HABERLER>YEREL YÖNETİMLER
2 Şubat 2022 Çarşamba - 13:18

AGROEXPO'da görkemli açılış!

İzmir'de gerçekleştirilen 17'nci AGROEXPO Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı açılışında konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in 'Başka bir tarım mümkün' sloganı üzerinden çağrıda bulunurken, "Belediyemizin de ekstra kaynak ayırması bizleri mutlu eder. Ancak burada yapılan işlerin ayak izlerinin daha belirgin olmasını arzu ediyoruz. Biz yapılan işlerde alkışlamasını biliriz ve başkanımızın yanında oluruz. Burada işin medyaya gösterdiğinden daha büyük ayak izleri olmasını arzu ederiz" dedi

AGROEXPO da görkemli açılış!

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Bu yıl 2-6 Şubat tarihleri arasında 17'ncisi düzenlenen  AGROEXPO Uluslararası Tarım Ve Hayvancılık Fuarı’nın açılışı yoğun katılımla gerçekleştirildi.

Fuar İzmir'de gerçekleştirilen açılış törenine  Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Orion Fuarcılık A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Tan, Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanı Jak Eskinazi ve İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener katıldı.

PAKDEMİRLİ: İZMİR'İN POTANSİYELİNİ GÜN YÜZÜNE ÇIKARAN…
Fuar açılışında konuşan Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli hükümet eli ile son dönemlerde tarımda yapılan yenilikleri vurgularken "Bugün, Ege'nin incisi, tarımsal üretim ve ticaretin merkez üssü İzmir'deyiz. İzmir'de tarım ve hayvancılığın kalbinin attığı, 17. AgroExpo Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuar'ı vesilesiyle bir aradayız. Türkiye'nin en büyük, Avrupa'nın dört büyük tarım fuarından biri olan  AgroExpo'yu; İzmir'in ve ülkemizin tarımsal potansiyelini gün yüzüne çıkaran  bir fuar olması sebebiyle oldukça önemsediğimi belirtmek istiyorum" dedi.

Sözlerini çalışmaları aynı titizlikle devam edeceğini belirterek sürdüren Pakdemirli şunları söyledi:

"Öncelikle, her yıl düzenlenen ve benim de katılmaya büyük özen gösterdiğim, bu organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum. Fuarın sektörün gelişimine büyük katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum. Son 3 yıldır, dünyada tarım anlayışının yeni boyutlar kazandığı bir döneme şahit oluyoruz. Pandemi ve iklim değişikliğiyle birlikte; gıda arz güvenliğini sağlayan tarımsal üretimin, ne denli stratejik olduğunu bir kez daha anladık. Ve bu konular; tarımsal üretimin küresel gündemin ön sıralarında yer aldığı, gıda fiyatları ve üretim girdilerinde dalgalanmaların en yoğun hissedildiği bir dönemi de beraberinde getirdi. Bu zorlu dönemde Bakanlık olarak; tarım, gıda, su ve orman gibi hayati ve bir o kadar da spekülasyona açık alanlarda faaliyet gösterdiğimizi de özellikle belirtmek istiyorum. Tarımsal üretimi, son 20 yıldır olduğu gibi siyaset üstü bir mesele şeklinde görerek adımlarımızı attık. Doğru politikalar, yerinde müdahaleler ve uzun vadeli hedeflerle;  sadece bugünün değil, geleceğin de planlamasını yaparak, projelerimizi ortaya koyuyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin etkin karar alma mekanizmasıyla; Ülkemizin, tarım-orman sektöründe bölgesinde lider, dünyada söz sahibi olma konumunu perçinleyerek sayısız projeyi hayata geçirdik.  İnşallah bundan sonraki süreçte de çalışmalarımızı ve bu çalışmalara yön veren projelerimizi aynı gayret ve titizlikle yürütmeye devam edeceğiz.

KÜÇÜKBAŞ VE BÜYÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞINDA AVRUPA'DA BİRİNCİYİZ
Ülkemiz doğu ile batının, kuzey ile güneyin tam kesiştiği özel bir konuma sahip. Diğer bir ifade ile, dünyanın tam merkezinde yer alıyor. Hava, kara ve deniz yollarının tam birleştiği noktada. Bu konum, ülkemize ticaret açısından önemli avantajlar sağlamaktadır. Ülkemiz 1,5 milyar insana ve 20 trilyon doların üzerindeki ticaret hacmine sadece 4 saatlik uçuş mesafesinde. Ülkemiz; Akdeniz'i Karadeniz'e bağlayan, Balkanlar,Kafkaslar ve Orta Doğu'yu birleştiren bir köprü vazifesi görüyor. Bu avantajlara sahip olan ülkemizi, dünyanın tarımsal üretim üssü yapmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Tabii bu avantajların yanı sıra; Avrupa kıtasından daha fazla biyolojik çeşitliliğe sahip olan ülkemiz;  zengin ürün yelpazesi ve bereketli topraklarıyla,  tarımsal yatırımcılara büyük fırsatlar sunuyor.  Fındıkta, kirazda, incir ve kayısı üretiminde dünya lideriyiz.  Küçükbaş ve büyükbaş hayvan varlığında Avrupa'da birinciyiz.

BAKANLIK OLARAK, TÜM YATIRIMCILARA GEREKLİ KATKIYI VE KOLAYLIĞI DA SAĞLAYACAĞIZ
Su ürünleri yetiştiriciliğinde Avrupa'da birinci sıraya yükseldik. Tarımsal alan bakımından, dünyada 31. sırada olmamıza rağmen, tarımsal hasılada Avrupa'da lider, dünyada ilk on ülke içindeyiz. Diğer bir ifadeyle; Türkiye, 25 milyar dolarlık ihracat ve 48 milyar dolarlık tarımsal hasılasıyla dünyanın en büyük onuncu tarım ülkesi. Türkiye küresel tarım ekonomisinde güçlü bir aktör.  Dünyanın en büyük üçüncü tohum bankası kapasitesine sahip Türkiye, tarım ürün çeşitliliğinde güçlü bir konumda.  Sebze, meyve ve diğer emtiaları hem üreten hem de ihraç eden ülkemiz,  pek çok üründe küresel tarım piyasasına etki edebilecek kapasitede. Dolayısıyla, buradan tüm yerli ve yabancı yatırımcılara sesleniyorum;  tarım ve hayvancılık yatırımları düşünüldüğünde bu bölgede en uygun ve en avantajlı ülke, Türkiye'dir.  Bakanlık olarak, tüm yatırımcılara gerekli katkıyı ve kolaylığı da sağlayacağımızı özellikle vurgulamak istiyorum.

BÖLGESİNDE LİDER, DÜNYADA SÖZ SAHİBİ KONUMA GETİRDİK
Son 20 yıldır tarımsal üretime yönelik verdiğimiz destekler ve yaptığımız yatırımlarla dünya ile rekabet gücümüzü artırdık. Verimli ve etkin stratejik planlar oluşturarak, geleceğe yönelik bakış açımızı güçlendirdik. Yine; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı yönetim etkinliği ile kaynaklarımızın verimli ve sürdürülebilir bir şekilde kullanımı için  stratejik planlamalar yapmaya devam ediyoruz. Bu planlamalar üzerinden de son 20 yılda; tarım-orman sektörümüzün tüm paydaşları ile birlikte, güçlü bir tarımsal üretim altyapısı oluşturduk. Tüketicilerimizin güvenliğini esas alan bir anlayışla, tarladan sofraya kadar gıdamızın güvenilirliğini sağladık ve sağlamaya devam ediyoruz.  Kıtaların ve çıkar mücadelelerinin kesiştiği bir coğrafyada yer alan ülkemizin, tarım sektörünü, yaptığımız çalışmalarla;  Bölgesinde Lider, Dünyada Söz Sahibi konuma getirdik.

ÜRETİCİ DOSTU POLİTİKALAR YÜRÜTÜYORUZ
Tarımsal üretimin, risklerden en çok etkilenen sektörlerin başında geldiğini dikkate alarak; üreticimizi korumak, tüketicimizi kollamak için mevcut uygulamalarımızı daha da etkinleştirerek, yeni uygulamalar geliştiriyoruz. Bu uygulamaları beş başlık altında topladık. Bunlar;  Tarımsal Destekler,  Sübvansiyonlu Tarımsal Krediler, Müdahale Alımları,   Gelir Koruma Sigortası  ve Sözleşmeli Üretim Biz buna, sürdürülebilir üretim için gereken “beşi bir yerde” diyoruz.  İlk olarak, verdiğimiz tarımsal destekler konusunu ele alacağım!  Son 20 yılda, reel rakamlarla toplam 462 milyar lira destek ödemesi yaptık. Verdiğimiz desteklerde, eskiye oranla muazzam bir artış sağladık. 2017 yılında 12,9 milyar lira olan tarımsal destek miktarını  2 kat artırarak 2022 yılında yaklaşık25,8 milyar liraya çıkarmıştık.  Biliyorsunuz; pandemi ve küresel ısınmanın etkileri ile dünya piyasalarında emtia fiyatlarında önemli artışlar yaşandı.  Çiftçimizi bu artışlara karşı koruma ve desteklemek maksadıyla  Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu haftaki kabine toplantısı sonrası 2022 yılında 25,8milyar lira olarak planladığımız tarımsal destekleme bütçesini, 3,2 Milyar Liralık ilave ile 29 milyar liraya çıkardığımızın müjdesini verdi. Böylece tarımsal destekleri son 3,5 yılda yüzde 125 oranında artırmış olduk. Yine “Kırsal Kalkınırsa, Türkiye Kalkınır” stratejisiyle,  kırsal kalkınmaya ayrı bir önem veriyoruz! 2006'dan bu yana; KKYDP, IPARD, ORKÖY, Uzman Eller Projeleri ile  toplam 326 bin projeye, 24 milyar lira destek verdik ve 465 bin kişiye istihdam sağladık. Tarıma ve kırsala dün olduğu gibi, bugün de yarın da pozitif ayrımcılık yaparak desteklemeye devam edeceğiz.  İkinci önemli başlığımız müdahale alımları!  Müdahale alımları ile üreticimizin alın teri ve emeğine sahip çıkıyor,  üretici dostu politikalar yürütüyoruz.

PİYASAYI ETKİN BİR ŞEKİLDE REGÜLE EDİYORUZ
Alım fiyatlarını hasat öncesi açıklayarak üreticimizi ezdirmiyor, piyasayı etkin bir şekilde regüle ediyoruz. Şeker pancarı alımında bu yıl üreticimiz alın teri ve emeğinin karşılığını almasını sağlamak için geçen yıla göre yüzde 90 artışla 800 liraya çıkardık.  Et ve Süt Kurumumuz tarafından, yetiştiricimizi korumak ve  piyasa regülasyonunu sağlamak amacıyla son 3 yılda yetiştiricilerimize; alınan ürünlerinin karşılığı olarak yaklaşıktoplam 8 milyar lira ödeme yaptık. Üzümü, inciri ve kayısıyı da bu dönemde müdahale alımı kapsamına dâhil ederek, üreticimizin piyasa fiyatlarının altında ürün satmasının önüne geçtik.   Üçüncü başlığımız sübvansiyonlu tarımsal krediler!  Çiftçilerimizin finansman ihtiyaçlarını rahat bir şekilde karşılamak amacıyla  uygun faizli kredi kullanma imkânı sağladık. Bu kapsamda; 2021 yılında, çiftçilerimiz toplam 114 milyar liraya yakın tarımsal kredi kullandı. Bu kredilerin yarıdan fazlası olan 66 milyar lirasını sübvansiyonlu krediler oluşturmakta. Dördüncü başlığımız gelir koruma sigortası! Üreticilerimizi hem verim hem de fiyat kaynaklı risklere karşı koruyan,  en gelişmiş tarım sigortacılığı ürünü olan Gelir Koruma Sigortası,  Avrupa'da ilk defa benim talimatımla ülkemizde uygulanmaya başlandı.  Ülke Tarımının geleceğine güç katacak, çiftçilerimizin emeğini teminat altına alacak bu uygulamanın temelini atmış olduk.  Bu yıl Konya'nın Cihanbeyli, Kadınhanı ve Karatay ilçelerinde  buğday ürününde uygulayacağımız Gelir Koruma Sigortasını,  2023 yılından itibaren tüm Türkiye'de yaygınlaştıracağız.

SAĞLIK GİDERLERİNDE YÜZDE 15 AZALIŞ  TESPİT EDİLMİŞTİR
Beşinci ve son başlığımız ise sözleşmeli üretim! Sözleşmeli üretimin çiftçimizi korumak için çok önemli bir sistem olduğunu biliyor ve ülke geneline yayıyoruz.  Sözleşmeli üretim, tarım sektörümüzü yeniden yapılandıracak ve  tarımsal üretimde dönüm noktası olacak çok önemli bir adımdır.  Bu konuda ihtiyaç duyduğumuz Kanuni düzenlemeler için  Gazi Meclisimizin milletvekillerine gerekli bilgilendirmeyi yaparak destek ve yardımlarını istedik. İnşallah tez zamanda sözleşmeli tarım yasalaşarak ülke tarımımıza değer katmaya devam edecek. Tarım; her ülke için hayati öneme sahip olan ve  dünyanın üzerinde en çok durduğu konuların başında geliyor.  Biz de, son 20 yıldır ülkemiz tarımının gelişmesi ve rekabet gücünün artırılması için önemli destekler sağlayıp, yatırımlar yaparak AR-GE altyapımızı güçlendirdik.  Bugün; Türkiye'nin, bulunduğu coğrafyanın en büyük ve en güçlü tarımsal  AR-GE altyapısına sahip ülkesi olduğunu sizlere gururla söylemek istiyorum. Özellikle son 3 yılda yüzlerce yeniliği, çok sayıda teknolojiyi  çiftçimizle buluşturduk ve ülkemiz tarımına kazandırdık. Türkiye'nin ilk yerli ve milli elektrikli traktörünü seri üretime hazır hale getirdik. Geçen yıl lansmanını yaptığımız Elektronik Hayvan Takip Sistemimiz,  yani diğer adıyla Elektronik Küpe, ülkemizin milli sermaye ve  milli AR-GEile geliştirilen ilk hayvan takip sistemidir. Elektronik küpe ile aslında hayvanların kulağına minik bir cep telefonu takıyoruz.  Sistem sayesinde; büyükbaş hayvanların takipleri,  sanal karantina, kızgınlık ve beslenme yapısı yakından takip edilecek. Yaptığımız denemeler sonucunda bu önemli proje sayesinde;  süt sığırcılığı işletmelerinde; Süt veriminde yüzde 25 artış, buzağı veriminde yüzde 20 artış ve  Sağlık giderlerinde yüzde 15 azalış tespit edilmiştir.

ÜLKE EKONOMİSİNE KISA VADEDE YILLIK 5 MİLYAR, ORTA VADEDE İSE 10 MİLYAR LİRA KATKI SUNMAYI HEDEFLİYORUZ
Eğer bu sistemi sadece damızlık dişi hayvanlarımıza takabilirsek, ilave yem ve girdi kullanmadan yılda 1 milyon daha fazla buzağı, 2-3 milyon ton ilave süt elde edebiliriz. Yani her 100 Akıllı Küpe ilave 20 hayvan demek.  Elde edilen verim ve hayvan sayısı ile sağlık giderlerinin azalmasını dâhil ettiğimizde, bu teknolojinin yaygın kullanımı sonucunda ülke ekonomisine kısa vadede yıllık 5 milyar, orta vadede ise 10 milyar lira katkı sunmayı hedefliyoruz.  Yine bu çalışmalarımızın yanı sıra, e-tarım Portalı, Tarım Orman Akademisi,  akıllı tarım uygulamaları, gezer sağım makinesi ve otonom ilaçlama makineleri gibi birçok teknolojiyi tarım ve hayvancılık sektörüyle buluşturduk ve buluşturmaya devam edeceğiz. Çünkü AR-GE'ye yaptığımız yatırım,  çiftçimizin cebine koyduğumuz destek anlamına geliyor.  Bakınız! AR-GE teknolojilerimize sağladığımız destekler ile  bugünün değil yarının gıdasını da garanti altına alıyoruz. Son 19 yılda Türkiye ortalaması olarak;  dönüme buğday verimi yüzde 41, şeker pancarı verimi yüzde 54,  ayçiçeği verimi yüzde 84, mısır verimi yüzde 124 artmıştır. Bunun anlamı şudur: 20 dönüm tarlası olan; birbuğday üreticisinin tarlası şimdi 28 dönüme,  şekerpancarı üreticisinin 30 dönüme, ayçiçeği üreticisinin 36 dönüme, mısır üreticisinin 44 dönüme denk gelmektedir.  Ve bunu da ilave bir tarla almadan, cebinden para harcamadan yapmıştır. Hayvancılıkta da benzer tabloları görüyoruz. Son 19 yılda sığırda ortalama et verimi yüzde 30 artışla  320 kg'a, süt verimiyüzde 110 artışla 4.200 litreye yükseldi. Artık yetiştiricimiz, 1 hayvandan 2 hayvana denk süt, 3 sığırdan 4 sığıra denk et alabiliyor.  İşte tüm bu çalışmalarımız sizler için; bu ülkenin gıdasını, aşını sağlayan, üretime can katan çitçilerimiz, üreticilerimiz yetiştiricilerimiz içindir.

TARIMIN GELECEĞİ İÇİN DE  BİLGİ VE TEKNOLOJİ DİYORUZ
Konuşmamın başından bu yana, bahsettiğim çalışmalarla, AK Parti Hükümetleri döneminde sürdürülebilir bir ivme yakalayan tarım sektörü, oluşturduğumuz güçlü altyapı ile son 20 yılda önemli bir tarımsal büyüklüğe ulaştı. Tarımsal hasılamız ise son 3 yılda yüzde 78 artışla,  2020 yılında337 milyar liraya ulaşarak,  Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı.  2021 yılında ise tarımsal ihracatımız,  geçen yıla göre yaklaşık yüzde 21 artışla 25 milyar dolara,  dış ticaret fazlamız ise yüzde 31 artışla 7,2 milyar dolara yükseldi. Ayrıca, Uluslararası Ticaret Merkezi (ITC)'nin 2020 yılında yayınladığı;  ülkeler bazında kendi kendine yeterliliğe baktığımızda;  Çin'de yüzde 46, Almanya'da yüzde 78, ABD'de yüzde 88 iken, bu oran Türkiye'de yüzde 136 olarak gerçekleşmiştir.   Bu veriler, ülkemizin, tarım ve gıda ürünlerinde kendi kendine yeterli olduğunu ve “Net İhracatçı” konumda oluğunu tam olarak göstermektedir. Ancak, geleceği çok daha iyi planlamamız gerektiğini de biliyoruz.  O nedenle; geleceğimiz için tarım diyoruz, tarımın geleceği için de  bilgi ve teknoloji diyoruz.

MEDYADA GÖSTERİLENDEN DAHA BÜYÜK AYAK İZERİ OLMALI
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e de 'Başka bir tarım mümkün' sözleri üzerinden çağrıda bulunan Pakdemirli şunları söyledi:

"Başak bir tarım mümkünde diye başkanımız. Bir fikri varsa gelsin bizle paylaşsın. Belediyelerimiz de oy kitlesi için bir şeyler yapma gayreti içinde. Ben bu çalışmaların belediye bütçesinden yüksek maliyetler yapılmasını arzu ediyoruz. Ciddi işleri bizde alkışlarız. Biz bakanlık olarak bu çalışmalar ciddi kaynak arıyoruz. Belediyemizin de ekstra kaynak ayırması bizleri mutlu eder. Ancak burada yapılan işlerin ayak izlerinin daha belirgin olmasını arzu ediyoruz. Biz yapılan işlerde alkışlamasını biliriz ve başkanımızın yanında oluruz. Burada işin medyaya gösterdiğinden daha büyük ayak izleri olmasını arzu ederiz. Özellikle İzmirli olarak bunu arzu ederim. Yapılacak bir şey varsa işin içinde olmayı biliriz. Hepimizin çok önemli görevi var"

DESTEK VE YATIRIMLARA DEVAM EDECEĞİZ
Bir örnekle açıklayacak olursak;  Hollanda, 15 milyar dolarlık yerli üretim ve 71 milyar dolarlık ithalat ile  105 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiriyor ve tarımda 34 milyar dolarlık dış ticaret fazlası veriyor. Hollanda bu şekilde HUB olmayı başarmış bir ülke. Dünyanın dört bir yanından gelen tarım ürünlerini işleyerek ve önemli bir katma değer yaratarak, tekrar dünyaya satıyor ve bundan önemli bir gelir elde ediyor.  Tabi bizim de en büyük kısıtımızın ve sınırımızın;  toprak ve su olduğunu unutmamalıyız.  Bu nedenle özellikle hem kendi üretimimizi arttırarak hem de   bölgedeki zenginliklerden daha çok faydalanarak HUB olmamız lazım.  Çünkü, ülkemizin; lojistik altyapısı, üretim ve işleme kapasitesi,  tarihi ve kültürel bağlarımızın olduğu ülkelere yakın olmamız tarımsal destek ve yatırımlara devam edeceğiz. Tabi bizim ana amacımızın; bu coğrafyanın tadını, kokusunu, rengini markalaştırarak dünyaya daha çok duyurmak ve ihracattaki başarımızı tüm sektörlere entegre etmek, olduğunu da ayrıca ifade etmek istiyorum.

DESTEK VE YATIRIMLARA DEVAM EDECEĞİZ
Ege'nin İncisi İzmir'imize Bakanlık olarak,  bu coğrafyayı daima stratejik tarımsal üretim alanlarından biri olarak görüyoruz. İzmir'e son 19 yılda 22,5 milyar lira tarımsal destek verdik ve yatırım yaptık.  Kırsal Kalkınma desteklerimiz kapsamında; İzmir'e yaklaşık 232 milyon lira hibe desteği ödedik.  Son 19 yılda; 155 milyon fidanı toprakla buluşturduk. 65 mesire yeri ve 22 bal ormanı tesis ettik.  Yine son 19 yılda İzmir'e toplam 7,2 milyar lira yatırım yaparak, 4 içme suyu, 33 baraj, 8 gölet, 570 bin dekar arazinin sulanmasını sağlayan  44 Sulama Tesisi ve 100 Taşkın Koruma Tesisini hizmete aldık. Tabii bundan sonra da İzmir'i bölgesinin parlayan bir yıldızı olarak görmek için destek ve yatırımlara devam edeceğiz. Son 19 yıldır tarımı siyaset üstü bir mesele olarak gören, gerek tarımsal üretimde, gerek ormancılık faaliyetlerimizde, gerekse su ve sulamaya yönelik yatırımlarda  bizi destekleyerek yanımızda olan “Ülkelerin çöküşü de, yükselişi de tarımla başlar.” diyerek bizlere ilham veren, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a buradan sizlerin huzurunda şükranlarımı sunuyorum.  Sözlerime son vermeden önce; geçtiğimiz yıl fuarda sadece Alım Heyeti - İkili Görüşmeleri ile 1,5 milyar dolarlık iş hacmi oluşturulduğunu,  bu yıl ise bu hacmin 2 milyar Dolara ulaşacağını özellikle belirtmek isterim.

FUAR'IN HEM İZMİR İÇİN HEM DE ÜLKEMİZ İÇİN HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM
17'incisi düzenlenen İzmir Tarım Fuarı'na bin 050 firmanın katılımı ve 58'i aşkın ülkeden 390 bin ziyaretçi geleceğinden yola çıkarak AgroExpo'nun İzmir ve ülkemiz adına ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görmüş oluyoruz.  Muhakkak ki fuarda; tarımsal üretimde verimlilik ve kaliteyi önemli ölçüde etkileyen teknolojik gelişmeler takip edilecektir.  Bu kapsamda; modern alet ve makine ile diğer tarımsal girdilerden yeni teknoloji ürünü traktörlere, biçer döverlerden toprak işleme-ekim-dikim makinelerine, modern sulama makine ve ekipmanlarından  hayvancılıkla ilgilialet-ekipmanlara, tohum, yem ve katkı maddelerinden ilaç, gübre, örtü alet ve ekipmanlarına kadar bir çok ürün sergilenecektir.  Fuar'ın hem İzmir için hem de ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. 

SOYER: BAŞKA BİR TARIM MÜMKÜN
'Başka Bir Tarım Mümkün' vizyonu üzerinden İzmir'deki tarım yatırımlarını anlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, tarım ve hayvancılık ile uğraşanlar vatandaşların önemine dikkat çekerken şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye'nin en büyük ve modern alanı Fuar İzmir'de bu buluşmaya ev sahibi yapmaktan gurur duyuyoruz. Geçtiğimiz yıl fuarımız 80 ülkeden binlerce misafiri ziyaret etmişti. Bu yıl ise 90 ülkeden 150 binin üzerinde katılımcı ağırlamayı hedefliyoruz. İklim krizini derinden hissettiğimiz bu fuarın tarıma dikkat çekme için çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Fuarda üreticilerin ilham alacağı birçok şey var. Biz başka bir tarım mümkün derken neyden bahsediyoruz? Birincisi atalık tohumu desteklemek diğeri ise küçük üreticiyi desteklemek. Bunların neyi ifade ettiğinin farkındayım. Biz İzmir'de gördük ki küçük üreticiler ile şehrimizi koruyabiliriz. Hem de daha adil ve temiz bir gıda sektörü kurabiliriz. Bunlarda kamunun önemi büyük. Türkiye tarımda kendi başına yeten bir ülke olmaya başlayacaktır. Bu toprakları bereketleştirmek mümkün. Çiftçinin alın terini alabileceği bir sistem üretmek mümkün. Çoraklaşan topraklarımız kurtarmak mümkün. Milyonlarca vatandaşın sağlıklı ve ucuz gıda ile buluşmasını sağlamak mümkün.Yaygınlaşan yoksulluğu bitirmek mümkün. Kısacası başka bir tarım mümkün. İzmir tarımı ile kuraklık ve yoksullukla aynı anda mücadele etmeye devam edeceğiz. Fuara emek sağlayan herkese teşekkür ediyoruz."

ÖZGENER: ÖNCELİKLERİMİZ ARASINDA BİRİNCİ SIRADA YER ALMALIDIR
İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ise, " Geçtiğimiz iki sene zarfında, tarımsal üretimin tüm dünya için ne denli hayati öneme sahip olduğunu bir kez daha, şüpheye yer bırakmayacak bir biçimde tecrübe ettik. 'Kendine Yeterlilik' kavramının dünyaca sorgulandığı ve ayrı bir önem kazandığı bu dönemde; ülkeler bu konuda farklı stratejiler geliştiriyor. Türkiye ise potansiyeli açısından kendine yeterlilik konusunda şanslı ülkeler arasında yer alıyor. Bu nedenle; Teknolojik gelişmelerle desteklenen ileri tarım uygulamalarının yer aldığı bir modelin hayata geçirilmesi, üretime yönelik yatırımlar gerçekleştirilmesi ve tarımsal üretimin azami oranda desteklenmesinin  tercihten öte yaşamsal bir zorunluluk haline geldiğini düşünüyorum. Bu çerçevede; İklim değişikliğinin etkilerinin göz önüne alınması ve olumsuz yansımalarına yönelik kısa ve uzun dönem politikaların oluşturulması, İleri teknoloji uygulamalarının kullanılması ile verimliliğin arttırılması ve kaynak israfının önüne geçilmesi, Gelecek nesillerin ihtiyaçları göz ardı edilmeksizin, çevresel ayak izini en aza indiren ve tüm dünya nüfusu için sürdürülebilir uygulamaların hayata geçirilmesi ve  Ülkemizin sahip olduğu potansiyelin katma değerli üretime dönüştürülmesi önceliklerimiz arasında birinci sırada yer almalıdır" dedi.

ÇOK ZENGİN BİR ÇEŞİTLİLİĞE SAHİP
Sözlerine 'teşvik' vurgusu ile devam eden Özgener, "Dijital dönüşümün tabana yayılarak ileri teknoloji uygulamalarının çiftçilerimiz ile buluşturulması ve hali hazırdaki desteklerin arttırılması, hayata geçirilecek teşvik mekanizmaları ile tarımsal üretimde planlamanın gerçekleştirilmesi, arz ve talep dengesinin optimum düzeye ulaşmasının sağlanması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanıldığı yeni tarım uygulamalarının hayata geçirilmesi, kırsal?kentsel nüfus dengesinin, gelir dağılımına ilişkin hususlar da dikkate alınarak korunması ve kırsal bölgelerin sosyal koşullarının iyileştirilmesi, tarım sektöründe bölge ve ürün grubuna uygun ihtiyaca göre nitelikli işgücünün geliştirilmesi kritik önem taşıyor. Ege Bölgemiz; incir, tütün, narenciye, süt hayvancılığı, zeytin, zeytinyağı, hububat, tıbbi ve aromatik bitkiler, çiçekçilik, arı ürünleri, kuru meyve ve su ürünleri özelinde çok zengin bir çeşitliliğe sahip."

ÜLKEMİZ EKONOMİSİNE KAYDA DEĞER BİR KATKI SAĞLIYOR
"Bölgemiz, sahip olduğu üretim gücü ve ürün çeşitliliğini ihracat ile taçlandırarak ülkemiz ekonomisine kayda değer bir katkı sağlıyor. Bu katkının güçlenerek artması; tarım ve tarıma dayalı sanayinin her alanında yaygınlaştırılmasına yönelik, bölgemizin katma değere sahip ürünlerinin; işleme, ambalaj ve dağıtımına yönelik tesislerin teşvik edilmesi, organik ve iyi tarım uygulamalarının yaygınlaştırılmasının ve alternatif enerji kaynaklarının tarımsal üretime yönlendirilmesinin büyük önem taşıdığını düşünüyorum. Bu dönüşüme en büyük katkıyı sağlayacak oluşumlardan biri, hayvansal ve bitkisel üretim tesislerinin bir araya getirilerek yüksek standartlarda ve çevreye duyarlı üretim yapılan “Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri”dir. İzmir Ticaret Odası olarak; bu nitelikli üretim bölgelerinin kentimize kazandırılması için Valiliğimiz, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası, Ege İhracatçı Birlikleri, İlçe Ticaret Odaları ve İlçe Belediyeleri gibi değerli paydaş kurumlarımızla beraber Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri Projelerimizi hayata geçirdik."

TÜM KATILIMCILARIMIZI VE ZİYARETÇİLERİMİZİ STANDIMIZDA GÖRMEKTEN MUTLULUK DUYARIZ
"Bu projelerimizden Dikili Sera Tarıma Dayalı İhtisas OSB’de toplam büyüklüğü 1.789.473 metrekare olan 50 sera parselinden 43’ü bir diğer deyişle yüzde 80’i ile toplam büyüklüğü 331.528 metrekare olan 35 sanayi parselinin tamamı satıldı. Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri’nin bu denli ilgi görüyor olması, bu alanda yaptığımız yatırımların ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Dikili, Bayındır, Kınık ve Bergama Tarıma Dayalı İhtisas OSB’lerimizi anlatmak üzere İzmir Ticaret Odası olarak C Holü 3090 numaralı stantta olacağız. Tüm katılımcılarımızı ve ziyaretçilerimizi standımızda görmekten mutluluk duyarız. Yaşamlarımızın odak noktasında yer alan tarım ve hayvancılık alanında dünyanın dört bir yanından profesyonelleri bir araya getiren Agroexpo Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı’na kent olarak ev sahipliği yapıyor olmamız, tarım ve hayvancılığın tüm alt sektörleri ile beraber gelişmesini destekleyen en büyük avantajlarımızdan biri.  Fuar için gelen yabancı iş insanları ile karşılıklı ticaret, bilgi alışverişi ve yatırım olanaklarını daen etkin şekilde değerlendirmeliyiz. Ülkemizin tarım sektöründeki imkanları ve fuarımızın gelişen ivmesi ile Agroexpo’nun kendi alanında dünyanın en büyük üç fuarından biri olma potansiyeline fazlasıyla sahip olduğunun da altını çizmek isterim."

ESKİNAZİ: BİRÇOK PROJEYE YATIRIM YAPIYORUZ
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi ise EİB'in çalışmalarına dikkat çekerken, "Dünyada değişimi kucaklayanlar ile ona direnenler arasında yaşanan kutuplaşma; çağımızın en yaygın paradoksu… Toplumlarımızın ve ekonomilerimizin temelini aşındıran iklim değişikliği, su krizi, eşitsizlik gibi ortak zorluklar karşımızda duruyor.  Ve geldiğimiz bu son noktada “kalkınma”nın ya da kalkınma alternatiflerinin eskisinden çok daha radikal bir biçimde sorgulanması gerekiyor.  Çok paydaşlılık yaklaşımının merkezindeki ilke; tartışmaya tüm tarafları dahil etmektir.  Dolayısıyla bugün; Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın dört büyük tarım fuarından biri olan, AGROEXPO’da yapacağımız istişare kıymetli bir sinerji oluşturacaktır.  Çünkü katma değer zinciri, ortak akıl bilinciyle büyük bir irade oluşturularak genişletilebilir.  Fuarın da ana teması olan; Tarım ve İklim Stratejilerini şekillendiren, Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı kapsamında gerçekleşen “dekarbonizasyon” süreci bizim öncelik alanımız. Dahası iklim değişikliğiyle mücadele zamana karşı bir yarış ve etik bir hesaplaşma. En ufak bir çaba bile önemli. Bizim her zaman tetikleyici olmamız lazım. 37 yıldır, Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’ini gerçekleştiren Ege İhracatçı Birlikleri olarak; gerek, akademinin gerek ulusal/uluslararası paydaşlarımızın işbirliğiyle, sürdürülebilirlik perspektifinde birçok projeye yatırım yapıyoruz.   Türkiye, 2021 yılında 23 milyar dolarlık tarım ürünleri ihraç etti, Ege İhracatçı Birlikleri 5 milyar 100 milyon dolarlık ihracatla; Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 22’sini tek başına gerçekleştirerek, tarım ürünlerinde Türkiye ihracat lideri oldu."

KONTROLLÜ TARIMI BENİMSEMEK ZORUNDAYIZ
Sözlerine"Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Almanya ve Çin’deki gıda fuarlarının uzun yıllardır milli katılım organizasyonlarını yapıyoruz" diyerek devam eden Eskinazi, "Güney Kore, Japonya, Çin’i kapsayan ve dünyanın en büyük gıda ithalatçısı Amerika Birleşik Devletleri’ne yönelik iki ayrı TURQUALİTY Projemiz var. Denklemin bir ayağını toplumun uzun vadeli çıkarları ve küresel çözümler oluşturursa katma değeri yaratırsınız. Bu yüzden sektörlerin tüm paydaşları, aynı dili konuşmalı, kurallar koyulmalı. Gündemin saatlik olarak değiştiği, en belirgin olarak G20 ülkeleri gibi korumacılık önlemlerinin arttığı pazarlarda ve AB Yeşil Mutabakatı ile tedarik zincirinin tamamen değiştiği bir dönemde, süreci etkin şekilde yönetmeliyiz. Tarladan markete gelinceye kadar gıda ürünlerinin üçte biri ziyan oluyor. Besin tedarik zincirinde kaybı ve israfı azaltmak için devlet nezdinde yeni stratejilerin geliştirilmesi gerekiyor. Üretimden depolama, taşıma ve tüketime kadar zincirin bütün halkalarının tabandan iyileştirilmesi için kontrollü tarımı benimsemek zorundayız" dedi.

TÜM SÜRECİ SANİYESİNE KADAR İZLEYEBİLECEĞİMİZ KONTROLLÜ BİR ORTAM YARATMAK
Eskinazi, Türkiye'nin pestisitle mücalede kapsamında etkin rol oynaması  gerektiğine değinerek, şu ifadeleri kullandı: 

"Türkiye; pestisitle mücadele ve gıda atıklarını azaltma konularını Döngüsel Ekonomi Eylem Planında öncelikli alan olarak görmelidir.  Ülkemizin mevcut durumu analiz edilmeli, sorunlar tüm taraflarca masaya yatırılmalı ve ülkemize özel kalıcı çözüm yolları geliştirilmelidir. Tedarik zincirinin izlenebilirlik, şeffaflık üzerine şekillendiği bir dönemdeyiz. Ülkelerin stratejileri, alım politikaları çok net.  Sanayi ve tarım stratejimizde, orta ve uzun vadeli kalkınma planlarımızda yeşil dönüşüm yatırımları, yenilenebilir enerji politikaları, temiz enerji teknolojileri, blockchain teknolojisi, dijitalleşme yer almalı.  Sürdürülebilir tarım için temel çözüm; enerji, su, besin ve arazi kullanımında tüm süreci saniyesine kadar izleyebileceğimiz kontrollü bir ortam yaratmak.  Türk ihracatçıları olarak önümüzdeki süreçte greentech ve agtech gibi yüksek teknolojili yatırımlara odaklanmak istiyoruz.  2023 hedefini 2021’de tutturan Ege İhracatçı Birlikleri olarak, lojistik altyapının iyileştirilmesi en büyük temennimiz.  Hedefimiz büyük, dolayısıyla bu hedefi gerçekleştirebilecek kadar lojistik altyapımızın da güçlü olması gerek.  Ülke ekonomisini ileriye taşıyacak hamleler yapmak, tüm siyasi ve ekonomik aktörlerin ortak sorumluluğudur.  Günümüzde tartışmaların merkezinde artık şu sorular yer almalı; Yeşil yeni düzende üretim ve bilişim teknolojileri hızla gelişirken, dijitalleşme ve çevre politikamız yeterli mi? Türkiye'nin bu sürece katılması ve uzun ömürlü pozisyon alması için Ar-Ge harcamalarını ne kadar artırması gerekiyor?  Artırırsa bu ülkelerle rekabet etmek için yeterli olacak mı?  İnovasyon ve katma değeri yüksek ürün Ar-Ge’ye destek verildiği takdirde gelişmez mi?  Döngüsel ekonomi zaten bir sistem inovasyonu değil mi?

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VİZYONUYLA 10 MİLYAR DOLARA ULAŞACAĞINI ÖNGÖRÜYORUZ
Birliğimizden 2021 yılında 168 ülkeye tarım ürünleri ihraç edildi. İlk sıralarda; Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, İtalya, Rusya, Hollanda, Irak, Fransa, Yunanistan, İspanya, Japonya yer alıyor. Bu sene de Ege İhracatçı Birlikleri olarak 6 farklı ülkeden ithalatçılarla, tarım ihracatçılarımızı “Alım Heyeti Organizasyonu”nda buluşturacağız. İkili iş görüşmelerimizin çok verimli geçeceğini ümit ediyoruz. Ege Bölgesi’nin tarım ürünleri ihracatını artırmak için pazarlama faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Günümüzde 5,1 milyar dolar seviyesinde olan Ege Bölgesi tarım ürünleri ihracatının orta vadede; yüksek teknoloji yatırımlar ve sürdürülebilirlik vizyonuyla 10 milyar dolara ulaşacağını öngörüyoruz. Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ediyorum, başarılı bir fuar geçirmenizi diliyorum."

TAN: HEDEFİMİZ 2 MİLYAR DOLAR
Konuşmasını gerçekleştiren Orion Fuarcılık A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Tan, "Bu fuarda sizlere bir fuardan fazlasını kazanmak istiyoruz. Bizler Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi milli ekonominin temel tarımdır düşüncesine inanıyorum. Bugün açılışını gerçekleştireceğimiz muhteşem fuarda 90 ülkeden  firmalar yerini almıştır. Her türlü gelişmiş teknolojiyi bu fuarda bulabileceğiz. Her biri teknoloji devi olan firmalarımız sizleri sabırsızlıkla bekliyor. Geçtiğimiz yıllarda a1-2 firmayı zor bulabildiğimiz tarım 4.0 firmaları bu sene 30'dan fazla firma bulunuyor. Orion fuarcılık olarak fuarımıza rahat ulaşılabilmesi için 2 bine yakın otobüs filosunu devreye soktuk. Bu fuarda hedefimiz 2 milyar dolar" diye konuştu.

 
Başkan duyurdu: Galatasaray o isimle anlaştı!
 
CHP İzmir'den Aksoy'a veda
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Selçuk Belediye Meclisi tek vücut oldu
Selçuk Belediyesi Şubat Ayı Meclis Toplantısı, Selçuk Belediye Başkanı ...
İZDENİZ’in sefer saatleri yeniden düzenlendi
İzmir Büyükşehir Belediyesi İZDENİZ Genel Müdürlüğü, sefer saatlerinde ...
Başkan Sandal: Mali disiplini sağladık!
Yerel seçimlerden bu yana; pandemi, deprem, sel ve ekonomik krize rağmen ...
 
Büyükşehir can dostlara mama dağıtımını arttırdı
İzmir Büyükşehir Belediyesi sokak hayvanları için tüm sene boyunca aralıksız ...
İzmir oyun sektöründeki en büyük etkinliğe ev sahipliği yaptı
İzmir’i oyun sektöründe söz sahibi yapma hedefiyle kurulan “Oyun Geliştirme ...
Proje büyüyor... 6 Masal Evi daha açılıyor!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in çocukların sosyal gelişimlerine ...
 
Buca Barış Manço’yu unutmadı
Unutulmaz eserleriyle milyonların gönlünde taht kuran Barış Manço, ölümünün ...
Başkan Sandal açıkladı: 251 milyon TL borç ödedik!
Belediye Başkanı Serdar Sandal, "288 milyon lira borçla devraldığımız ...
O mahallelerin plan revizyonu yola çıktı: Çiğli'nin silüeti değişecek!
Çiğli'de Köyiçi, Yakakent, Ahmet Efendi, Balatçık, Küçük Çiğli, Yenimahalle ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
50 yıl önce nasıl katil oldu?
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Metanoya!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve bugün Türkiye (2)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türkiye'nin İslam’la sınavı
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Kamu yararı Çeşme Projesi’nin neresinde?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
12 Eylül ve yeni Anayasa
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Atatürk’ün Toprak Kanunu ya da feodalizmin tasfiyesi uğraşısı
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Siber ve milli!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Germir bağları
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Müzik ve mandolin
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva