HABERLER>GÜNCEL
18 Şubat 2023 Cumartesi - 12:27

Başkan Önalan’dan ‘suni deprem’ çıkışlarına tepki: ‘39 depremini de mi HAARP yaptırdı?

Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, Amerikan HAARP teknolojisinin Türkiye ve Suriye’yi vuran depremle ilgisinin kurulması ile ilgili açıklamaları eleştirerek "Uzay Ajansı’nın başındaki arkadaş, “Uzaydan buraya uydulardan bir şeyler göndererek fayları kırıyorlar” demiş. Bu arkadaş Uzay Ajansı’nın başında! Peki, o zaman 1939, 1970 depremlerini de HAARP mı yaptı?" dedi.

Başkan Önalan’dan ‘suni deprem’ çıkışlarına tepki: ‘39 depremini de mi HAARP yaptırdı?

EGEDESONSÖZ- Türkiye’yi derinden sarsan Kahramanmaraş merkezli ve Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay’da büyük yıkımlara neden olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremin yaraları sarılmaya çalışılmaya devam ediyor.  

SonSöz TV’de yayınlanan programda Gazeteci, yazar Muhittin Akbel’in konuğu olan Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, deprem felaketini değerlendirdi.

EN BÜYÜK FELAKET
Sözlerine yaşanan depremde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza rahmet yaralılara acil şifalar dileyerek başlayan, Başkan Koray Çetin Önalan, şunları söyledi:

“Türkiye’nin yaşamış olduğu en büyük afet. Anadolu’da yaşanan hareketlilik bugünün hareketliliği değil. Anadolu çok genç bir coğrafya. Depremler oldu oluyor ve olmaya devam edecek. Çok genç şahane bir coğrafyada yaşıyoruz. Ancak bu coğrafyanın dayattığı bir kader var. Bu coğrafya bizim kaderimiz. Fakat 21. Yüzyıla geldik, bu coğrafyada yaşanan afetler bizim kaderimiz olmamalı. Türkiye, daha önceki yaşadığı depremlerden ders çıkarmadı. 1939 yılındaki Erzincan depremi sonrası deprem konusunda önemli bir bilimsel çalışma yapılmıştı. Çok değerli bir bilim insanı, Profesör Dr. İhsan Ketin hocamızın yaptığı bir çalışma. 1939 depreminden sonra çok ilginç bir saptaması var İhsan hocamızın. Bu saptamada Prof. Dr. İhsan Ketin,  “Benim de içinde bulunduğum İnceleme Komisyonu’nun asıl görevi, deprem sırasında tümüyle yıkılan Erzincan’ın yerine kurulması düşünülen yeni Erzincan şehri için; ‘Zemini sağlam, depremden en az etkilenecek bir sahanın tespit edilmesiydi. 1940 Nisan ayı içinde bölgeyi inceleyen komisyonumuz, sonuçlarını, bir raporla Başbakanlığa takdim etmiş ve burada; Yeni Erzincan şehrinin, Kemah Boğazı’nın (Fırat- Karasu nehrinin) Erzincan ovasına ulaştığı kesimde, Eosen yaşlı kireçtaşlarının yaygın olduğu ‘sağlam zemin’ üzerine kurulması öngörülmüştür. Birkaç hafta sonra, Başbakanlıktan üniversiteye gelen cevapta; İdari- ekonomik- iskân- ulaşım ve benzeri güçlükler nedeniyle, yıkılan Erzincan şehrinin yine aynı mahallede, (hatta biraz daha kuzeyde, aktif bir fay çizgisine yakın yerde) kurulmasına hükümetçe karar verilmiş olduğu bildirilmekte idi; nitekim de öyle oldu. Tanrı bu güzel şehri 7-8 büyüklükte yeni bir deprem felaketinden korusun! Ne yazık ki, bu satırları yazdığım 13 Mart 1992 Perşembe günü akşamı saat 19.20’de Erzincan’ımız 6.3-6.8 Richter ölçeğinde yeni bir depremle tekrar yıkılmış, çok sayıda insanımız hayatını yitirmiştir” diye yazmıştır hatıralarında. Bu ülkede bilime inanmak ya da inanmamak gibi bir şey olabilir mi? Bilim insanı tehlikeyi gösteriyor, çözümü gösteriyor, ama devlet tehlikeli bile bile yıkılan şehrin üzerine yeni Erzincan’ın kurulmasını istiyor. Bakın Kahramanmaraş depreminden 13-14 ay önce, yıkılan illerden birinde benim meslektaşım, oradaki fayların üzerinde hendekler kazılarak araştırılmasını söylüyor, karşılığında belediye başkanı bir çukur ile fay hattının tespit edileceğine inanmıyorum diyor” ifadelerini kullandı.

