmet verebiliriz? İkinci sorumuz, geleceğin Türkiye’sine nasıl daha iyi örnek olabiliriz? Bunun için ne yaptığımız sorusu kadar, nasıl yaptığımız sorusu da büyük önem taşıyor. Çünkü biz sadece başarılı olmakla yetinemeyiz. Asla yetinmemeliyiz. Aynı zamanda, adaleti ve refahı herkes için büyüten sosyal demokrasinin değerlerine dört elle sarılmak zorundayız. Geleceğin Türkiyesi için ektiğimiz tohumları İzmir cephesinden tüm Türkiye sathına ancak böyle yayabiliriz. İcraatlerimizi doğrudan uygulama sathında, gerçek hayatın içinde yoğurarak tasarladık. Her bir projemiz defalarca vatandaşlarımızın ve ortak aklın sınavından geçti. Liyakatli ve yenilikçi uzmanların eliyle son halini aldı. Seçim kampanyamızda iki sloganımız vardı: “Çok renk, çok ses, çok nefes” ve “Aşkla İzmir”. Aslında bu cümlelerin anlamı İzmir’i demokrasiyle kalkındırmak ve bunu tutkuyla yapmaktı. Biliyor ve yaşıyoruz ki, demokrasi olmadan da zenginliği artırmak mümkün. Ne var ki böyle olduğunda o zenginlik belirli bir zümreye, beşli çetelere akıyor. Milyonlarca insan, zengin olanı daha da zenginleştirmek için çalışıyor. Yaşadığımız bu hazin durum demokrasinin yalnızca sandığa indirgenmesi nedeniyle oluştu. Oysa demokrasi yaşamın her anına, tüm karar alma süreçlerine sirayet etmek zorunda.  Bunun için öncelikle sosyal demokrasinin açısını genişletmek zorundayız. Sosyal demokrasinin günümüzün sorunlarına çözüm üretebilmesi için ekonomik ve ekolojik demokrasi ile bütünleşmesi gerekiyor. Biz İzmir’de halkın gücünü örgütleyerek ekonomik demokrasiyi hayata geçiriyoruz. Halkın, üretimin öznesi olmasını sağlayarak refahı tabana yayıyoruz. Dahası, demokrasiyi tanımlarken doğayı da dışarıda bırakmadan ekolojik demokrasiyi güçlendiriyoruz. Ekoloji ve ekonomi arasında ses benzerliğinden çok daha güçlü bir bağ var. Ekosistemi korumadan, ekonomide de kalıcı bir gelişme sağlamak mümkün olmuyor.” dedi.

DOĞAMIZ İLE UYUM DEMEK VİCDAN DEMEKTİR
Tarım alanında eğitim de verileceğini belirten Soyer, “Tarım konusunda iki yeni tarımsal eğitim kurumu daha kuruyoruz. Tarımda genç istihdamının giderek azaldığı bu dönemde, bu iki yeni eğitim kurumu, çiftçilerin bilgi ve tecrübelerini geliştirecek. Bunların ilki Bademler köyündeki İzmir Tarım Okulu, diğeri ise İzmir Tarım Teknolojileri Üniversitesi. Yüzde 100 burslu eğitim verecek okulumuzun 2023- 2024 Eğitim-Öğretim yılında açılması planlanıyor. Büyük gurur ve mutlulukla söyleyebilirim ki, Bademler Tarım Lisesi, yeni nesil köy enstitülerinin Türkiye’deki ilk kapsamlı örneği olacak. Ekolojik demokrasi doğamızla uyum, doğamızla uyum demek vicdan demektir. Doğanın hakkı vicdan sahibi yürekler tarafından korunur. Gezi Direnişinde bunu gördük. Kazdağları’nda bunu gördük. Zeytin ağaçlarını yok etmeye çalıştıklarında bunu gördük. Hep birlikte doğanın sesi olduk. Olmaya da devam edeceğiz. Çünkü doğadan üstün veya onun hakimi değiliz, onun bir parçasıyız. İzmir’de ekolojik demokrasiyi çalışmalarımızın temel ayaklarından biri kabul ediyoruz” diye konuştu.

KÖRFEZDEKİ KOKU: MESELEYİ BİRKAÇ YILDA ÇÖZECEK SİHİRLİ BİR DEĞNEK YOK
Kentte en fazla tartışmaya nende olan Körfez ile ilgili de konuşan Soyer, “İzmir’de doğayla uyum deyince önümüzdeki en büyük meselelerden birinin Körfez temizliği olduğunu biliyorduk. Göreve gelir gelmez öncelikle Körfezi temizlemek için uygulanan stratejiyi ve faaliyetleri masaya yatırdık.  Körfezin ne yazık ki halen kirli olmasının üç ana nedenini belirledik: Birincisi, İzmir’in yağmur suyu ayrıştırma altyapısının çok eksik olması. Kanalizasyon ve yağmursuyu hatlarının birleşik sisteme sahip olması. İkincisi, tüm İzmir’in arıtmasını yapması beklenen oldukça eskimiş Büyük Kanal Projesi’ndeki tasarım hataları. Son olarak, Çiğli Arıtma Tesisi’nden çıkan suyun Körfez’in en dar noktalarından birine deşarj ediliyor olması ve iç körfezdeki sığlaşma. Takdir edersiniz ki, katlanarak büyüyen ve yıllarca ihmal edilmiş bir meseleyi birkaç yılda çözecek sihirli bir değnek hiç kimsenin elinde yok. Tüm imkanları zorlamamıza karşın maalesef yaptığımız müdahaleler için zamana ihtiyacımız var. Bu bardağın boş tarafı. Dolu tarafı ise… Bugün elimizde Körfez’in nasıl temizleneceğine dair çok net, bilimsel bir yol haritası var. Bu planı sabırla ve tam bir kararlılıkla uyguluyoruz. Körfezle ilgili sorunlara paralel olarak bu stratejimizin de üç ayağı var: Birincisi, İzmir’de birlikte akan kanalizasyon ve yağmur suyu hatlarını ayırmak. Adına “birleşik sistem” denilen ve aslında bir sistemsizlik anlamına gelen bu yaklaşım şehrimizde koku, taşkınlar ve körfez kirliliği başlıklarıyla tezahür eden tüm konuların ortak nedeni. İkinci ayak, Çiğli Arıtma Tesisi’nin ve çamur döküm sahasının rehabilitasyonu. Üçüncü ve son ayak, Çiğli Arıtma Tesisi’nden çıkan binlerce metreküp tatlı suyun çıkış noktasını iç Körfez’den orta Körfez’e taşımak ve iç körfezin sığlaşmasını engellemek. Şimdi bu üç başlıkta yaptıklarımız hakkında biraz daha detaylı bilgi vermek istiyorum. İzmir’in yağmur suyu altyapısı yok denecek kadar zayıf. Ne yazık ki, çok büyük bir metropol olmasına rağmen İzmir’in yağmur suyu kanalları elli yıldır ihmal edilmiş. Yağmuru toplayan altyapı sistemi, yani bir nevi şehrin yer altı dereleri inşa edilmemiş olduğu için yağışların bir kısmı yüzey akışına geçiyor ve yollarda su baskını riski oluşturuyor. Dahası, yağmurun önemli bir kısmı da kanalizasyon ağına karışarak sistemi kilitliyor. Zaruri olarak, kanalizasyon suları yağmurla birlikte denize akıyor. Hem Körfez kirleniyor hem de şehirde koku sorunu oluşuyor. Körfezdeki koku ve kirliliğin ana kaynağı iddia edildiği gibi düşük sirkülasyon değil, yüksek kontaminasyon. Maalesef uzun yıllardır İzmir’de durum bu. Bu nedenle daha önce çözüm olarak önerilen sirkülasyon kanalı kapısı bacası açık bir evde toz almaya benziyor. Dolayısıyla böyle bir kanal açılsa bile körfezdeki kirlenme ve sığlaşma sorununu çözemiyor. Bu nedenle birinci önceliğimiz dere ağızlarındaki elli santime kadar varan sığlaşmayı ortadan kaldırmak. Dahası, tüm zorluğuna rağmen caddeleri kazarak İzmir’e çağdaş bir yağmur suyu altyapısı kazandırmak. Yani kapıdan bacadan giren kirliliği durdurarak Körfez’e lağım akmasını engellemek. Elbette bu iki ucu keskin bıçak. Yolları kazmaktan çekinerek yağmur suyunu lağımdan ayrıştırmazsanız Körfez kokuyor. Caddeleri kazıp kanal açarsanız trafik sıkışıyor, herkesin keyfi kaçıyor. Ama yumurta kırılmadan da omlet yapılamıyor. Tüm algı operasyonlarına rağmen, bugüne kadar hiç kimsenin üstlenmediği bu görevi İzmir’de ekibimle birlikte göğüslüyoruz. Aksini yapmak, zaten şehrimize ve görevime ihanet olurdu. Bu nedenle göreve geldiğim ay itibarıyla İzmir’in yağmur suyu kanallarının inşa edilmesi talimatını verdim. Şu ana kadar 196 kilometre yaptık, iki yıl içinde 200 kilometre daha yapacağız. Böylelikle yağmur suları hiç kirlenmeden Körfez’e, kanalizasyon suları ise kendi kapalı sistemi içinde doğrudan arıtma tesislerimize ulaşacak. Yağmur suyu hatlarımızın yapımı ve dere temizliği çalışmalarımızla Körfez’in tüm kirlilik kaynakları sıfırlanacak. Son olarak, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nin sınırından geçen Eski Gediz Yataklarından birinin de Körfez’in ciddi kirlenme kaynaklarından biri olduğu tespit ettik. Eski Gediz yatağı, yüksek miktarda sanayi atığını doğrudan iç körfeze taşıyor. Bu konuda AOSB yönetimi ile görüşmeleri İZSU ekibimiz başlattı. Tüm bunlara rağmen, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayınlanan son verilere göre İzmir arıtma tesisleri açısından Türkiye lideri. Günlük 951 bin 971 metreküp kapasiteye sahip 69 arıtma tesisine sahip şehrimizde, bu hizmetten yararlanan kişi oranını yüzde 98,6’ya ulaştırdık ve bununla gurur duyuyoruz.  Körfez temizliği stratejimizin ikinci ayağı ise Çiğli Arıtma Tesisi’ninrevizyonu. Çiğli Arıtma Tesisi’ni yenilemek ve verimini artırmak için çok kapsamlı bir çalışma içindeyiz. Öte yandan, Güneybatı Arıtma Tesisi başta olmak üzere Körfez çeperindeki arıtmaların kapasitesini ve sayısını artırıyoruz. İzmir’in arıtma sistemlerinde desantralizasyona giderek hem elektrik maliyetini düşürüyoruz hem de Çiğli Arıtma Tesisi üzerindeki yükü azaltarak bu yatırımın ömrünü uzatıyoruz. Çiğli Arıtma Tesisinde attığımız ve etkisini orta vadede çok açık göreceğimiz adımlar şöyle: İzmir’deki kokunun ana sorunlarından biri arıtmadan çıkan çamurun yirmi yıldır Çiğli Arıtma’nın çevresinde depolanmasıydı. Arkadaşlarımız projenin orijinal tasarımında bu çamurun uzakta bir çamur tesisine taşınması olduğunu tespit etti. İzmir tarihinde ilk defa arıtma çamurunu Körfez kenarında değil Manisa’da lisanslı bir tesiste depolamaya başladık. Eskiden birikmiş çamurun bertarafı içinse İYTE ile ortak bir proje yürütüyoruz. Bu yılın sonunda o çalışma da başlayacak. İzmir’in koku kaynaklarından biri tümüyle ortadan kalkacak. Tesisi biz devraldığımızda dördüncü fazın temeli atılmış fakat inşaatı durmuştu. Dahası, ilk üç faz düşük verimle çalışıyordu. Piyasadaki tüm olumsuz koşullara rağmen bu fazların yenilenme ihalesi tamamlandı ve tesisimizde bakım çalışmaları hızla başladı. Dördüncü Faz’ın ihalesine bu ay sonunda yeniden çıkacağız. Fakat şunu belirtmeliyim ki, ilk üç fazda yapacağımız yenileme çalışması tamamlandığında bu fazlar İzmir’in suyunu arıtmak için fazlasıyla yeterli olacak. Son olarak Çiğli Arıtma’dan çıkan suyun deşarj noktasını değiştiriyoruz. Çok sayıda bilim insanının katkılarıyla tasarlanan kapsamlı bir geri kazanım projesiyle iç körfeze ulaşan deşarj noktasını orta körfeze taşıyacağız.  Tüm bu çalışmalarımızı Çevre Mühendisleri Odası başta olmak üzere ilgili uzman kuruluşlar ve akademisyenler ile bir koku master planı oluşturmak üzere bir araya getiriyoruz”  ifadelerini kullandı.

İZMİR’İN YEŞİL ALTYAPISINI KURMAK İÇİN…
İzmir’in son dönemlerde yaşadığı felaketlere dikkat çeken Soyer,“İzmir’de son iki yılda, orman yangını, sel, deprem gibi büyük ve yıkıcı doğa olaylarını art arda yaşadık. Birçok vatandaşımız ve milyonlarca canlı bu afetlerden etkilendi, yaşamını yitirdi. Bir kez daha anladık ki doğayla uyumlu bir hayat kurmak ve bunun ilk adımını şehirlerimizde atmak zorundayız. Bu nedenle Türkiye’de yeşil altyapıyı bir altyapı meselesi olarak kabul eden ilk belediye olduk. İzmir’in yeşil altyapısını kurmak için kırsal alandan başlayıp şehrin sokaklarına, parklara, kamusal binalara ve nihayetinde hanelere kadar uzanan detaylı bir strateji uyguluyoruz. Yeşil altyapımızın kır ve kent merkezi arasındaki geçiş bölgesinde ise “Yaşayan Parklar” uzanıyor. Bu alanlarda rarımsal üretim gerçekleştiriyoruz, doğayı koruyoruz ve vatandaşlarımızın tüm gününü geçirebileceği açık alanlar yaratıyoruz. Görev dönemimizin sonunda İzmir kent merkezini çepeçevre saran 35 Yaşayan Park hizmete girecek. Milyonlarca metrekarelik bu rekreasyon alanlarıyla şehrimizde kişi başına düşen yeşil alan miktarı 16 metrekareden 30 metrekareye çıkacak. Yeşil alanlarımız görev yaptığımız dönem içinde tam iki kat artmış olacak. Mavişehir’de hayata geçirdiğimiz Flamingo Doğa Parkı, Güzelbahçe’de hizmete açtığımız Olivelo, 180 bin metrekarelik Dr. Behçet Uz Parkı, Peynircioğlu Deresi, İnciraltı Terapi Bahçesi, Buca’daki Fırat Fidanlığı ve ödüllü projemiz 200 bin metrekarelik Portakal Vadisi yaşayan parklarımızın sadece birkaçı. Bu parkları İzMiras Rotası adını verdiğimiz yeşil koridorlarla körfez kıyısına ve birbirine bağlıyor, İzmirlilerin yürüyerek kırsal alana ulaşmasını sağlıyoruz. Yeşil Altyapı stratejimiz sayesinde kentin dışına ittiğimiz doğa, tekrar kentin içine nüfuz ediyor. Türkiye’de ilk kez uygulanan “Sünger Şehir” yaklaşımıyla şehri daha da çok betonla kaplamak yerine doğa esaslı çözümler üretiyoruz. İlk etapta beş bin binaya beş bin yağmursuyu deposu kurmayı ve İzmir’in hane ölçeğinde yağmur suyu tutma kapasitesini artırmayı hedefliyoruz. İzmir’i doğayla uyumlu hale getirmek için hane ölçeğinde de çalışıyoruz. İzDönüşüm projemiz ile çöp kavramına son veriyoruz. Çünkü çöpü bir ham madde olarak ekonomiye ve doğamıza yeniden kazandırıyoruz. Üç yılda, 26 yeni bisiklet kiralama istasyonu açarak sayıyı 60’a çıkardık. Bisiklet sayısını ise 400’den 890’a ulaştırdık. Bisiklet filomuza, görme engelli vatandaşlar için tandem bisikletleri ve çocuk bisikletlerini ekledik. Doğayla uyumu şehrimizin ekonomik gelişimi için de bir ilke olarak kabul ettik. İzmir Limanı’ndan kırsal alana kadar uzanan bir yerel kalkınma politikasını ortak akılla uyguluyoruz. İzmir’de ekonomik demokrasiyi şehrimizin tüm öz değerlerini gün yüzüne çıkaran ve bunların üzerine katma değer ekleyen bir anlayışla çoğaltıyoruz. Cittaslow Metropol uygulamamız işte buradan doğdu. İzmir, 2021’de dünyanın ilk Cittaslow Metropol kenti ilan edildi. Bu program ile I?talya’da kurulan ve 30 ülkeye yayılan Cittaslow felsefesinin, metropollerde uygulanmasını başlatıyoruz. Metropoller için tüm dünyada uygulanabilecek bir döngüsel şehir yönetim modeli geliştiriyoruz. Ekonomik demokrasi anlayışımızın devamı olarak, tarımsal kalkınma kooperatiflerindeki tecrübemizi kentsel dönüşüme de taşıdık” ifadelerini kullandı.

HEDEFİMİZ 20 BİN KONUT
Kentsel dönüşüm çalışmalarındaki kooperatifçilik modeline de değinen Soyer, “Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen bir kentsel dönüşüm modelini anlatmak istiyorum. İzmir’in yapı stoğu çok yaşlı. İzmir’le birlikte tüm Türkiye’nin sarsıldığı 30 Ekim depremi, bütün zorluklarına rağmen kentsel dönüşümde başarılı olmamız gerektiğini açıkça ortaya koydu. Bu durumda, öncelikle Büyükşehir Meclisimizden kentsel dönüşüm projelerini gerçekleştirmek için belediye şirketimiz İzbeton’a yetki aldık. Sonrasında tüm İzmirlilere bir çağrıda bulunduk. Gelin, bir adım öne çıkın, elinizi taşın altına koyun dedik.  Çağrımız cevap buldu. İzmir’in iş insanları bu sıkıntılı süreçte inisiyatif aldı ve İzmir’in kentsel dönüşüm yapı kooperatifleri teker teker kurulmaya başlandı. Üç temel ilkeyle, yani yerinde dönüşüm, yüzde yüz uzlaşı ve Büyükşehir Belediyesi garantörlüğü ile İzmir’in dört bir yanında inşaatlarımız başladı. Gaziemir, Ege Mahallesi, Uzundere, Ballıkuyu, Çiğli Güzeltepe ve Örnekköy olmak üzere altı bölgede dönüşüm aynı anda devam ediyor. 3958 bağımsız birimin yapımı sürüyor, 2500 bağımsız birim ise yapım ihalesine hazır hale geldi. Hedefimiz 20 bin konut yapmak.   30 Ekim depreminde Bir Kira Bir Yuva Kampanyamız sonucunda, bir aydan kısa bir sürede çadırda tek bir İzmirli kalmamıştı. Şimdi o kampanya büyüdü, gelişti. Türkiye’de ilk kez uygulanan bir modeli hayata geçirdik. Depremde yıkılan binalardan birini yeniden inşa etmek için Dilber Apartmanı sakinlerinin kurduğu kooperatifle ortaklık protokolümüzü birkaç hafta önce imzaladık” diye konuştu.

KOOPERATİFÇİLİĞİ TOPLU ULAŞIMA DA AKTARDIK
Sözlerine İZTAŞIT ile devam eden Başkan Soyer açıklamalarını şu ifadeler ile sürdürdü;

“Üretenin kendi kendini yönetebildiği kooperatifçilik modelini tarım ve kentsel dönüşümle birlikte toplu ulaşıma da taşıdık. Kısaca İZTAŞIT dediğimiz, Bireysel Taşımacılığın Toplu Ulaşım Sistemine Entegrasyonu Projesi’ni geliştirdik. Bu kapsamda Belediyemizin toplu ulaşım genel müdürlüğü ESHOT bu hatları taşıma kooperatiflerine bıraktı. Bunun için dört koşul öne sürdük: Birincisi bizim istediğimiz standartta araçlarla taşıma yapmaları, ikincisi bizim fiyat tarifemizi uygulamaları, üçüncüsü belediyemizin belirlediği duraklarda durmaları ve son olarak bizim istediğimiz kalitede hizmet vermeleri. ESHOT bu hatlardaki araçları çektiği için olağanüstü tasarruf sağladı. Kooperatifler müşteri sayısını ikiye üçe katladı ve vatandaşlarımız yüksek kalitede taşıma hizmeti almaya devam etti. İZTAŞIT’ı Seferihisar ve Kiraz’da başlattık, Menemen ve Torbalı ile görüşmelerimiz devam ediyor. Foça ile ilgili olarak ise geçtiğimiz haftalarda meclis kararı alarak ilk adımı attık. Pandemi boyunca toplu ulaşım kuruluşlarımızdaki hasılat kaybı en az 745 Milyon lira olmasına rağmen yatırımlarımızı durdurmadık. 652 Milyon TL bedel ile ESHOT tarihinin en kazançlı yatırımını yaparak 473 yeni otobüsü filomuza kattık. Bu alımlar ile birlikte her gün servis veren araçlarımızda 5,4 yaş ortalamasını yakaladık ve Avrupa’nın en genç otobüs filolarından birini kurduk. Genç filomuz meyvesini yılda 6 milyon litre daha az akaryakıt tüketerek verdi. Bu da yaklaşık 114 milyon liralık bir tasarruf anlamına geliyor. Otobüs filomuzun tamamının engelli erişimine uygun olması ise en büyük gurur kaynaklarımızdan. Size nasıl 1 milyar 485 milyon lira tasarruf ettiğimizin hikayesini anlatmak istiyorum. Enerji fiyatlarında Türkiye’de yaşanan artışlar ve vatandaşın faturasına yansıtılan fahiş zamlar hepimizin belini büktü.  Önümüzde iki seçenek vardı: Ya bu artışlar sonrası İzmirlilere sağladığımız hizmetlerin bir bölümünden vazgeçecektik ya da Büyükşehir Belediyesi’ni enerji konusunda kendine yetebilen bir hale getirecektik. Biz ikinci yolu seçtik ve daha önce denenmemiş bir yöntem geliştirdik. İzEnerji şirketimiz bünyesinde İzmir Elektrik Tedarik Anonim Şirketi’ni yani İZETAŞ’ı kurduk. İZETAŞ’la ilk aşamada İzmir Büyükşehir Belediyesi ve iştiraklerinin enerji ihtiyaçlarını karşılamaya başladık. İZETAŞ’ın kurulduğu günden bu yana Büyükşehir Belediyesi bünyesinde enerji giderlerinde yüzde 22’ye varan tasarruf sağladık. Beş yılın sonunda, bugünkü fiyatlar üzerinden toplamda 1 milyar 485 milyon lira tasarruf sağlamış olacağız.”

TURİZMİ 12 AYA VE 30 İLÇEYE YAYACAĞIZ
“Tasarruf dedik, vatandaşın refahının artması dedik, peki bu refah nasıl artacak? İzmir ekonomisinin en çok ihmal edilmiş bir diğer ayağı turizm. 2019 yılı verilerine göre, Atina’ya yılda altı milyon, Barselona’ya ise on iki milyon turistin gittiği Akdeniz çanağında İzmir’in aldığı pay sadece bir milyon ziyaretçi. Üstelik ülkemizin cari açığını kapatmada en önemli kalemlerden biri turizm gelirleri.  Fakat ne tür bir turizm istiyoruz?  Uluslararası zincir otelleri ve sadece plajları dolduran, kent merkezine, küçük esnafa, yerele hiç faydası olmayan bir turizm anlayışının geleceği bizim açımızdan yok. Bu nedenle Çeşme projesine karşı çıktık.  Ülkeyi ucuz destinasyona dönüştüren, niteliğe değil niceliğe önem veren bir turizm anlayışıyla kent ekonomisini güçlendiremeyiz.  Biz İzmir’de bu resmi değiştirmek için çok sayıda adım attık. Hedefimiz 2024 yılında İzmir’i, nitelikli turistin tercih ettiği ve kişi başına düşen turist harcamasının her geçen yıl arttığı bir kent haline getirmek. On iki ay ve otuz ilçede turizm vizyonumuzla İzmir’e gelen turist sayısını dört milyona çıkarmak için çalışıyoruz. Turizmde dijitalleşmenin öne çıktığı bu dönemin hemen başında, İzmir’in tüm turistik değerlerini Visit İzmir adlı bir mobil aplikasyonda topladık. Türkçe, İngilizce ve Rusça seçenekleri olan, çok yakında Çince ve Almanca dillerde de hizmete girecek Visit İzmir’de, İzmir’in 2500 cazibe merkezine tek tek ulaşabiliyorsunuz. Böylesine kapsamlı bir dijital turizm altyapısı Türkiye’de başka hiçbir kentte yok. İzmir’in dünyayla bağlantısını güçlendirmek, direkt uçuş yapılan şehir sayısını artırmak amacıyla Direct İzmir projesini hayata geçirdik. Havayolu firmalarının işbirliği ile gerçekleştirdiğimiz bu çalışmayla İzmir’den direkt uçuş yapılan seferlerin ve turist hareketliliğin tüm yıla yayılmasını sağlıyoruz. Sadece direkt havayolu ulaşımını değil İzmir’e deniz yolu ulaşımını da güçlendirmek için önemli girişimlerde bulunduk. Altı yıl aradan sonra yeniden ilk kruvaziyer gemisini İzmir Limanı’nda ağırladık. Bu yıl toplamda 34 kruvaziyer İzmir körfezinde demirleyecek. Dünyanın en önemli kruvaziyer fuarını ise 2024’de İzmir’de düzenleyeceğiz. Dahası, yıllar sonra ilk defa bu yaz İzmir’den Selanik ve Midilli seferleri başlıyor. Alsancak - Midilli seferini yapan ilk İzDeniz gemimiz seferlerine başladı. İki yıl süren pandemi döneminin hemen ardından İzmir turizmi için yaptıklarımızın sonuçlarını almaya başladık. Rakamlar şimdiden gösteriyor ki, İzmir 2022’de pandemi öncesine göre yüzde otuz daha çok turist ağırlayacak. Geçtiğimiz yıl içerisinde Tarihi Liman Kenti başlığıyla İzmir’in kalbi Kemeraltı, Kadifekale ve Basmane bölgesini UNESCO Dünya Mirası geçici listesine dahil etmeyi başardık. Şimdi hedefimiz Efes ve Bergama’dan sonra Kemeraltı’nı şehrimizin üçüncü UNESCO Dünya Mirası olarak Türkiye’ye kazandırmak. Bunun yanında, dünya flamingo nüfusunun yüzde onunun yaşadığı İzmir Gediz Deltası’nın UNESCO Dünya Doğa Mirası unvanını alması için gerekli yasal süreci başlattık. Birgi ve kıyılarımızdaki Ceneviz Kaleleri’nin UNESCO hazırlık süreçleri de devam ediyor. Kültür mirasımızın korunması ve gün yüzüne çıkarılması için İzmir genelinde gerçekleştirilen 14 arkeolojik kazı çalışmasına maddi destek sağlıyoruz. Yaklaşık 8 milyon liralık bu destek sayesinde Kadifekale’nin yamaçlarında bulunan Smyrna Antik Tiyatrosu’nun kazı çalışmalarını hızlandırdık. 20 bin kişilik bu antik tiyatro gün yüzüne çıktığında İzmir kent merkezi ve Kadifekale yepyeni bir görünüme kavuşacak. Biz, yaklaşık yüz yıl önce İktisat Kongresi ile temelleri atılan “İzmir bir fuarlar şehridir” vizyonuna görev icabı değil, gövdemiz ve yüreğimizle inanıyoruz. Bu yüzden İzmir’in her bir tüccarı, sanayicisi, üreticisi ve esnafı bizim yol arkadaşımız. İşte bu yüzden 2022’de 18 yeni fuar düzenleyerek İzmir’deki fuarların sayısını 13’ten 31’e çıkardık. Fuarlarımızla 34 sektöre ve 210 alt sektöre hizmet ediyoruz. Belediye şirketimiz İZFAŞ’ın düzenlediği fuarları bu yıl 2.5 milyon kişinin ve 145 ülkenin ziyaret etmesini bekliyoruz. İzmir fuarlarının yarattığı toplam ticaret hacmi 5 milyar lira, kent ekonomisine sunduğu katkı ise yüzlerce milyon lira.”

EXPO 2026 VİZYON PROJEMİZ
“Önümüzdeki süreçte, İzmir’de çalışmalarını yoğunlaştıracağımız bir vizyon projemiz Expo 2026.  Türkiye’nin ilk büyük yeşil dönüşüm projesini gerçekleştirmemize vesile olacak Expo 2026 ile yurt içi ve yurt dışından yaklaşık 4 milyon 700 bin ziyaretçiyi İzmir’de ağırlamayı hedefliyoruz. Expo 2026 İzmir’in uluslararası alanda bilinirliğini artırdığı gibi Dünya Expo’suna giden süreçte de İzmir’e yol gösterecek. Dahası, İzmir yarım asırlık kanayan yarasını, Yeşildere sorununu çözecek.  Diğer bir önemli organizasyon ise yine İzmir Enternasyonal Fuarına paralel olarak Eylül ayında düzenleyeceğimiz Terra Madre Anadolu gastronomi fuarı. Terra Madre Anadolu’da, Türkiye’nin dört bir yanındaki küçük üreticileri dünya gastronomi piyasasıyla buluşturacağız. Doğrudan ihracatçı olmalarına katkı sağlayacağız"

METRO PROJELERİNDE SON DURUM
Geleceğin İzmir’inin en önemli parçalarından biri raylı sistemler olacak. Bu nedenle İzmir’i demir ağlarla örüyoruz. Projelerimizi geliştirdik, merkezi hükümetten gerekli onayları aldık, finansman kaynaklarını temin ettik. İki yıl içinde Narlıdere metro tüneli kazısını tamamladık ve beş yeni güzergahta daha yeni metro yatırımları başlattık. Çiğli Tramvayı da yapım aşamasında. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında Narlıdere Metrosu ve Çiğli Tramvayı’nı hizmete almış olacağız.  28 kilometrelik Karabağlar Gaziemir Metrosu, 27.5 kilometrelik Otogar Kemalpaşa Metrosu ve 5 kilometre uzunluğundaki Örnekköy Yeni Girne Tramvay Hattı İzmir’e kazandıracağımız yeni güzergahlar. Ve son olarak Buca Metrosu’nun yapım hazırlıklarına başladık. Buca Metrosu, Türkiye tarihinde bir belediyenin kendi kaynakları ile yaptığı en büyük yatırım ve İzmir tarihinin en büyük projesi.   Buca Metrosu her gün İzmir nüfusunun onda birini taşıyacak. Günde on İzmirli’den biri, yani 400 bin İzmirli bu hattı kullanacak. Buca’nın en uzak mahallesi Çamlıkule ile İzmir Körfezi arasındaki ulaşım süresi 15 dakikaya inecek. Bu devasa yatırımı merkezi hükümetten tek kuruş destek almadan, tümüyle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin imkânlarıyla yapıyoruz.  İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin güçlü finansal yapısı sayesinde, Buca Metrosu için 490 Milyon Euro'luk uluslararası yatırım kredisi temin ettik. 3,2 faizle aldığımız bu krediyi, dört sene anapara geri ödemesiz olarak 12 yılda ödeyeceğiz. Buca Metrosu dünyanın fizibilitesi en yüksek metro yatırımlarından biri. Dünya genelinde bir metronun kendi finansmanını karşılama süresi ortalama 30 yılken biz bunu yarı süresinde gerçekleştireceğiz.   Trenleriyle beraber 765 Milyon Euro’ya mâl olacak Buca Metrosundan elde edilmesi beklenen yıllık işletme geliri ise yaklaşık 45 milyon Euro. Metro inşaatı dört yıl ödemesiz dönemde tamamlanacak ve hat işletmeye açıldığında elde edilecek işletme geliri ile finansmanın geri ödemesi yapılacak. Dolayısıyla kimsenin cebinden para çıkmadan İzmir bu olağanüstü büyük yatırıma kavuşmuş olacak. Ayrıca Buca Metrosu’nun taşıyacağı 400 bin yolcuyu şu anda otobüs ve minibüslerle taşıyoruz. Metro tamamlandığında Belediyemiz yılda 48 milyon Euro tasarruf edecek”

KARAR İHALE İPTALİ DEĞİL!
Buca Metrosu ihalesindeki yargı süreci hakkında da değerlendirme yapan Başkan Soyer, "Biz kamu hukukuna tabi bir ihale yapmadık. Bulduğumuz finansman kaynağı nedeniyle Avrupa Yatırım İmar Bankası’nın uluslararası sistemine göre yaptık. Türk Hukuk Sisemi'nin bu ihale ile ilgili bir yetkisi yok. Karar ihalenin iptali değil! Biz idari işlemleri yerine getirdik. Danıştay kararı onasa da onamasa da sonuç değişmiyor. Onarsa idari işlemleri yapma yükümlülükleri altına giriyoruz ki yaptık. Buca Metrosu’nun süreçleri aynen devam ediyoruz. Danıştay'ın sonucu en kısa süreç içerisinde açıklayacağı bilgisi geldi. Bizim açısından süre kaybına uğranılan bir durum yok" şeklinde konuştu.

 
Reşat altın 104 yıl sonra yeniden basıldı
 
Kanlı biten 'yol verme' kavgasına 8 tutuklama!
YORUMLAR
Toplam 9 yorum var, 9 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
vatandaş 7 Temmuz 2022 Perşembe 22:42

AKP li vatandaş rumuzu ile yazdıklarıma eleştire getiren arkadaş ya yazdıklarımı iyi okumamış , izmir de yaşamıyor yada bir dönem akp oy vermiş sonradan güce taparak soyer in yanına geçmiş tek taraflı düşünce ile savunmaya geçen biri... ben akp li olsam akparti yazarım ...akp yazmam yazdığım yazıda " başarısız merkezi hükümet " diyorum... her halde yunan hükümetinden bahsetmiyorum... Ankara kast ediliyor... sonra eşler ve izmir den başka örnekler var diyorum ...Eğer İzmir i biraz biliyorsa İZTO olduğunu anlardı. Midilli , izmir evleri çok doğru eleştiriler sen belediyeninin gemilerini midilliye zararına gönderirsen eleştirilsin... bu gemilerle izmir de farklı bir hat koy da izmir vatandaşı yararlansın ...Bu krizde orta kesim çöktü fakir daha fakir oldu... Sen zengine hizmet etme sayın soyer...İzmir de alsancak ta tekel yanındaki yeri neden imara açtın ...Aziz bey açmadı , çevre bakanlığı açtı aziz bey mahkemeye verdi iptal ettirdi..sen koltuğa otur izmir in zenginlerine yeni bir rant kapısı aç...allahtan hala dik duran dürüst odalar var verdiler mahkemeye iptal ettirdiler... ben oy vermeye başladığım ilk dönemden itibaren hep chp ye oy verdim bir kez de dsp ye... yine yazımda merkezi hükümetin baskısını yazdım ama seçilen adaylarda öyle hatalar yapıyor ki görevden alınıyorlar...hiç haber okumuyorsun galiba incele lütfen urla dan başla , diğerleri , karşı tarafa geçen meclis üyeleri ... 4 milyon kentten aday mı bulamadı chp bu riskli kişileri koydu ve akp tepkisi ile gidip hepimiz oy attık... Bundan sonra yok artık bu seçimde akp gidecek ve oylarımız üzerindeki ipotek kalkacak...kim doğru aday gösterirse oyum ona ... sen dar bakış acınla iktidar seçmenleri gibi eleştirilere bir trol gibi cevap ver...körfez kokusunu hiç yazmadım maalesef o koku neyse iyi akşamlar

Yorumu oyla      3      4  
Geçmişe çamur atmayın? 7 Temmuz 2022 Perşembe 20:13

Rahmetli Priştina döneminde gerçekleşen Büyük Kanal Projesinden sonra körfez ciddi bir şekilde temizlendi ve insanlar körfezde balık tutmaya başladı. Körfezi temiz tutacak olan sirkülasyon kanalları projesine Aziz ve Bey ve Bilim adamları büyük emek verdi. Fakat siz birilerinin aklına uyarak projeyi durdurdunuz. Geçmişte Körfezi temizlemiş olan Büyük Kanal projesinin de doğru dürüst işletme ve bakımı yapmayı beceremediniz. Kalkmış geçmişte hizmet eden kendi partililerinize çamur atıyorsunuz. Ayıptır. Ayıp.

Yorumu oyla      4      4  
Yorgun demokrat 7 Temmuz 2022 Perşembe 19:34

Söylem super, sorunlara çözüm yok erteleme var. Masada buyuk projeler pratikte koku.

Yorumu oyla      4      4  
Tasarruf 7 Temmuz 2022 Perşembe 16:20

“ ESHOT bu hatlardaki araçları çektiği için olağanüstü tasarruf sağladı . Kooperatifler müşteri sayısını ikiye üçe katladı ( müşteri garantili ) ve vatandaşlarımız (120 dk. aktarma hakkı olmadan ücretli ulaşım sağlayan vatandaşlara sordunuz mu ? yüksek kalitede taşıma hizmeti almaya devam etti. “ İzmir BB Başkanı sayın Tunç Soyer İZTAŞIT uygulamasının ; otoyolların , köprülerin , elektriğin özelleştirilmesinden ne farkı var. Şimdi İzmir merkez ilçelerdeki 1117 dolmuşçu biz de kooperatifleştik , ESHOT merkezdeki araçlarını ( otobüslerini ) çeksin , bizlerinde müşteri sayımız üçe beşe katlansın , ESHOT tasarrufları olağanüstü sınırlarını da aşıp , yep yeni , süper olağanüstü tasarruf yapsın, bundan böyle şehir merkezinde belediyeye ait yeni raylı sistem hatları falan istemiyoruz , biz tüm yolcuları taşırız derlerse ne cevap verirsiniz ?

Yorumu oyla      3      5  
akp li Vatandaş 7 Temmuz 2022 Perşembe 16:07

Sen bırak belediyenin raporunu,şu haberde yazılanları bile okumamışsın.Başkan,bunca ekonomik güçlüklere,merkezi ablukaya rağmen yaptıklarını tek tek anlatıyor,ve de hepsi takdiri hakediyor.Bunun yanında koltuklara oturanların hangisinin eşine kulvar açılmış,akp ile karıştırma.Bunun yanında İzmir evi açmanın ada veya midilliye gemi kaldırmanın neresi kötü.Belediye başkanlarının akp tarafından görevden alınmaya çalıştığını sizin gibiler hariç herkes biliyor,velevki doğru bile olsa Soyer ile ne alakası var.Diğer yazdıklarının hepsi yalan,dolan ıvır zıvır dedikodular,ayıptır,günahtır

Yorumu oyla      4      9  
Düz Partili 7 Temmuz 2022 Perşembe 15:42

Sayın SOYER,çok güzel bir anlatım olmuş,keşke çoğunu gerçekleştirmiş başkan olsaydınız,Alyanak,Çakmur,Priştina, Ozfatura,KOCAOĞLU,Osman Kibar gibi izmir belediye başkanları altın sayfalarda olsaydınız,malesef genel merkez ve izmir halkında büyük bir hayal kırıklığı yaşatınız,ve rakip partinin değirmenine su taşıdığını biliniz çünkü hizmet yok halk yok ama siz ve yakınlarınız arkadaşlarınız ve bir takım yandaşlarınız çok iyi durumdadır,devamını şayet yine genel merkez karar verecektir verilen her türlü karara saygı duyacağız ama oy vereceğimiz kesin değil,ön seçim olursa seçtiğimiz adayları destek veririz her zaman olduğu gibi...

Yorumu oyla      12      4  
7 Temmuz 2022 Perşembe 15:42

Opera binasını başka bir projeye dönüştürme gibi bir hataya sakın ola ki düşmeyin.

Yorumu oyla      9      4  
vatandaş 7 Temmuz 2022 Perşembe 15:11

Bebelerin SÜTLERİ ne olacak büyük başkan!!! Aylardır TIK yok. Nasıl bi sosyal belediyeciğiniz var?

Yorumu oyla      11      5  
vatandaş 7 Temmuz 2022 Perşembe 14:34

Sayın soyer üzülerek ifade etmek istiyorum. Beklentilerin çok altında kaldınız bir başarı hikayeniz yok maalesef ve bu durum İzmir de bir sonraki dönem büyükşehir in kaybedilmesine neden olacak... En büyük sorunlardan bir taneside koltuklara oturanların eşlerine bir şekilde kulvar açması yönetime veya projelere katılmaları...İzmir sizin gibi çok örnek var... halktan sorunlardan kopuksunuz avrupa gezerek , izmir evi açarak , ada ya yani midilli ye gemi kaldırarak seçim alınmaz... yollar delik deşik , ulaşım felç ( dua edin başarısız merkezi hükümete benzin zammı biraz trafik yükünü aldı ) bürokratlarınız , meclis üyeleriniz dökülüyor... siyasi iktidarın bazı konularda abartısı olsa bile belediye başkanları teker teker görevden alınıyor savcılığa gidiyor... bazıları ciddi ithamlar bunu da görmek gerekir... Sermaye ile kol kolasınız onlara şirin gözükmek için olmayacak imarları verdiniz...Aziz beyin vermediği... gülerek , aşkla , kravatlı kasketli ,zaman zaman poşulu resimlerle seçim alınmaz... şimdi merakla bekliyoruz bakalım belediye binasını kaç ayda yıkacaksınız yönettiğiniz binanın yolu 3 yıldır köy yolu yandan bloklu hiç mi görmüyorsunuz... Bisiklet şovunuzda kısa sürdü... hele asansör de kendinize ev yapmanız... neyse yazacak çok ama çok şey var.. kültürpark dan girip seferihisar dan çıkmak var....olmuyor sayın soyer olmuyor

Yorumu oyla      29      10  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Menderes'te şok! İçişleri Kayalar'ı görevden aldı!
İçişleri Bakanlığınca, yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında gözaltına ...
Soyer'den çarpıcı 100'üncü yıl mesajları... 'İzmir Dünya Barış Ödülleri’ başlıyor!
İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun 100’üncü yılı kapsamında düzenlenecek ...
Başkan Eriş’ten rakamlarla üç yıl sunumu!
Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, Ödemiş Belediyesi’nin üç yıllık çalışmalarını ...
 
Bucalılar hünerlerini sergiledi!
Buca Belediyesi ve Halk Eğitim Merkezi işbirliğinde semt evlerinde yıl ...
Alaturka Akşamlar Menemen'e damga vurdu!
TRT'nin ilgiyle izlenen ‘Alaturka Akşamlar’ müzik programının canlı yayını ...
Güzelbahçe’de bayram temizliği
Güzelbahçe Belediyesi, Kurban Bayramı öncesi parklar ve çocuk oyun gruplarına ...
 
Büyükşehir bir ilçede daha çocukların yüzünü güldürdü!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in arka mahallelerdeki çocukları ...
Kadınlar mozaikle buluştu
IOM- BM Göç Kuruluşu Mobil Psikososyal Destek Takımı tarafından düzenlenen ...
Çiğli'de 'emsal' tartışması ipleri gerdi... AK Parti ve CHP karşı karşıya!
Çiğli Belediye Meclisi’nde AK Partili Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe’nin önceki ...
 
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bir acayip zor yarış!
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
157. yaş günü sürprizi körfezin ölü balıkları!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (7) 'Yazlık Sinemalar'
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Kartla ödemede 'derin' sorular!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Yolun sonu
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Buraya kadar!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Pişmanlıklar
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Gürgen Kral
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Stoilov’a nazar değdi!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva