EGEDESONSÖZ - Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'nin iptali ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için 2 günlük iş bırakma eylemi yapan aile hekimleri bugün de üyesi oldukları sağlık meslek örgütleri ile birlikte İzmir İl Sağlık Müdürlüğü'nün önünde basın açıklama yaptılar.

İzmir, Tabip Odası, İzmir Aile Hekimleri Derneği, Birinci Basamak Birlik Ve Dayanıma Sendikası, Aile Sağlığı Çalışanları Sendikası, Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği, İzmir Aile Sağlığı Çalışanları Derneği, Genel Sağlık İş ve Ses İzmir Şube tarafından yapılan açıklamada Sağlık Bakanlığı'na taleplerini hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Basın açıklamasını okuyan İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Uz. Dr. Muteber Çolak, 'Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de covid-19 pandemisi ile iki yılı bitirmek üzereyiz. Böyle zorlu bir süreçte sağlık bakanlığının yanımızda olmasını beklerdik. Fakat onlar hizmeti daha nitelikli hale getiren uygulamalar yapmak yerine iş barışını bozan ceza yönetmeliği çıkarmayı tercih etti. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin amacı topluma koruyucu sağlık hizmeti vermektir. Ülkemizde aile hekimliği sistemine geçilmesiyle birlikte bir dizi sorun ortaya çıktı. Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları sözleşmeli çalışmaya başladı. Daha önceden Sağlık ocağı olan binalarımıza kira ödemeye başladık. Elektrik, su, doğalgaz faturalarını biz ödemeye başladık. Taşeron firmalardan personel ve hemşire çalıştırmak zorunda kaldık. Tıbbi atıklarımızın imhasını, aile sağlığı merkezinde kullanılan sabundan ilaca her şeyi kendimiz temin etmek zorunda kaldık. Aile sağlığı merkezleri bize ait özel bir işyeri oldu. Bütün bunlar olurken ücretsiz izin hakkımızı kaybettik. Ücretli rapor hakkımız da elden gitti' dedi.

Okunan ortak basın metni şu şekilde:

Kamu hastanelerinde performanstan kasıt ilave ücret almak iken bizde vatandaş çocuğunu aşıya getirmedi veya gebeliğini bize bildirmedi diye maaştan para kesildiği negatif performans sistemi diye dünyada olmayan bir ücretlendirmeyle çalıştık.

Pandemiye rağmen negatif performans uygulaması devam etti.

Hastaneler karantina süreçlerinde poliklinik hizmeti vermezken biz normal poliklinik yapmaya devam ettik.

Aşılar üretildi Covid-19 aşılarını uyguladık. Covid hastalarının özelikli izlemleri, okul çağı çocukluk aşıları da bizim iş listemize eklendi.

Biz bu toplumun daha da sağlıklı olması için elimizden geleni yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz.

Fakat sağlık bakanlığı biz iyileştirme beklerken 30 Haziran 2021 de bir aile hekimliği ödeme ve sözleşme yönetmeliği çıkardı.

Yönetmeliğin bizlere negatif performansı katmerli hale getiren maddelerle dolu olduğunu gördük.

Kronik hastalık takip sistemi diye getirdiği uygulama, yapılması imkansız bir sistemle oluşturulmuş. Sözleşme yetkisi valilikten alınıp sağlık müdürlüğüne aktarılmış. Sözleme yenileme için müdürlüklerce keyfiyete açık komisyonlar oluşturulmuş.

Bu komisyonlar icraatlarına başlayıp İSTANBUL, DİYARBAKIR, TEKİRDAĞ, MUŞ, HAKKÂRİ de arkadaşlarımızın sözleşmelerini keyfi bir şekilde yenilemedi.

Tepki ve görüşmeler sonrası geri adım atılmış olsa da aynı komisyonlar duruyor. Bakalım gelecek yıl hangi il bu keyfi uygulamayla hangimizi cezalandıracak diye beklemek istemiyoruz.

Ağustos ayında yaptığımız grevler sonrası HYP 0,9 olan puanı 1 yaptıklarını açıkladılar. Fakat İzmir il sağlık müdürlüğü ayrı bir hukuksuzlukla hiçbir soruşturma yapmadan maaşlarımızdan para kesintisi yaptı. Aynı eylem bütün illerde yapıldı. İzmir dışında birkaç il para kesintisi yaptı ise de sonradan geri iade ettiklerini biliyoruz.

İzmir il sağlık müdürlüğü ağustos ayından bu yana yüzlerce arkadaşımızı soruşturmalarla uğraştırıyor. Birçoğumuzun soruşturmaları henüz sonuçlanmadı.

Bizlerde bu sonuçları mahkemeye taşıyarak bu hukuksuz uygulamaya sessiz kalmayacağız. Ülkemizdeki yasalar ve uluslararası sözleşmelerden doğan haklara dayanarak meşru hak arama mücadelemize devam ediyoruz.

Bizler bütün bu eylemlere enerji harcamak yerine bakanlıkla birlikte sağlık hizmetlerinin niteliğini artırmak için birlikte çalışmak isteriz. Fakat bakanlığımız`, bir bebek aşıya gelmediğinde bunu bildiren yazımızda, komşunun veya mahalle muhtarının beyanını kabul ediyor. Bizim beyanımıza inanmıyor. Bu koşullar altında bize de başka seçenek kalmıyor.

Cari gider ödemelerine yapılan yüzde 30 luk zam ne yazık ki yeterli değil. Kiralara, doğalgaza elektriğe, su faturalarına yapılan zamlar ortada. Asgari ücrete yapılan zammı da göz önüne aldığımızda sistem çökme noktasına gelmiş durumda.

Sağlıkta dönüşüm diye çıkılan yolda topluma umut pompalandı. Bütün sağlık sistemi çıkmaz sokağa gelmiş durumda. Hekimler ve diğer sağlık çalışanları çok ciddi tükenmişlik sendromu yaşıyor. Genç hekimler ülkeyi terk ediyor. Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları olarak artık bizler bu çalışma sistemini taşıyamıyoruz. Çözüm üretme konumunda olan bakanlık tam tersine ceza gibi bir yönetmelik çıkarıyor.

Buradan bir kez daha ifade ediyoruz biz bu ceza yönetmeliğini kabul etmiyoruz. Yönetmelikle getirilen düzenlemeleri yapmak mümkün değil. İnfaz komisyonlarını istemiyoruz. Keyfi sözleşme fesihlerini istemiyoruz.

Her geçen gün artan şiddet olaylarına karşı etkili bir şiddet yasası istiyoruz. Gereksiz ve mesnetsiz CİMER şikayetleri ile uğraşmak istemiyoruz.

İş güvencesi istiyoruz. Ücretli izin hakkı ve rapor hakkı istiyoruz. Negatif performans istemiyoruz. Gereksiz ve bizleri zorlayıcı raporlarla uğraşmak istemiyoruz. Askere alma muayenesi, spor katılım raporu, av tüfeği raporu gibi raporların birinci basamak bir değerlendirme olmadığını düşünüyoruz. Bu raporlar nedeniyle hastalarımızla karşı karşıya kalıyoruz.

Yapılması imkansız uygulamalarla baskı ve mobbing görmek istemiyoruz.

Ceza Yönetmeliği geri çekilene kadar mücadeleye devam edeceğiz.

14,15,16 Mart tarihlerinde üç gün derdimizi bakanlığa anlatmak için grevde olacağız. Sesimizi duyurana kadar mücadeleye devam edeceğiz.

Nitelikli sağlık hizmeti vermek için. İş yerlerimize keyifle gelip hizmet edecek enerjimiz

İsteğimiz kalsın diye mücadele ediyoruz. Bizler sağlıklı olursak ancak sağlık hizmeti verebiliriz.