FELAKET BOYUTUNDA OLMAYABİLİRDİ
Depremde meydana gelecek afetin öngörülemeyecek şeyler olmadığından bahseden Başkan Önalan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yapılacak şeyler basit. 2 önemli konu var; bunlardan ilki, deprem en çok sulak alanlarda yani ovalarda yıkar. İkincisi ise diri fay hatların üzerinde yıkar. Bu durumda 2 şey yapmak lazım, bir ovalar ve sulak alanları tarım için kullanacağız. İkincisi ise diri fay hatlarının üzerine bina yapmayacağız. Eğer biz bu iki şeyi yapmış olsaydık bu felaketle karşı karşıya kalmış olmayacaktık. Kuşkusuz çok büyük bir deprem, bu depremin sıkıntısını gene yaşayacaktık ancak, felaket boyutunda olmayacaktı. Bu deprem bilinmedik sürpriz bir deprem değildir. 1996 yılında devletin kendi elemanları bu bölgelerde çalışmalar yapıyorlar. Ve bir harita çıkarıyorlar. Bu haritada arkadaşlarımız sismik boşlukları incelemişler. Sismik boşluk ne demek açıklayayım; Bir yerde çok önceden deprem olmuş ancak uzun süredir suskunluk içerisinde olan her an deprem üretme potansiyeli olan alanlara biz sismik boşluk diyoruz.  Buralarda oluşabilecek depremler yıkıcı depremlerdir. Harita, 1999 depreminden üç sene önce yapılmış. Bakın haritada 99 depreminde kırılan fayın olduğu yeri sismik boşluk olarak göstermişler. Bu haritada gösterilen sismik boşlukların tümü 1999 yılından beri teker teker kırıldı. En son işte Kahramanmaraş’ta 2 tane fay kırıldı. Yani deprem geliyorum dedi. Devletin önüne rapor konulmuş, bu rapor önünüze geldiğinde eğer siz bilime inanıyorsanız yapacak olduğunuz şey; haritanın gereğini yapmaktır.”

EKONOMİDE 20 YIL GERİYE GİTTİK!
Depremin yıkımına dikkat çeken Başkan Önalan, “Bizim yerleşim kültürümüzde sorunlar var. Bu kültürü henüz oluşturamamışız. Bir bölgede önce şehir planlaması yapılır, şehir planlamasının aklı ise Jeolojik Jeoteknik etik raporlardır. Bu yıllardan beridir var, bir kent planlanıyorsa önce jeolojik, jeoteknik etütlerini yapacaksınız. Eğer yapılmış olup önlemler alınsaydı bu felaket bu denli olmayacaktı. 10 İlden bahsediyoruz, Türkiye’nin en büyük yıkımlarından birisidir. Belki 20 yıl ekonomide geri gittik. Bu durumlar önlenebilirdi. Önlenmesi için gerekli tedbirler alınmadı. Şu anda bir takım tedbirler alınıyor, ben umuyorum ki Türkiye’de bir paradigma değişikliği olur. Çünkü Türkiye hala deprem ülkesi, bu deprem ülkesinde bilim insanlarının, meslek odalarının söylediği her şeye inanmak zorundasınız!” dedi.

İBRETLİK BİR FOTOĞRAF!
Depremin simge fotoğraflarından olan binayı yorumlayan Başkan Önalan, “Bu fotoğrafı gören bir yer bilimci hemen şunu söyler, ‘bu bina sağlam yapılmış ancak binanın yapılan yeri yanlış’. Bu bina ovaya yapılmış. Yeraltı su seviyesi, yüzeye son derecede yakın. Deprem olduğu anda sıvılaşma denilen olay meydana geliyor. Su yukarıya doğru hareket ederse temelin tutunacağı yeri kalmaz. Binalar bu şekilde devrilir. Mühendislik çalışmaları ile bu binayı sıvılaştırmaya korumaya yönelik tedbir alınabilir. Ancak biz şunu söylüyoruz. Ovalarda yerleşmeyi terk edelim! Kaya zemin üzerinde eğer diri fay hattı geçmiyor, heyelan düşme riski yoksa, kaya zeminler yerleşim için en uygun yerlerdir. İnsanlarımızın yerleşim yerlerini mutlaka daha güvenli bölgelere çevirmek zorundayız. Yapı Denetim Sisteminin kendi içerisinde hatalı olduğunu gösteren bir video var elimizde. Çizgi boyunca fay kırılıyor. İleride bir çit var ve çit, yer değiştiriyor, orasının hemen güneyinde evler var. En çok zararı o evler görüyor. Çok basit; diri fay üzerine ev yapmayalım, ova ve sulak alanları imar dışı tutalım. Yapı Denetim sistemini muhakkak gözden geçirmek zorundayız. Yapı Denetim kuruluşları işlerini iyi yapmaya gayret gösteriyorlar ancak istem yanlış. Yapı denetim sistemi kendi içerisinde hatalı. Yapı Denetim Sistemi, projeniz sizin zemin ve temel etütleri bitiği zaman geliyor. Yani proje hazırlandıktan sonra Yapı Denetimin önüne geliyor. Peki, ondan öncesi? Zemin ve temel etütleri bu ülkede denetim dışı. Arazide sahada yapılan çalışmalarla ortaya çıkan durumları siz denetleyemiyorsunuz. Yapı Denetim Sistemleri içerisinde çok kıymetli meslek erbabı var, ancak yer bilimciler yok. Yapı Denetimin İçerisinde siz temelden beri denetleyecekseniz, yer bilimcileri dahil etmek zorundasınız” dedi.

AFET RİSK TABANLI SİGORTA SİSTEMİNE GEÇİLMEK ZORUNDA
Yapı Denetim Sistemi üzerinde yeni bir paradigmaya geçilmesi gerektiğini ifade eden Başkan Önalan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye’de çok büyük konut açığı var. Yüz binlerce konut yıkıldı. Buradaki insanlar göç ediyorlar. Bu göç beraberinde konut açığını artırıyor. Bu kadar yoğun yapılaşmanın içinde Yapı Denetimin içerisindeki arkadaşlar gerekli süre bulamadıkları için yeterli denetimi yapamıyorlar. Sistem çok hızlı ilerliyor. Türkiye afet risk tabanlı bir sigorta sistemine geçmek zorundadır. Yani Yapı denetim sistemi sigorta sistemi ile entegre edilmek zorundadır. Kahramanmaraş depreminde yıkılan binaların içinde, yapı denetimden sonra yıkılan binalar da var. O zaman ne yapacağız paradigmayı değiştireceğiz. Bu depremin bilançosunu biz karşılayacağız. Yurttaşlarımız yardım ediyor. Ortaya çıkan bu zararı Türk halkı vergileri ile ödeyecek. Oysa bunun böyle olmaması lazım bizim riskleri belirlememiz ve bu risklere karşın sigorta yapmamız lazım. Bu depremi sadece yer bilimi açısından değerlendirmemek lazım. Depremin sonucunda ortaya çıkan afet, bizlere depremin bir zemini, bir de üst yapısı var diyor. Biz bunun zemini ve temeli ile ilgileniyoruz. Ancak dikkat edersiniz ki yıkılmayan binalar da var. Yerleşim alanını doğru planlamamışsınız. Tabiat ve doğa ile kavga etmeyeceksiniz. Doğayla kavga edebilmek için ondan güçlü olmamız gerekir, ancak doğa her zaman bizlerden güçlüdür.”

ÇOK UTANÇ VERİCİ
Depremin ardından kamuoyunda tartışılan, suni deprem tartışmalarını yorumlayan Başkan Önalan, bu konuda sert konuştu:

“Bunlar çok ayıp şeyler, utanç verici şeyler. Biz neler ile uğraşıyoruz. Daha demin bir habere denk geldim. Doğru mu, yanlış mı bilmem ancak, Uzay Ajansı’nın başındaki arkadaş, “Uzaydan buraya uydulardan bir şeyler göndererek fayları kırıyorlar” demiş. Bu arkadaş Uzay Ajansı’nın başında! Peki, o zaman 1939, 1970 depremlerini de HAARP mı yaptı? Yapmayın etmeyin bakın gösterdik, anlattık bilim insanları yıllar evvel söylemiş. Bizim bunlarla uğraşmamamız lazım. Bu depremde çıkan enerjinin ne kadar büyük bir enerji olduğunun farkında mısınız? Bu enerjiyi ortaya çıkarabilmek için, bu enerjinin karşılığında bir güç uygulanması lazım oraya. Böyle bir şey olamaz. Ciddi şeyler konuşalım. Bizim bilimi konuşmamız lazım.”

 
New York'tan 420 ton yardım malzemesi yola çıktı
 
Başkan Sürekli'den yardım raporu ve eleştirilere yanıt: Birlik ve beraberliğimize gölge düşüremeyecekler
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
İsmail Hakkı Karamanderesi 7 Mart 2023 Salı 23:36

Eline ağzına sağlık Koray. İnşallah okuyanlar anlayarak ve düşünerek okurlar. Selamlar sevgiler

Yorumu oyla      3      4  
Lombak 18 Şubat 2023 Cumartesi 14:05

Aslında konu haarp vs. değil artık. Depremin meydana geldiği yer itibarıyla artık beka sorunumuz bulunmaktadır. Fırat Kalkanı, Zeytin dalı ve Barış Pınarı harekatının amaçları olan YPG-ABD ikilisinin Suriye'nin petrolünü çalarak batıya açılan koridor olan Hatay üzerinden dünya pazarlarına satması amacı engellenmiştir. Deprem nedeniyle nüfusu azalan ve demografik yapısı değişme tehdidi altında olan Hatay beka sorunu haline gelmiştir. Olan olmuştur. Acilen binaların yapılıp eski yapısına kavuşturulması gerekmektedir. Su uyur düşman uyumaz.

Yorumu oyla      5      9  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
New York'tan 420 ton yardım malzemesi yola çıktı
Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan ve New York Başkonsolosu ...
296'ncı saat mucizesi...2 kişi enkazdan kurtarıldı!
Hatay'daki kurtarma çalışmalarında bir mucizeye tanık olundu. Üzerinden ...
Macar ekip 'öldü' dedi, AKUT kurtardı
Hatay'da depremde Balcı ailesi yıkılan binanın altında kaldı. Kurtarma ...
 
Depremin simgele ismi Server Beşirli'ye otomobil hediye edildi
Kahramanmaraş merkezli ve 10 ilde yıkıma neden olan depremlerin ardından ...
Sefa Taşkın yazdı... ''Orda kimse var mı? İzmir: 10 Temmuz 1688: 11.45''
Bergama eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın, İzmir'de geçmişte yaşanan büyük ...
Fay hattı üzerine kurulu köyde sadece 3 ev kaldı
Fay hattı üzerine kurulu Kahramanmaraş'taki Kuyumcular Köyü neredeyse ...
 
'Hayata tutunsun diye oğlunun öldüğünü söyleyemedik'
Kahramanmaraş'taki depremlere Hatay'daki evinde ailesiyle yakalanan Hülya ...
İnşaat Mühendisleri Odası: Hatay, Bayraklı'nın kaderini yaşadı
İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, İzmir'de ...
EPDK'dan 'mücbir sebep' kararları
Depremlerin, elektrik piyasasındaki önlisans veya üretim lisansı sahibi ...
 
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
İzmirli kız ve Onur E. Yıldız meselesi
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Sinema dünyasına İzmirli iki yıldız!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İzmir’in sokakları hem kız hem deniz kokar… 
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çocuk nasıl şımarır?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (8) 'Sokak satıcıları'
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva